Malum AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer katıldığı bir televizyon programında Türkiye ekonomisi ve asgari ücrete ilişkin eleştirileri duyunca gaza gelmiş “Cep telefonlarını 6 ayda bir değiştiriyorlar. Arabalarını yılda bir belki de ikinci yılda değiştiriyorlar. Artık asgari ücretlimizin evinin önünde arabası var” sözlerini sarfetmişti…

Onun arabası var güzel mi güzel

Şöförü de var özel mi özel

Bastı mı gaza gider mi gider

Maalesef ruhu yok

Onun için hiç mi hiç şansı yok

Mustafa Sandal’ın bu şarkısının sözlerini bilmeyen, bu şarkıyı keyifle dinlemeyen, hatta şimdi sözlerini okurken melodisini hatırlamayan kaç kişi olur bilmiyorum, lakin bu şarkı sözlerini gündeme taşımamın esas sebebi bende yarattığı bir çağrışım.

Malum AKP Kayseri Milletvekili İsmail Tamer katıldığı bir televizyon programında Türkiye ekonomisi ve asgari ücrete ilişkin eleştirileri duyunca gaza gelmiş “Cep telefonlarını 6 ayda bir değiştiriyorlar. Arabalarını yılda bir belki de ikinci yılda değiştiriyorlar. Artık asgari ücretlimizin evinin önünde arabası var” sözlerini sarfetmişti…

Tamer, daha sonra bu sözlerine gelen eleştirileri savuşturmak isterken geri vitese takmış ve “İnanın o sözleri hangi televizyon kanalında ne zaman söylediğimi bile hatırlamıyorum. Ama ben esas o sözleri Apartman görevlileri için söylemiştim” demişti.

Değerli okurlarım biliyorsunuz, 2021 yılında geçerli olan asgari ücret, net 2.825,90 TL olarak açıklanmıştı.

Asgari ücretli birinin yemeden içmeden, kira ödemeden giyinip kuşanmadan tüm kazancını bir araba almak için kullansa hangi arabayı alabilmek için kaç ay çalışması gerektiğini oturdum sizler için hesapladım ve aşağıdaki tabloya döktüm:

Tabloda da görüleceği üzere ayaklı teneke olarak nitelenebilecek, 30 yaşından eski yürüyen enkazları almak bir asgari ücretli için imkan dahilinde. Zaten şehir dışına çıktığınızda, özellikle köylere gittiğinizde bu tip araçların tarlaya tabana gitmek, dağa bayıra çıkmak için kullanıldığını da görüyorsunuz. Özellikle keçi tabir edilen önden çekişli Toros modelleri köylerde epey bir revaçta, hala kullanılıyor.

Fakat 10 yaşından yeni, iyi durumda bir arabaya sahip olup kapının önüne çekebilmek için bir asgari ücretlinin yemeden içmeden en az 25 – 30 ay çalışması gerekmektedir.

Lüks olarak tanımlanan araba ve modellere ise bir asgari ücretlinin yaklaşması, hatta rüyasında görmesi bile mümkün değildir. Makam, mevki sahibi siyasilerin ve bürokratların tercih ettiği lüks bir Mercedes modeline binmek için ise asgari ücretli birinin 150 yıl yemeden içmeden çalışması gerekmektedir…

Ek bir geliri olmayan ve yahut da anasının babasının evinde oturup, bedava yaşamayan bir asgari ücretlinin gidip araba alıp, kapısının önüne park etmesi görünen o ki mümkün değildir.

Ayrıca bu çağda Türk vatandaşlarının otomobil yada telefon sahibi olması da lüks değil, bir ihtiyacın karşılanmasıdır. Bizim vatandaşlarımızın Avrupa ya da Amerikan vatandaşlarından ne eksiği var? Çalışıp çabalayıp bir ev bir otomobil bile alamadıktan, cebine bir telefon koyamayıp, boğaz tokluğuna didinip durduktan sonra sonra çalışmak neye yarar?

Diğer yandan otomobil sahibi olmak da yetmez, kullanmak bir sürü de ek masraf getirir. Bugün Ankara’da 95 oktan kurşunsuz benzinin litresi 7,30 TL, 52 litrelik bir depo yaklaşık 380 Türk Lirasına doluyor bir asgari ücretli yemese içmese, bütün gelirini benzine yatırsa ayda hepi topu 7,5 depo benzin doldurabiliyor. Arabanın birde üstüne üstlük vergisi algısı, yağı bakımı, muayenesi var.

Geçtiğimiz günlerde de AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal 2018 yılındaki seçimler öncesinde Kahramanmaraş gezisindeyken genç bir çiftçiyle yaşadığı diyaloğu anlatmıştı. Ünal’ın anlatımıyla“Bir delikanlı geldi. ‘Bizi mahvettiniz, bizi öldürdünüz’ dedi. ‘Telefonunu alabilir miyim’ dedim. IPhone 6. ‘Kaça aldın’ dedim. ‘3400 lira mı, 4500 lira’ mı dedi, ’24 taksitle aldım’ dedi. ‘İnternet paketi de var mı?’ dedim. ‘Var’ dedi. ‘Ayda kaç para ödüyorsun buna?’ dedim. ‘Ayda 450 lira ödüyorum’ dedi.” sözlerini sarfederek çiftçinin nasılda refah içinde olduğunu, hatta lüks tüketim bile yaptığını anlatmaya çalışmıştı.

Burada Mahir Ünal’a bir araştırmayı anlatayım ki kıyas yapabilsin, Picodi tarafından yapılan ve farklı ülkelerdeki tüketicilerin iPhone 12 Pro satın alabilmek için kaç gün çalışmaları gerektiğini gösteren araştırmanın sonuçlarına göre Türkiye’de bir asgari ücretlinin 103,8 gün çalışması gerekirken; Çin’de 26,7 gün, İngiltere’de 11,8 gün, Almanya’da 9,7 gün, ABD’de 6,1 ve İsviçre’de ise sadece 4,4 gün çalışması gerekiyor. Bu araştırmada en kötü durumda çıkan ülkenin Türkiye olması yönetim kadrosunda olan Mahir Ünal’ı utandırmaya yeter mi bilmiyorum…

Görünen o ki Sayın İsmail Tamer’in ya da Mahir Ünal’ın etrafında gözlemlediği kişiler hep üç beş yerden maaşlı, bol avantalı ya da bahşişli işleri olan yandaş taifesi olmuş, gerçeklerden kopmuşlar. Tavsiyem çıkıp sokaklarda dolaşsınlar, bir lokma ekmek için kuyruklara yığılan asgari ücretlileri görsünler…