Türkiye’de kadına şiddet konusunda tartışmaların en üst seviyeye geldiği bu zamanda,ayrı bir tartışma konusu ise kadına gösterilen şiddetin medyada ki betimlenme biçimi. Kimi kişilerin bu konuda ki görüşü medyada gösterilmesi gerektiğinden, kimisine göreyse bunlar yanlış resmediliyor. 

Türkiye’de kadına şiddet konusunda tartışmaların en üst seviyeye geldiği bu zamanda,ayrı bir tartışma konusu ise kadına gösterilen şiddetin medyada ki betimlenme biçimi. Kimi kişilerin bu konuda ki görüşü medyada gösterilmesi gerektiğinden, kimisine göreyse bunlar yanlış resmediliyor.

Boşanma taleplerinin bir çoğu aile içi şiddetle alakalı. Bunlar kimi zaman psikolojik şiddet iken kimi zaman ise fiziksel şiddet. Türkiye’de resmi rakamlar, geçtiğimiz yıl 266 kadının öldürüldüğünü gözler önüne seriyor. Resmi kayıtlara geçen bu durum medyada ise yerini her gün almaya devam ediyor. Şiddet medyada neredeyse her gün bir örneğiyle karşımıza çıkıyor. Devletin düzenlemelerine baktığımızda ise ‘Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ kapsamında verilen tedbir

kararlarına göre, binlerce kadın koruma altına alınıyor fakat nafile. Ayrıca mahkeme kararıyla uzaklaştırma kararı alınan da binlerce erkek var… Vatandaşın bugünkü görüşü ise ortada: Herkese göre değişen çözümler genel olarak bu zulmün son bulması yönünde.

Medyanın şiddet unsurunu ifşa eyleminde ise yine görüşler farklılığını koruyor.