SEVGİ GÜLDOĞAN

Erzurum’un eşsiz doğal zenginliklerinden biri olan oltu taşı, hem tarihsel hem de kültürel olarak bölgenin sembolü hâline gelmiş durumda. Kıymetli taşlar arasında yer alan ve 3213 sayılı Maden Kanunu’yla bu özelliği tescillenen Oltu taşı, nazara karşı etkili olduğuna inanılan ve el işçiliğiyle anlam kazanan özel bir doğal taş.

Kiraz Zenginlerin, Karpuz Garibanların Yiyeceği Oldu!
Kiraz Zenginlerin, Karpuz Garibanların Yiyeceği Oldu!
İçeriği Görüntüle

1986 yılından bu yana Erzurum’da faaliyet gösteren Acar Tesbihçilik, bu değerli taşı geleneksel yöntemlerle işleyen sayılı atölyelerden biri. Tesbih ustası Hanifi Acar ve İsmail Acar ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, yalnızca tesbihin üretim sürecine değil; sabır, emek ve kültürle örülmüş bir yaşam biçimine tanıklık ettik.

Oltu taşını sadece bir süs eşyası değil, bir yaşam biçimi hâline getiren isimlerden biri HanifiAcar. Erzurum’da kurduğu atölyede, yıllardır bu taşı sabırla şekillendiriyor. Sonsöz Gazetesi olarak, bu kıymetli taşın üretim sürecini ve Erzurum halkı için taşıdığı anlamı, 40 yılı aşkın süredir bu işle uğraşan Hanifi Acar ile konuştuk.

"TAŞLA KONUŞMAYI ÖĞRENDİK"

Mesleğe çocuk yaşta başlayan Hanifi Acar, el emeğiyle şekillendirdiği her taşta bir anlam olduğunu belirtiyor. "Bu iş sabır ister. Oltu taşı kolay işleniyor gibi görünse de her taşın kendine özgü bir huyu var. Onu tanımanız, hissetmeniz gerek” dedi.

Acar’ın anlattığına göre taşın çıkarılmasından tesbihe dönüşmesine kadar geçen süreç büyük özen gerektiriyor: “Taş önce topraktan çıkarılır, sonra kurutulur. Kalınlığına göre kesilir, torna işleminden geçer, cilalanır. Her aşamada ayrı bir dikkat gerekir. Bazen bir tesbih bir günde tamamlanır, bazen haftalar sürer.”

BABADAN OĞULA, TAŞTAN GELENEK

Atölyede babasıyla birlikte çalışan İsmail Acar ise, el işçiliğini dijital dünyayla buluşturarak üretimlerini sosyal medya aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaştırmaya çalışıyor: “Her tesbihbir hikâye taşıyor. Bizim işimiz sadece boncuk dizmek değil. Oltu taşını tanıtıyor, kültürümüzü anlatıyoruz.”

“TESBİH SABRIN TAŞ HÂLİDİR”

Hanifi Acar, tesbih üretimini “bir yaşam biçimi” olarak tanımlıyor. Zanaatın inceliklerini ise şöyle özetliyor: “Her tesbih sabır ister, el alışkanlığı ister. Elinizdeki taşı hissedeceksiniz. Makine her boncuğu aynı yapar ama insan eli o boncuğa karakter katar.”

“OLTU TAŞI, RUHU OLAN BİR TAŞTIR”

1986 yılından bu yana Erzurum’da üretim yapan Acar Tesbihçilik, günümüzde tamamen el emeğiyle üretim yapan sayılı atölyeler arasında yer alıyor. Tesbih ustası Hanifi Acar, zanaata duyduğu saygıyı şu sözlerle ifade ediyor: “Oltu taşı ilk çıktığında yumuşaktır, hava ile temas ettikçe sertleşir. İşlendikçe dayanır, kullanıldıkça parlar. Makinayla yapılan tesbih aynı tınıyı, aynı hissi vermez.”

3213 Sayılı Maden Kanunu kapsamında “kıymetli taş” olarak kabul edilen Oltu taşı, Erzurum’un Oltu ilçesinden çıkarılıyor. Acar, taşı işlerken yalnızca estetik değil, aynı zamanda sabır ve ruh da kattıklarını söylüyor. Usta Acar, gençlerin bu mesleğe ilgi göstermemesinden yakınıyor. “Bu işi öğrenecek insan kalmadı.” diyen usta, zanaatın unutulmasından endişeli.

SAHTESİNDEN NASIL AYIRT EDİLİR?

Oltu taşının sahteleri piyasada sıkça yer alsa da ustalara göre gerçek taşı anlamak mümkündür. Acar, "Gerçek Oltu taşı yandığında güzel bir koku verir, sahte taşlarda bu mümkün değildir. Ayrıca kullanıldıkça parlar ve işlendikçe sertleşir. Bunlar bizim için ayırt edici özelliklerdir.” diye konuştu.

TESBİHİN ÖTESİNDE BİR SANAT

Acar Tesbihçilik yalnızca tesbih üretmiyor; yüzük, kolye ve kadınlara yönelik takılar da tasarlanıyor. Usta, "Müşterilerin taleplerine göre özel tasarımlar da yapıyoruz. En çok çeşme ve yarma motifleri tercih ediliyor.”diyerek özgünlüğün önemine vurgu yaptı.

“BU TAŞ ERZURUM’UN KALBİDİR”

Oltu taşı, Erzurum için yalnızca ekonomik değil; kültürel bir değer de taşıyor. Acar, “Bu taş Erzurum’un kalbidir. Geçmişin izlerini, şehrin sabrını ve zanaatin inceliğini taşır. Biz bu taşı işlerken sadece bir ürün değil; bir hikâye yaratıyoruz.” dedi.

Hanifi Acar’a göre Oltu taşı yalnızca tespih yapımında değil, aynı zamanda yüzük, kolye, bileklik gibi aksesuarlarda ve çeşitli süslemelerde de kullanılıyor. Erzurum’daki üretimin Türkiye’deki Oltu taşı işçiliğinin önemli bir kısmını karşıladığı da vurgulandı.

Muhabir: Haber Merkezi