İktidar tarafından atanan kayyım yönetimindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin  yeni yapacağı yola Şeyh Sait'in adını vereceğini duyurmasının ardından yoğun bir tartışmaya başlamıştı.

Bu tartışmaya dâhil olan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Salim Ensarioğlu  sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Son günlerde Diyarbakır’da bir bulvara bölgemizin en önemli değerlerinden Şeyh Said efendinin isminin verilmesi üzerinden başlayan tartışmalarda bölgenin toplumsal ve dini değerlerinden birine dönüşen Şeyh Said’e yönelik ithamları şiddetle reddediyorum" demişti.

Şimdi bu zat-ı muhteremi partisinden aday gösterip, milletvekili yapan Meral Akşener’e dönüp; yahu siz seçimlerinizi hangi ölçütlere göre yapıyorsunuz diye sormak gerekmez mi?

Hani İYİ Parti ve MHP’de milliyetçiyim Türkçüyüm diyen sonra da lafı eveleye geveleye ama CHP de HDP ile işbirliği yapıyor diye saydıranlar var ya peki bunlar Şeyh Sait’in şeriatla yönetilen bir Kürdistan kurma hayalini bilmiyor mu?

Şeyh Sait’e övgü düzenlerin, onu bir değer olarak niteleyenlerin milliyetçiyim diyen İYİ Partide ne işi var?

Adam seçerken kimdir, nedir, ne düşünür diye hiç mi araştırmadınız?

Görünen o ki Meral Hanım’ın seçimleri pek bir isabetsiz oluyor…

Bakınız; bilen var bilmeyen var, kulaktan dolma bilgilerle ahkâm kesenler bir sürü kişi de ortada dolanıp duruyor bu yüzden işin aslını anlatmak gerek:

Özetle söylemek gerekirse bu gün Abdullah Öcalan ya da Fetullah Gülen neyse Şeyh Sait’de aynen odur, aynı işe kalkışmış ve silah zoru ile Cumhuriyeti yıkmaya soyunmuştur!

Bu suçu da mahkeme tarafından hükme bağlanmış ve kendisi de idam cezası ile cezalandırılmıştır.

Mahkeme hükmüne göre Şeyh Sait Cumhuriyet’i yıkmak, saltanat ve hilafeti ihya etmek için silah kuşanmış ayaklanarak hükümeti devirmeye kalkmış, asker sivil birçok kişiyi katletmiş bir teröristtir!

Diğer yandan bu gün onu değerli bulup mazlum bir din adamı olarak takdim etmeye kalkanlar sadece o kafa ile işbirliği yapmamakta aynı zamanda da emin olunuz ki bilerek ya da bilmeyerek Şeyh Sait’i de kullanan dış mihraklara da hizmet etmektedir.

Bakın:

Abdullah Öcalan Cumhuriyeti yıkmak için örgüt kurup, silah kuşanıp asker, polis ve sivil binlerce insanın kanına giren bir terörist değil mi?

Fettullah Gülen’de benzer şekilde Cumhuriyeti yıkmak için örgüt kurup, silah kuşanıp asker, polis, sivil binlerce insanın kanına giren bir terörist değil mi?

Elbette öyle…

Pekâlâ, Şeyh Sait’de aynı işi yapmadı mı?

Şeyh Sait’de asker, polis, sivil öldürüp Cumhuriyeti yıkmak için ayaklanmadı mı?

Bu gün Fettullah Gülen ya da Abdullah Öcalan’ı övmek onların propagandasını yapmak yasak değil mi?

Elbette yasak…

Pekâlâ, benzer şekilde Şeyh Sait’i övenlerin de terör örgütü propagandası yapmaktan yargılanmaları gerekmez mi?

Hatırlatayım; ayaklanmaları sırasında Şeyh Sait ve yandaşları kent ve köylerde bildiriler dağıtmış, “hilafetsiz Müslümanlık olmaz; saltanat ve hilafet geri getirilmeli, okullarda dinsizlik öğreten, kadınları yarı çıplak gezdiren Kemalist hükûmetin başı ezilmelidir” diyordu?

Peki, devlete isyan edip baş ezmeye kalkanın başının ezilmesi hak değil midir?

Bugün Şeyh Sait adını bulvarlara vermeyi savunanların yarın obür gün Fetullah Gülen ya da Abdullah Öcalan’ın adını da bir yerlere vermeye kalkışacakları tehlikesi görülmüyor mu?

Bu arada iktidarın atadığı bir Kayyımının Diyarbakır’da bir bulvara Şeyh Sait’in adını vermeye kalkması iktidarı ve iktidarın ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile MHP’lileri hiç mi rahatsız etmiyor?

Onu da çok merak ediyorum doğrusu…