CHP'nin 38. Kurultayı ile beraber gelen yargı sürecini değerlendiren avukat Ece Güner, kurultayın iptal edilemeyeceğini, itirazların kanuni süre içinde yapıldığını aktardı.

Güner, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, seçimin iptalinin artık mümkün olmadığını vurguladı, mutlak butlan meselesinin ise Siyasi Partiler Kanunu'na göre ele alınması gerektiğinin altını çizdi.

Güner yaptığı 3 sayfalık paylaşımında "'Usul esasa mukaddemdir' [usul, esastan önce gelir], hukukun en temel ilkelerindendir: Usule verilen bu önem ve öncelik, "hukuk güvenliği" için şarttır. Anayasamıza göre, madde 68; "siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır". Siyasi partiler, demokrasinin temel unsurlarından olduğundan, Siyasi Partiler Kanunu'ndaki usul şartları özel bir titizlikle uygulanmalıdır. Hem Siyasi Partiler Kanunu'nda (madde 21) hem CHP Tüzüğü/Kurultay Yönetmeliğinde (madde 24) hem de Yargıtay kararlarında: Kurultaylarda, seçimlerle ilgili alınan kararların iptali için itirazın Kurultay'dan sonra 2 gün içinde yapılması gerekirdi. CHP Kurultayı ile ilgili, itirazlar bu süre içinde yapılmamıştır ve artık iptal (ve seçilen yönetimin tartışmaya açılması) hukuken mümkün değildir; 2 günlük süre hak düşürücü süredir." dedi.

"Hukuk Güvenliği de bunu gerektirmektedir. Kanun, Yönetmelik ve Yargıtay İçtihatlarına göre, Kurultay'dan 2 gün geçtikten sonra itiraz edilmesi ve Kurultay'ın iptal edilmesi mümkün değildir: Siyasi Partiler Kanunu ("SPK") madde 21, 1. Fıkrasına göre: "Siyasi partilerin genel merkez, il ve ilçe organları seçimleri ile il kongresi ve büyük kongre delegelerinin seçimleri, yargı gözetimi altında gizli oy ve açık tasnif esasına göre yapılır". SPK madde 21, 10. Fıkrasına göre: "Seçimin devamı sırasında yapılan işlemler ile tutanakların düzenlenmesinden itibaren 2 gün içinde seçim sonuçlarına yapılacak itirazlar hâkim tarafından aynı gün incelenir ve kesin olarak karara bağlanır". SPK madde 21, 11. Fıkrasına göre: "Hâkim, seçim sonuçlarını etkileyecek ölçüde bir usulsüzlük veya kanuna aykırı uygulama nedeniyle seçimlerin iptaline karar verdiği takdirde bir aydan az ve iki aydan fazla bir süre içinde olmamak üzere seçimlerin yenileneceği tarihi tespit ederek ilgili siyasi partiye bildirir"." dedi.

"Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Kararından (E. 2021/778, K. 2022/9798, T. 30.06.2022) - Kanunda, iç tüzükte, kurultay yönetmeliğinde düzenlenen süre içinde seçimlerin iptali için itiraz edilmemişse, kongrenin iptali talebi mahkeme tarafından reddedileceği anlaşılmaktadır. Karar, itirazların 2 gün içinde yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Somut Değerlendirme: Kurultay'da yapılan seçimlerle ilgili (örneğin özellikle Genel Başkan seçimi), itirazlar, hak düşürücü süre geçtikten çok sonra yapılmıştır. Mevzuat ve içtihada göre, Kasım 2023 tarihinde yapılan CHP Kurultay'ında yapılan Genel Başkan ve yönetim seçimleri iptal edilemez. Meselenin hukuki mantığı da açıktır: Bir siyasi parti yönetiminin uzun süreler sonra tartışmaya açılması demokratik düzenin temeli olan siyasi partiler açısından büyük belirsizlikler ve istikrarsızlıklara yol açar; siyasi partileri ve dolayısıyla demokratik düzeni esaslı şekilde zayıflatır." ifadelerini kullandı.

Ece Güner

"'Mutlak Butlan' meselesi Hakkında"

"Mesele Siyasi Partiler Kanunu'na Göre Ele Alınmalıdır: Yine hukukun en temel ilkelerinden birini burada hatırlatalım: "Lex specialis, derogat legi generali" [Özel kanun, genel kanunu bertaraf eder]. Bir hususta özel kanunda açık ve net bir hüküm varsa, genel kanundaki aynı konudaki hüküm uygulanmaz: Bu kural, kanun koyucunun iradesine saygı ve yine hukuk güvenliği ilkesi gereğidir. Siyasi partilere ve kongrelerine uygulanacak kurallara ilişkin Siyasi Partiler Kanunu özel kanun niteliğindedir; sadece bu kanunda açık hüküm olmadığı durumlarda Türk Medeni Kanunu ("TMK") ve/veya Dernekler Kanunu uygulanabilecektir. Bazıları; TMK madde 83, 3. Fıkrada yer alan "Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır" hükmünden, yokluk veya mutlak butlan iddiaları bakımından hak düşürücü sürelerin uygulanmayacağı yorumunu yapmaktadır. Oysa izah ettiğimiz üzere, Siyasi Partiler Kanunu (özel kanun) Kurultaylarla ilgili -meselenin gereği- çok net, açık ve kısa süreler öngörmüştür, bu sürelerin genel kanundaki genel bir ifade temelinde yok sayılması mümkün değildir. -Siyasi Partiler Kanunu'nda "Butlanın" Temeli Yoktur: Siyasi Partiler Kanunu'nda mutlak butlan veya yokluk durumları öngörmemektedir. Neden yoktur? Çünkü Derneklerin aksine, siyasi partilerin Kurultayları sıkı bir yargı (seçim kurulları ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi) denetimi altında yapılmaktadır. Seçim Yargısı; çağrıdan, delegelerin doğru belirlenmesinden, Divanın doğru seçilmesinden, tutanaklara, vb. kadar her aşamayı kontrol ediyor. Diğer bir ifadeyle, "butlanın" söz konusu olabilmesi için işlemin en temel şartların dahi olmaması gerekir ki bu Mahkeme denetiminde yürütülen bir süreç için mümkün değildir. Bugüne kadar da zaten bir siyasi parti kurultayı için verilmiş hiçbir "butlan" kararı yoktur." şeklinde paylaşım yaptı.

"Kurultay iptalleri son derece ayrıntılı düzenlendiği için, bugüne kadar ülkemizde 2 günlük itiraz süresi sonrası hiçbir Kurultay iptali kabul edilmemiştir. -Kaldı ki, genel Türk hukuku prensiplerine göre, "butlan" için; bir işlemin kurucu unsurlarının olmaması bu işlemin yokluğunu veya geçerlilik şartlarında kamu düzenini ilgilendirecek önemde bulunanların gerçekleşmemiş olması bu işlemi bu işlemin mutlak butlan (i.e. kesin hükümsüz) olduğunu ortaya koyar. Tam da bu yüzden, yokluk ve mutlak butlan, dernekler için dahi Türk mahkemelerinde çok nadir öngörülür. Örneğin Yargıtay 7. Hukuk Dairesi (E. 2011/6644 K. 2011/7255 T. 24.11.2011) kararında genel kurul seçimlerinde oy pusulası olmaması dahi mutlak butlan nedeni olarak saymamıştır. Bir an için, Siyasi Partiler Kanunu değil de genel hükümlerin uygulandığını varsayarsak dahi burada "butlan" iddia etmek mümkün değildir. "Butlan" sadece çok temel, net ve açık bir yokluk durumunda söz konusu olabilir. Örneğin, yetkisi olmayan kişilerin oy vermesi! Örnek; Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 24.11.2014 tarih, 16823E/16788 sayılı kararında, "...genel kurula katılmaması gerekenlerin katılıp oy kullandığı [...] genel kurul kararlarının yok hükmünde sayılması gerektiğinden genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesi" diye karar vermiştir. Bu kadar net, açık ve temel bir sakatlık gerektirir. [Böyle bir durum, tüm süreçte var olan yargı denetiminden dolayı, siyasi partilerin kurultayları için zaten söz konusu olamaz]." dedi.

CHP'ye kayyum gibi bir durum söz konusu değil

Güner kayyumun mümkün olmadığını söyledi, "'Kayyum" kelimesinin bu tartışmada yeri yoktur: Bir algı yaratılmaktadır. Siyasi Partiler Kanunu'nda "kayyum" müessesesi öngörülmemiştir. (1) "Parti kapatma davası" kapsamında, bazı durumlarda Anayasa Mahkemesi tedbir kararları verebilir (mal varlığı yönetimi vb.): CHP ile ilgili böyle bir durum yoktur. (2) 2016 yılında; MHP Tüzüğünde öngörülen yeterli sayıda delegenin çağrı yapmasına rağmen yönetim Kurultayı toplamadığı için, istisnai olarak, Mahkeme bir "çağrı heyeti" aracılığıyla Kurultayın toplanmasına izin vermiştir. Böyle bir durumda, çağrı heyetinin tek görevi (ve yetkisi) en hızlı şekilde Kurultay çağrısı yapmak olup, başka herhangi bir yetkisi yoktur. 2016'daki durumda; delegelerin yaptığı çağrı uygulanmadığı için, Mahkeme Tüzüğün uygulanması için bu yola başvurmuştur: Mevcut durumla ilgisi yoktur. Diğer bir ifadeyle; önümüzdeki meselede çağrı heyetini de gerektirecek bir durum yoktur." ifadelerini kullandı.

Özgür Özel’den Antalya’da Güçlü Mesaj: 'Yolumuz İktidar Yolu, Başaracağız!'
Özgür Özel’den Antalya’da Güçlü Mesaj: 'Yolumuz İktidar Yolu, Başaracağız!'
İçeriği Görüntüle

Ece Güner-1

"'DUYUMLAR' VEYA SADECE TANIK İFADELERİ ÜZERİNE HÜKÜM KURULAMAZ"

"Anladığımız kadarıyla, dava birkaç tanık anlatımına dayanmakta ve tanık beyanlarını kanıtlayacak açık ve somut bir kanıt dosyaya sunulmamıştır. Yargıtay sadece tanık ifadelerinin yeterli olmadığını birçok kararında ifade etmiştir. Özellikle tanıkların şüphelilerle husumetli olması durumunda Yargıtay Ceza Genel Kurulu suçlamaları atfı cürüm niteliğinde değerlendirmek ve bu nedenle yeter ciddiyette kabul etmemek gerektiğini belirtmektedir. Ayrıca, yerleşik Yargıtay içtihadı uyarınca sadece duyuma dayalı tanık beyanlarına dayanılarak hüküm kurulamaz [İddianamede "duydum" ibaresinin 28 kez geçmektedir.] Hem somut kanıt sunulmaması hem de şüpheliler ile husumetli olduğu iddia edilebilecek tanıkların anlatımlarının duyuma dayalı olması [görüldüğü iddia edilen hususların ise kamera görüntüsü, MASAK raporu vb. somut kanıtlar ile tasdiklenmiyor olması] kurultaya ilişkin delillerin yetersizliğini ortaya koymaktadır.
[Kurultayın iptal davası Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmektedir. Aynı zamanda, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinde, Siyasi Partiler Kanunu'nun 112. Maddesinde düzenlenen "oylamaya hile karıştırma” suçuna ilişkin bir ceza davası açılmıştır. Son durumda, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi görevsizlik kararı vermiş ve dosyayı Ankara Ağır Ceza Mahkemelerine tevdi etmiştir. Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir (Hukuk Muhakemesi Kanunu 145. Madde)]." açıklamasında bulundu.

"Sonuç Değerlendirmesi: (1) Kurultay iptalleri, Siyasi Partiler Kanununda 2 günlük itiraz süresine katı şekilde bağlanmıştır: Bunun dışında herhangi bir iptal bugüne kadar Mahkemelerce kabul edilmemiştir. (2) Demokrasi tarihimizde hiçbir siyasi parti kurultayı "butlan/yokluk" temelinde iptal edilmemiştir. Örneği ve Kanuni temeli de yoktur. (3) Siyasi Partilerle ilgili "Kayyum" müessesesi yoktur. Böyle bir ihtimal hukuken yoktur. (4) Esasa ilişkin ise, kamuya açık bilgilerden anladığımız kadarıyla; dava, tanık ifadelerindeki "duyumlara" dayanmaktadır ve duyumları destekleyecek somut kanıt sunulmamıştır. Demokrasinin temel unsurlarından olan siyasi partilerin (özellikle de kritik önem taşıyan ana muhalefet partisinin) bu tür davalar ve iddialarla yıpratılması; demokrasinin yıpratılmasıdır." dedi.

Muhabir: Ayşe Jülide Özdem 2