Lise yıllarında yabancı dilde olayı kavrayıp,Fransızca dersinde hep yüksek not alan iki arkadaşımızdan yardım istedik ve sınavda en azından sınıf geçecek notu almak için bir şekilde bu arkadaşlarımızın çabalarıyla sınavda çıkacak sorulara ulaşmıştı.
Okul dışında bir yerde buluşup soruların doğru cevapları için kopyalar hazırladık.Sınav günü gelip çatmıştı.Hepimiz kendimizden emin,sorulacak sorulara doğru cevap vermenin rahatlığıyla soruları cevaplayıp öğretmenimize teslim ettik.
Birkaç gün sonra öğretmenimiz sınav sonuçlarını açıkladı, sınıfımızın hepsi sıfır not almıştı.Tabi öğretmenimiz bir şekilde soruları aldığımızı fark etmiş.Fransız’cası iyi olan iki arkadaşımız, soruların doğru cevaplarını birer kaydırınca, sonuçta hepimiz Fransızcadan kalmıştık.
Kısa yoldan sınavda iyi not almak için haksız yere çabamız maalesef fiyasko ile sonuçlanmıştı. Toplum olarak bugünlerde sosyal medyayı da kullanarak, şana, şöhrete ulaşan ailelerin, çiftlerin dramlarını, televizyonlardan izliyoruz.
“Çok laf yalansız, çok para,mal haramsız olmaz”mış, atasözü güncelliğini koruyor. Büyük, küçük şehirlerde şans oyunları, piyango, kazı kazan satıcılarının önündeki kalabalığı görünce, insanlar kısa yoldan köşeyi dönme telaşında.Çoğu insan kısa yoldan bu yolları tercih ediyor.
Tarihte dolandırıcılıkla ün yapmış Sülün Osman diye bir insanıda biz yaratmışız. Adını duyurduğu ilk "işini" 1948 yılında Fatih'te yeni tuttuğu evin sahibini dolandırarak yapmış. 1950 ve 60'lı yıllardaki "işleriyle" ün kazanan "Sülün Osman", tramvay, Galata Kulesi, kent meydanlarındaki saatler, şehir hatları vapurları gibi kamu mallarını saf vatandaşlara 'satarak' ya da 'kiraya vererek' efsane olmuş bir kişi.
Saadet zincirleri oluşturan uyanıklar, insanların kısa yoldan köşeyi dönme heveslerini bildikleri için her zaman karşımıza çıkıyor. Bankerlik olaylarında 80 li yıllarda insanlara hayaller satanlarıda gördük, hala uslanmadık.Bu kadar para, pul, emek harcamadan, nasıl ulaşılır bu varlığa?, bu soruyu herkes birbirine soruyor. Bu ülke Tosuncuk diye birini tanıdı. 'Çiftlik Bank' davasının bir numaralı sanığı Mehmet Aydın çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Tosuncuk lakaplı Aydın'ın 26 saat süren emniyet ifadesi de, kimseye kesin kazanç vaadinde bulunmadığını, mağduriyetleri gidermek için teslim olduğunu öne sürmüş.
Terör mağduru diye insanların evine ,arabasına tüm varlığına çöken çetelere ne demeli. Bu konuda insan psikolojisini çok iyi gözlemleyen dolandırıcılar da boş durmayıp yeni yöntemlerle işlerinin başındalar.Bir şekilde yaşlı, saf, kimsesiz, kişileri tespit edip, kısa yoldan kazançlarına kazanç katıyorlar.
Yıllar önce, yukarıda belirttiğim küçük çaplı da olsa lisede yaşadığımız kopya çekme olayında bizlerde kısa yoldan çalışmadan emek harcamadan sınıf geçme notu almak için bir haksız çaba içine girmiştik.Belki masumane bir girişim di bizimkisi,sonuçta haksız bir kazanç elde etme çabasıydı.O günden sonra tüm arkadaşlarımız ve benim için çok güzel bir dersti bu yaşadığımız. Neyseki alnımızın teri ve çalışmayla kimsenin hakkına yan gözle bakmayıp,dürüst ve çalışmayı prensip haline getirenler olduk.
Gönlüm ister ki Cumhuriyetin temellerinin atıldığı günlerdeki gibi ülke olarak, çalışan ve üreten bir toplum olmak için bir çaba içinde olalım. İnsanca bir yaşam, gelir dağılımında eşitlik, eğitimde sanatta büyük başarılara imza atan, sporda başarıdan başarıya koşan bir ülke olalım.
Ekonomik krizin, zaptedilemeyen zamların, gelir dağılımının bir an önce düzeltilmesi, huzurun, sağlığın konuşulduğu bir toplum olmasını canı gönülden istiyoruz. Savaşsız özgür bir dünyanın özlemiyle yeni yıla girme umudunu tüm kalbimle hissetmek istiyorum.Haksız kazançların, kara paraların, çetelerin olmadığı bir dünyada yaşamak istiyorum. Hala ümidim var ,güzel günleri kesin göreceğiz. Yaşıyorsak, haIa umut var demektir.
Bir kıyıda baktım dünyaya
Ellerimde tuz avucumda sedef
Bir mavilik bir açıklık
Özgürlük hasreti
Yüreğime vuruyor.
Nerede nerede insanlar
Dünyayı güzellik kurtaracak.
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.
0 üzüntü birden gelir
Yağmurlu havalarda
Yeniden kurarım dünyayı ben, Kederlerle.
Kimseler aşık değil mi bu şehirde.
Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey
Hava martılar ışıklı şehir
Sarhoş ediyor beni yosun kokusu Hilesiz kucaklamak istiyorum
Dünyayı şehri ve seni
Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey(Zülfü Livaneli)