Piyasalar Kaos İçinde: İş Dünyası Nasıl Etkilendi?

Bu hafta Çarşamba sabahı, sektörde güvenilir firmalar arasında yer alan ve birlikte iş yaptığımız bir müşterimizle görüştüm. Normalde özel hastane işini almak üzereydiler, sözlü anlaşma bile yapılmıştı. Ancak, “Dün anlaştık, bugün ne yapacağımızı bilmiyoruz. Önümüzü göremiyoruz, muhtemelen sözleşmeyi imzalamayacağız.” dediler.
Neden mi? Çünkü borsa devre kesti, döviz kurları sert yükseldi ve piyasaya boğucu bir sis çöktü.

Benjamin Graham ve Warren Buffett’ın Öğrettikleri

Warren Buffett, Benjamin Graham’ın “Akıllı Yatırımcı” kitabı için “Yatırımcılık hakkında gelmiş geçmiş en iyi kitap.” diyor.
Graham ise bu kitapta, yatırımın güven esaslı olduğunu ve sağlam zeminlerde harikalar yaratabileceğini söylüyor.
Ama burada kritik bir uyarı yapıyor:
“Geçmişin bize öğrettiği tartışılmaz tek doğru, geleceğin bizi her zaman şaşırtacağıdır.”
Evet, gelecek finans piyasalarını öngörmek konusunda gerçek kesit gibi bizi şaşırtmaya devam ediyor…

Türkiye Gibi Kaygan Zeminlerde Proje Satışları

Bizim gibi kur dalgalanmalarının yüksek olduğu ülkelerde, proje satışları zaten başlı başına riskli.
Özellikle kur sabitlemesi yaparak sözleşme imzaladığınızda, ne kadar güvenlik payı bırakırsanız bırakın, ani artışları kestirmek zor.
Evet, bir devalüasyon öngörmek kolay değil ama şirketlerin canını yakabilecek ani yükselişler de yok değil.
Örnek mi?
Biz, Kasım 2024’te orta ölçekli bir proje aldık.
* Kur sabitlemesi yaparak sözleşmeyi imzaladık.
* Ürünleri yurt dışından satın aldık ve teslim tarihi 13 Mart olarak gerçekleşti.
* Kur, belirlediğimiz seviyeden daha fazla yükseldi.
Bugüne kıyasla daha mı şanslıydık? Belki de.
Ama aynı ürünleri bugün almak zorunda olsaydık, daha fazla zarara uğrayacaktık. Çünkü biz satın alma yaptığımız üreticiyle kur sabitlemesi yapmamıştık.

Biz, ekonomik konjonktüre güvenerek ve müşterimizin finansal yapısını sağlam görerek bu işe girdik. Ama Keynes’in direğinden döndük.
Peki ya dönemeyenler?
Keynes’in Unutulmaz Sözü: “Uzun Vadede Hepimiz Ölüyüz”
John Maynard Keynes’in unutulmaz bir sözü var:
“Uzun vadede hepimiz ölüyüz.”
Yani?
“Döviz yükseliyor ama boş verin, yiyelim içelim eğlenelim mi?”
Şaka bir yana, bizim gibi zemini kaygan piyasalarda iş yaparken çapraz bağlarımızı koparıp oyun dışı mı kalacağız?
Elbette hayır!
Daha az risk alarak kontrollü bir şekilde ilerlemeliyiz.

Krizde Güçlü Kalmanın 5 Yolu

1- Kur Sabitleme Tuzağına Düşmeyin:
- Satın aldığınız ürünlerde kur sabitlemesi yapmadıysanız, satış tarafında da yapmayın.
- Fatura tarihini dikkate alın, öngörülemeyen kur dalgalanmalarına karşı kendinizi koruyun.
2- Döviz Cinsinden Satış Yapın:
- Satın almayı hangi döviz cinsinden yaptıysanız, satışı da aynı döviz cinsinden yapın.
- Böylece kur farkı kaynaklı zararları minimize etmiş olursunuz.
3- Tahsilata Odaklanın:
- Alacak takibi bu dönemde hayati önem taşıyor.
- Alacaklarınız yüksekse, yeni satışlara odaklanmak yerine tahsilatı güçlendirin.
4- Ödeme Planlarını Şirket İçin Avantaja Çevirin:
- Yeni sözleşmelerde en kritik konu ödeme planları olmalı.
- Tüm tarafları koruyan, sürdürülebilir ödeme planlarında anlaşmaya varmalısınız.
5- İhracata Ağırlık Verin:
- İhracat şu an Türkiye’deki en kazançlı sektörlerden biri.
- Döviz kazancı sağlamak, şirketinize ekonomik dalgalanmalarda nefes aldıracaktır.
Evet, biliyorum, şu an proje aslanın ağzında değil, hücre çeperinde. Piyasada ciddi bir proje darlığı var ve herkes iş almak için yarış halinde. Ancak, körü körüne iş almak uğruna binbir zorlukla büyüttüğümüz şirketleri geri dönüşü zor bir finansal krize sokabiliriz.
Ünlü filozof Jean Jacques Rousseau’nun dediği gibi:
“Başımıza gelen herhangi bir belada, etkisinden çok niyete bakarız. Damdan düşen bir kiremit bizi daha çok yaralayabilir, ancak kötü bir elin attığı taş kadar kederlendirmez. Taş hedefe değmeyebilir; fakat niyet, yapacağını yapar.”
O halde bize düşen, tavşanın iyi niyet çekmesini beklemek yerine, taşa göre pozisyon almak olacaktır.
Peki, siz piyasalardaki bu belirsizlik ortamında nasıl bir strateji uygulayacaksınız?