Son faiz kararından sonra Sözcü gazetesi “herkes gider Mersin’e Merkez gider tersine” diye manşet atmış…
Son faiz kararından sonra Sözcü gazetesi “herkes gider Mersin’e Merkez gider tersine” diye manşet atmış…
Bu manşeti atan arkadaşların konunun Merkez Bankası ile bir ilgisi olmadığından haberleri yok anlaşılan, yahu onlar emir kulu, gerçekte faiz kararını alan Recep Bey, o emrediyor Merkez Bankasındakiler tak o emri yerine getiriyor sadece.
Direnmeye, Recep Bey’in emrini yerine getirmemeye kalkan olursa da “Merkez Bankası Başkanını görevden aldık çünkü laf dinlemiyordu” deniyor, emri dinlemeyen anında kovuluyor, kapının önüne konuluyor…
Eee nede olsa geçim derdi, ekmek parası, Merkez Bankası iyi maaş verir, makam tatlıdır, kim kalkıp da Recep Bey’e itiraz edip, bilimsel gerçekleri anlatmakla falan uğraşacak ki?
Bu durumda gel de Namdar Rahmi Karatay’ın meşhur “Salla Başını, Al Maaşını” şiirini anımsama!
Ne demiş şair dizelerimde:
Ey inleyen zavallı; bulmuşsun kırk yaşını
Kazanmak istiyorsan bu hayat savaşını
Yemelisin hakikat denen zehir aşını!
Ne derlerse hu deyip hemen salla başını,
Gerdan kır, belini bük, her ay al maaşını
Beyhude inat etme hemen salla başını
Dilini tut, uslu dur, zıkkımlan maaşını!
Bu işin kararın kimin aldığı yönü, şimdi gelelim bütün dünya enflasyonu kontrol altına almak için faiz yükseltip sıkı para politikaları uygulamaya başlamışken Recep Bey neden onların tam tersi bir iş yapıyor, zaten çok ama çok yüksek olan bir enflasyon yaşanırken faizleri indiriyor?
Recep Bey’in “faiz sebep, enflasyon sonuçtur” iddiasını hepimiz biliyoruz. Böyle bir görüşün ekonomi bilimi açısından yanlışlığı da bu söylem uyarınca uygulanan politikalar neticesinde ülkede kur, faizler ve enflasyonun geldiği seviyelerde ortada.
Bu noktada enflasyon böyle hızla yükselip kurlar kontrolden çıkarken hala faiz indirmenin bir gerekçesi olması lazım değil mi?
Ortada iki olasılık var:
Ekonomi yönetimi bir hayal dünyasında yaşıyor, irrasyonel hareket ederek yanlış bir politika uyguluyor olabilir.
Ekonomi yönetiminin halka söylemediği ama bu politikaları uygulamasına gerekçe oluşturan başka nedenleri vardır.
Ben ilk olasılığı hiç tartışmadan es geçmeyi daha mantıklı buluyorum çünkü bu olasılık gerçekse zaten halkın sandıkta bu iktidarı değiştirmesini beklemekten başka yapacak bir şey yok. Dil döküp, laf ve bilimsel gerçekler anlatılarak hayal dünyasında yaşayanları uyandırmak mümkün olmaz.
Asıl olan bence ikinci olasılık, çünkü şunu iyi biliyoruz; enflasyon, iktidarlar tarafından parasal yükümlülüklerinden kurtulmak ve tercihe şayan kesimleri benzer şekilde parasal yükümlülüklerinden kurtarmak amacıyla uygulanan enflasyonist politikalar sonucunda ortaya çıkan bir olgudur.
Bence şöyle düşünmek lazım Recep Bey aldığı kararların ve uyguladığı politikaların enflasyonu yükselteceğinin hatta hiperenflasyon seviyesine sıçratacağını biliyor, bile isteye, tasarlayarak enflasyon yaratacak politikalar uyguluyor. Uyguladığı enflasyonist politikalara kendi dindar tabanının tepki koymasını engelleyebilmek için de dindeki faiz yasağı ve nas kavramını öne sürüyor, ben ne yapayım nas bu diyor.
Oysa asıl amacı enflasyon yaratarak hem devleti ve hem de KGF ve benzeri destekler ile yüksek miktarda Türk Lirası kredi kullanan firmaları bu yükümlülüklerinden kurtarıyor, kredileri ödeyebilmelerini sağlamaya çalışıyor.
Yani bu kesimin kullandığı kredileri enflasyon vergisi ile halka ödetiyor, bu kredilerin ödenmesini sağlayarak finansal sistemi ve firmaları batmaktan kurtarmaya çalışıyor.
Bu elbette bir politik tercih, lakin bunu halka böyle anlatmak, “elin oğlunun kullandığı krediyi size ödetiyorum” demek büyük infiale sebep olacağından nas böyle, bende bundan yapıyorum diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışıyor.