Zaman zaman köşe yazılarımda paylaştığım kitaplarla ilgili sözünü ettiğim gibi; bazı kitapların kapakları, içeriğiyle ilgili hiçbir ipucu vermez, bazılarının içerikleriyse kapak fotoğrafları gibidir. Bu yazarının tercihine bağlıdır. Kitabın arka kapağında, içeriğine dair görüşler yazılır. Kitabın içine girilmesi, dikkat çekmesi için ilginç bir kesit konulur.

     Gül Yalçın’ın “Gözlerinden Öptüm” isimli kitabı: ön kapağındaki resimle kitabın başrol kahramanlarından Deniz’in; kimliğini yansıtıyor. Nahif, uyumlu, çalışkan, yardımsever, güzel ve zeki. Arka kapakta, Gül Yalçın’ın dışında bir başkasının kaleminden çıktığı belli olan yazıda ise:

     “Gül Yalçın’ın samimi ve dokunaklı kaleminden çıkan eser, okurları hayatın içinde eşsiz bir yolculuğa davet ediyor.

Yalçın bu minvalde, kaderin tesadüflerle örülü bir yaşamın umut ve özlem dolu öyküsünü anlatıyor. Her sayfasında kalbinizin en derin köşelerine hitap eden içsel bir yolculuğa çıkan  

      “Gözlerinden Öptüm,” Deniz ve Pınar’ın hikâyesi üzerinden dostluğun, komşuluğun ve aşkın anlamını yeniden keşfetmenizi sağlıyor.

      Deniz ve Pınar’ın arasındaki bağ, yalnızca komşuluk ve iyi niyetle değil, derin bir dostluk ve filizlenen bir aşkla da örülüdür. Onların hikâyesi, “ Sevgi, hayatın anlamını bulduğu bir limandır,” sözünü kanıtlar niteliktedir. Gül Yalçın’ın usta anlatımı da bu bağları gerçekçi ve duygusal bir şekilde işlemiş, okurlarına unutulmaz bir deneyim sunuyor.

     “Gözlerinden Öptüm” ile hayatın sihrine tanık olmaya ve her satırda kendi yaşamınızda yeni bir anlam bulmaya hazır mısınız?” diyor.

     Yalçın’ın “Gözlerinden öptüm kitabı, arka kapak yazısında da söz edildiği gibi, Annesini kaybeden ve babasıyla birlikte yaşayan Deniz, babasına ve yan komşuları, Sakız Büyükannem dediği kadına tutunur, büyükanne de Deniz’i torunu gibi sever ve bağrına basar.

     Köyleri olan, Bademler köyünde lise olmadığı için Sakız büyükanneyi, Rahmi Amcayı ve diğer köylülerini geride bırakarak Urla’ya taşınırlar. Urla’da taşındıkları evin eksiklerini giderirler, yeni komşuları Pınar ve ailesiyle tanışırlar. Pınar’da annesini, babasını kaybetmiş, ağabeyi Ömer ve Anneannesi Nazmiye Hanımla yaşamaktadır.

Pınar’a ilk karşılaştıklarında ısınır, dost bilir, yakınlaşırlar. Belki de Deniz ile Pınar’ın bu kadar yakın olmalarının nedeni, geçmişte yaşadıkları ve bugün dert ortağı olmalarındandır.

     Pınar, olağanüstü enerji dolu, yardımsever bir arkadaştır. Daha ilk günden Deniz ile çok iyi anlaşırlar. Mutluluklarına olduğu kadar acılarına da ortak olurlar karşılıklı.

     Bir dükkân yeri bularak, köyde bıraktıkları, Bakkal Rahmi Amcayı da Urla’ya getirirler. Böylelikle hem Hakkı Bey’e hem de Deniz’e Bademler köyünden bir tanışın gelmesi komşuluk ve tanış olarak yeni bir halka ekler.

     Gerek kitabın arka kapak yazısından aktarılanlardan gerekse benim izlenimlerimden anlaşılacağı gibi; iki gencin yaşamları, arkadaş olarak bağlılıkları, okul ve iş hayatları, aşkları, komşuluk ilişkileri, büyüklerine karşı davranış biçimleri üzerine kurulu bir roman.

      Gül Yalçın; 1973 yılında Eskişehir’de doğmuştur. İki çocuk annesi olan Yalçın, Ankara’da yaşamaktadır. Edisan İletişim Bilimleri Akademisi ile Uğur Mumcu Vakfı yazarlık eğitimlerinden mezun olmuştur.

Yalçın, kollektif olarak yayımlanmış iki öyküye sahiptir.

Uzun yıllardır geniş kitleli bir Instagram sayfası ile okumalar yapmıştır.

 Yalçın’ına, okuru bol, yolu açık olsun dileğimden sonra; “Gözlerinden Öptüm” romanından iki kesitle yazıma son vermek istiyorum.

     “Her bir detayı, yaşanılan anıların her zerresini Pınar’a aktardıktan sonra, nihayet ikna olmuş bir halde bana bakıyordu. Gerçek mücadelem şimdi başlıyordu; yaşadıklarımı hissettiklerimi her defasında, en ince ayrıntısına kadar onunla paylaşacağıma dair söz verdim. O, hikâyemi dinlerken gözlerindeki mutluluk ışığı, uzun yıllar boyunca uzun yıllar boyunca birlikte büyüttüğümüz hayallerin, kaderin de aynı olması dileğiyle parlıyordu. Bir zamanlar aynı anda âşık olmayı, evlenmeyi, hatta aynı zamanda hamile kalmayı hayal etmiştik.”

     “Galip başını çevirip etrafı kolaçan ettikten sonra ayaklarımı öptü, öptü, öptü… Sonra da yeleğinden çıkardığı bembeyaz mendili ortadan ikiye yırtıp ayaklarıma sardı.

“Şimdi tekrar dene bakalım acıyor mu?”

“Daha az acıyor. Teşekkür ederim.”

Az evvel “iyi ki sevmişim,” dediğim adam, ayaklarımı öptü. Evet, evet. Şaşırdım mı? Aslında, onunlayken yaşadığım her şey farklıydı. Galip… Gönlümün yarısı. Karşı koyamadığım efsunkârım. Aşkının esiri ve bir ömür tutsağın olmaya hazırım.”

     Aile ve arkadaşlık ilişkilerini çok farklı boyutlarıyla; zaman zaman derin duygular eşliğinde gözyaşına boğularak zaman zaman da hiç olmadık yerde kahkahalarla haykırarak okumak isterseniz Gül Yalçın’ın, “GÖZLERİNDEN ÖPTÜM” kitabını mutlaka okuyun derim.