Heeeeeeyt be. Duyan duymayana, bilen bilmeyene söylesin. ‘Filenin Sultanları’ FIVB Milletler Ligi finalinde, Çin’i 3-1 mağlup...

Heeeeeeyt be. Duyan duymayana, bilen bilmeyene söylesin. ‘Filenin Sultanları’ FIVB Milletler Ligi finalinde, Çin’i 3-1 mağlup ederek dünya şampiyonu oldu.

Türk spor tarihine öyle bir zafer sayfası ekledi ki tarifi imkânsız bir mutluluk verdi.

Bu zafer yalnızca bir şampiyonluk değildi. Çünkü sonuç, aynı zamanda takımımızın puan sıralamasında da dünyanın zirvesine çıkması anlamına geliyordu.

Gece yarısının sabaha uzandığı saatlerde ekran başında hop oturup hop kalktığımız mücadelenin sonunda Kadın Voleybol Milli Takımımız uykusuz gecemizi aydınlatan, gözyaşlarımızı tutamadığımız bir duygu seli yaşattı.

Sultanlara, takımın tümüne, İtalyan hocamız Daniele Santarelli’ye, kısacası emeği geçen herkese gönül dolusu teşekkürler. Ancak hiç tartışmasız, voleybolu milli gururumuz haline getiren ve “Türkiye voleybol ülkesidir” mottosunu yaşama geçiren, ülkemiz voleybolunun çıtasını zirveye taşıyan Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ’a ayrı bir parantez açmak zorundayız.

Göreve geldiği 2016 yılından itibaren, bu sporu kitlelerle buluşturan ve futbolun egemen olduğu spor yelpazesine voleybolu kabul ettiren değerli başkanın elde edilen bu başarıda en fazla alkışı hak eden isim olduğunu vurgulamamız gerek.

Şahsında tüm camiaya teşekkürlerimizi iletiyorum.

Bu sevincin, mutluluğun tadını kaçırmaya aslında kimsenin ne gücü, ne de aklı yetmez. Ancak her nedense, Yeni Akit Gazetesi, defalarca yaptığı gibi bir kez daha başarılı sporcumuz Ebrar Karakurt’u hedef alan haberlere imza attı. Buradan yazılıp çizilenleri tekrarlayıp, o sözleri satırlarla bir kez daha dile getirmek istemem. Lakin şu soruyu sormadan geçemem; İnsanların sevinçlerini dahi yaşamasına izin vermeyen, sportif anlamda elde edilmiş bir zaferin kahramanlarından birini, üstelik de coşkunun tavan yaptığı bir süreçte günah keçisi moduna getirmenin, hangi mantıklı gerekçesi olabilir?

Bu olayın, yaşadığımız gurura bir etkisinin olmadığının altını çizmekle beraber, “Yine de yaşanmamasını tercih ederdim” deyip kısaca bir başka noktaya daha işaret etmek istiyorum.

Türk voleybolunun bugün geldiği noktanın nişanesi olan bu şampiyonluğun adeta, “Geliyorum” dediği son derece açıktı. Gerek Eczacıbaşı, Fenerbahçe, VakıfBank gibi kulüp takımlarımız, gerek her yaş kategorisinde başarıdan başarıya koşan milli takımlarımız, ‘Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan belli ediyordu.

İnşallah, bu zaferi bile unutturacak nice zaferler yaşatırlar diyor ve tüm voleybol ailesini bir kez daha ve yürekten kutluyorum. Sağ olun, var olun…

Kalın sağlıcakla…