Elbette olunur, paran pulun, birikimin varsa, yani cukka sağlamsa, bastırır parayı istediğin evi peşin para ile alırsın, kimseye borçlanmak zorunda kalmadığın içinde faiz maiz ödemezsin.
Elbette olunur, paran pulun, birikimin varsa, yani cukka sağlamsa, bastırır parayı istediğin evi peşin para ile alırsın, kimseye borçlanmak zorunda kalmadığın içinde faiz maiz ödemezsin.
Bu yüzden aslında sorunun doğrusu; faizsiz borçlanarak ev sahibi olunur mu şeklinde olmalıydı…
Malum barınma insanlığın başından beri çözmek zorunda olduğu en önemli sorundur, modern çağlarda ise bu sorunu çözmek çok daha zorlaşmıştır. Eskiden olduğu gibi köylük yerde değilsin ki kerpiç kesip, kütük taşıyarak boş bir arazide kendi evini kendin yapasın. Bundan 30 – 40 yıl önce büyük kentlerde bu kendi evini yapma çabası muazzam bir gecekondu sorununa yol açmış, yoksul insanlar tarafından “hele bir başımızı sokalım, gerisi Allah kerim” düşüncesi ile inşa edilen derme çatma, sağlıksız, plansız yerleşimler kentlerimizi bir ur gibi sarmıştı.
Çalışan insanlara başını sokabilecekleri adam gibi bir ev almalarına yetecek miktarda ücret kazandırmayan bir düzende, sanayide istihdam edilebilme, iş bulma, daha iyi yaşama amacı ile kente göç eden kitlelerin ne yazık ki başka bir çaresi de yoktu.
Kentsel dönüşüm ve sosyal konut inşa etme projeleri sayesinde son zamanlarda gecekondu sorunu büyük ölçüde çözülse de ne yazık ki bazı bölgelerde hala sürmektedir.
İnsanların kentte ev sahibi olabilmek için umut bağladığı yöntemlerden biri de son yıllarda hızla yayılan bazı şirketler aracılığı ile ortaya çıkmıştı. Bu şirketler insanlara faizsiz bir sistem ile kredi kullanmadan, hiç ara ödeme yapmadan, son derecede düşük bedeller ile kendi evlerinin sahibi olabilecekleri vaadini sunmaktaydı.
Şirketlerin sunduğu sistem uyarınca yapılması gereken tek şey, ister peşinatlı, ister peşinatsız, almak istediğiniz evin değerini belirlemek.
Daha sonra kendi bütçenize göre ödemek istediğiniz taksit tutarı belirliyorsunuz. 200 aya kadar taksit imkanı sunan sistemde çekilişli yada çekilişsiz sistemler ile ev sahibi olabileceğiniz söyleniyor.
Çekilişli sistemde seçtiğiniz taksit vadenize göre evinizin sahibi olmak için bir gruba dahil oluyorsunuz, düzenli aralıklarla yapılan çekilişlerde her ay gruptan bir kişi ev sahibi oluyor. şekilde . Vade ortası sistemde ise çekiliş yapılmıyor. Taksit sayısının yarısını takip eden ay, kişi belirlediği rakamı teslim alıyor. Taksitlerde herhangi bir azalma veya artma olmuyor.
Peşinatlı sistem ile ev sahibi olmak isteyenler içinse yapması gereken ilk şey peşinat ve taksit tutarlarını belirlemek. Daha sonra vade belirleniyor ve ödemelerde herhangi bir artış veya azalma olmayacağı söyleniyor.
Bu sistem bir tür ponzi sistemi olarak da görülebilir, ben uzun zamandır insanları bu konuda uyarıyordum, özellikle de emlak fiyatlarının radikal bir şekilde değiştiği ve bazı insanların ödeme güçlüğüne düşebileceği kriz zamanlarında bu sistemin kolaylıkla çökeceğini söylüyor ve devleti yeni bir banker faciası yaşanmaması için önlem almaya davet ediyordum.
Sonunda olan oldu; bu sektörde düzeni sağlamak için BDDK, 13 Aralık 2021’de yürürlüğe giren 6361 sayılı kanuna uyum koşulu uyarınca şirketlere 7 Nisan tarihine kadar süre vermiş ve sonrasında intibak için 35 şirketin başvurduğu açıklanmıştı. Bu şirketlerden 21’inin başvurusu kabul edilmeyerek, 8’i iradi tasfiyeye sokularak, toplamda 29 şirketin tasfiyesine karar verildi. Kalan 6 şirketin intibak incelemesi devam edecek. BDDK, nihai kararını aldıktan sonra şirketlere lisans verip vermeyeceğine karar verecek.
Bu tasfiye süreci sonucunda para ödeyenlerin durumu, uğrayabilecekleri mağduriyetlerin nasıl giderileceği ise henüz bilinmiyor.
Bu ülkede insanlar ne yazık ki faiz ödemeden borçlanabilecekleri, faiz ödemeden vadeli olarak bir şeylere sahip olabilecekleri konusunda devamlı olarak aldatılıyorlar. Her yerde sıfır faiz ve bilmem ne kadar taksitle ürün satılan reklamlar dolu! Bu son derecede açık bir kandırmacadır.
Kağıt paralar zaman içinde mutlak suretle değer yitiren takas araçlarıdır, bu yüzden kağıt paraların kullanıldığı tüm vadeli kontratlar adına her ne derseniz deyin bir faiz içermek zorundadır yoksa satış yapan ve yahut da borç veren taraf zarara uğrar, servet kaybeder.
İyi çalışan ekonomilerde enflasyon oranı düşük ve riskler kabul edilebilir seviyede olduğu için faizler düşük ve uzun vadeli borçlanma kolaydır. Kötü yönetilen ekonomilerde ise faizler yüksek uzun vadeli borçlanmak zordur.
Demedi demeyin; faizsiz vadeli kontrat yapma derdine düşen ahali, bunun yerine ekonominin adam gibi yönetilmesini talep etse hem geliri artar ve hem de daha düşük faiz ve daha uzun vade ile mal mülk alma imkanına kavuşur.