Malum artık bir erken seçim yapılacağı kesinleşti, sadece tarihi merak ediliyor. Önce Bahçeli sonra da Erdoğan...
Malum artık bir erken seçim yapılacağı kesinleşti, sadece tarihi merak ediliyor.
Önce Bahçeli sonra da Erdoğan erken seçim tarihi olarak 14 Mayıs tarihini işaret ettiler, ettiler de ortada çok büyük bir anayasal bir sorun var. Erken seçimin nasıl yapılacağı, kararı kimin alacağı çok ama çok önemli çünkü eğer erken seçim kararını Türkiye Büyük Millet Meclisi almazsa Erdoğan kesinlikle aday olamaz.
Evet, Erdoğan tek başına erken seçim karar alıp seçimleri bir iki ay kadar öne alabilir lakin böyle bir durumda Erdoğan’ın aday olması kesinlikle mümkün değildir.
Anayasa ve Cumhurbaşkanı Seçimi kanunu çok açık ve net, diyor ki:
Madde 101 – Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Madde 116 – Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır.
Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.
CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNUNUN 3. Maddesinin2. Fıkrasında da “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Ancak Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi hâlinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” Denmektedir.
Anayasa ve kanun hükümleri bu kadar açıkken Yüksek Seçim Kurulu’nun anayasa ve kanuna bu kadar açık bir aykırılığa rağmen Erdoğan’ın adaylığına geçit vermesi mümkün değildir.
Üstelik Erdoğan’ın kaybetmesi olasılığı çok ama çok yüksek ve Erdoğan seçimleri kaybedip iktidardan düştüğü andan itibaren anayasa ve kanunlara aykırı böyle bir karar alan yargıçlar iktidarın koruma kalkanından da yoksun olur ve kişisel olarak ağır bir hukuki bedel ödemek zorunda da kalabilirler.
Ayrıca efendim Erdoğan mağduru oynar ona bu fırsatı vermemek lazım gerekçesi ile açık ve net olarak anayasa ve kanunlara aykırı bir kararı görmezden gelmek de hiçbir şekilde kabul edilemez.
Bu noktada eğer muhalefet sağlam durursa Erdoğan geri adım atacak ve bir erken seçim için mutabakat aramak zorunda kalacaktır.
Erken seçimin 6 Nisan tarihinden önce yapılması elbette ki muhalefet açısından önemli bir kazanım olacaktır.
Pek kimse konuşmuyor ama MHP çok ciddi bir baraj sorunu ile karşı karşıya, eğer yeni kanun ile seçime girilirse MHP çok büyük bir olasılıkla baraja takılıp meclis dışı kalacaktır. Bahçelinin bunu göze alıp alamayacağını bilmem ama Erdoğan’ın meclisteki en önemli destekçisini kaybetmeyi göze alması da pek mantıklı olmaz. Ayrıca böyle bir durumda meclis aritmetiği ve oy dengeleri de Cumhur ittifakının daha da aleyhine olacaktır.
Bütün bu verileri ortaya koyan hesap kitap yapan akıllı bir siyasetçi elbette ki seçimleri biraz daha öne alıp mart sonu nisan başı gibi yapmaya razı olacaktır.
İktidar ve muhalefetin ortak menfaati olan böyle bir uzlaşının olmasının önünde hiçbir engel yoktur.
Aslında tek bir engel var eğer Erdoğan seçilemeyeceğini anladıysa jübilesini kaybederek yapmak istemeyecek ve aday olacak ama YSK adaylığını reddedecektir. Bu durumda seçim kaybedilse bile Erdoğan kaybetmiş olmayacaktır.