Ekonomik koşulların daha iyiye gelmesi için mücadele ettiğimiz günümüzde sadece konut satış fiyatları değil kira ücretleri de astronomik boyutlara gelmiştir. Özellikle büyük kentlerde merkezi bölgelerde en düşük ortalama kira ücreti yirmi-yirmi beş bin TL civarında seyretmektedir ve kiralık ev bulunması da epeyce zorlaşmıştır. Öncelikle belirtmemiz gerekir ki konut açığının en büyük sebeplerden biri, geçtiğimiz yıl 6 şubatta yaşadığımız,11 ilimizi etkisi altına alan deprem felaketidir. On binlerce bina yerle bir olduğu için depremzede vatandaşlarımız başka merkezlere akrabalarının yanına göç etmek zorunda kalmıştır. Yabancılara 400,000 dolarlık gayrimenkul almaları durumunda vatandaşlık verilmesi, yurdumuza gelen göçmen ve sığınmacı sayısının artması gibi nedenler konut fiyatlarının ve kira ücretlerinin yükselmesine sebep olmuştur. Bütün bu faktörlere ilaveten fiyatların artmasında en önemli faktör seyreden yüksek enflasyon nedeniyle inşaat malzemelerinde meydana gelen fiyat artışlarıdır. Bir başka konu da kentsel dönüşümün hız kazanmasıdır. Kısa süreliği için de olsa kiralık ev bulmayı zorlaştırdığı gibi kira ücretlerinin artmasının bir sebebi de kentsel dönüşüm olmuştur.

Konut ve kira ücretlerinin artışının bir diğer sebebi de yaklaşık bir yıla yakın bir süreden bu yana devam eden ve ne zaman biteceği belli olmayan Rusya-Ukrayna savaşı olabilir. Savaştan uzaklaşmak isteyen özellikle Ruslar Antalya’ya akın etmiş konut rakamları adeta uçmasına sebep olmuştur. Hatta Antalya’da Rus tabelalar da yerini almış, şehrin adeta yerlisi gibi yaşamaya başlamışlardır. Yerli ve milli paramızın değerinin oldukça düşük olması, yabancıların ülkemizde çok rahat bir şekilde harcama yapmasına ve rahat bir tatil yapmalarına olanak sağlamaktadır. Bizim emekliler de onları sadece seyretmekle yetinmektedir.

Paranın bol olduğu veya TL’nin değerli olduğu 2010-2015 yılları arasında ülkemizde inşaat yatırımları gereğinden fazla yapılmasına rağmen konut açığımız devam ediyor. İnşaata yatırım yapılması ekonomik büyümeye geçici olarak katkı sağlar ama yatırımlar bitince ekonomik büyüme rakamı düşecektir. Dolayısıyla yatırımları üretime dönük yapmalıyız ve kalıcı bir büyüme sağlamalıyız.
Bir başka konu da ülke genelinde boş duran konutlardır. Örneğin İstanbul’da yaklaşık bir milyon yüz bin konutun boş olduğunu hakkında bilgileri yazılı ve görsek basından izlemekteyiz. Eğer boş konut sayısı söylendiği kadar ise ivedilikle önlem alarak onların kullanımı sağlanmalıdır. Konut açığı en azından az da olsa azalacaktır. Yukarıda bahsetmeye çalıştığım gibi inşaat maliyet endeksi sürekli yüksek seyretmekte, doğal olarak da inşaat maliyetleri artmaktadır.

Konut sorununun çözümü için hükümet çeşitli projeler üreterek başvuranlara da gerekli desteği vermeye çalışmaktadır. Ancak sorunun en ideal çözümü merhum Turgut Özal’ın uygulamaya başladığı ve yurdun dört bir yanına yayılan kooperatifçiliğin tekrar gündeme getirilmesidir. Her ne kadar uygulamaya konulan projeler bazı vatandaşlarımız için ulaşılabilir olsa da toplumda projelere ulaşamayan büyük bir kesim olduğu aşikardır. Kooperatifleşmeye gidildiği taktirde dar ve sabit gelirliler de ev sahibi olabiliriler. Günümüzde asgari ücretli ve emeklilerin ev alması hayalden öte gitmemektedir. Son birkaç aydan bu yana konut satışlarında yükselme eğilimi görülmektedir. Bunun yegâne sebebi ise döviz kurlarının yatay seyretmesinden dolayı konutun bir yatırım aracına dönüşmesidir. Kredi imkanlarının daralması, yüksek faiz oranının kredi maliyetlerine yansıması ise dar gelirli için olumsuz bir gelişme olarak görülebilir. Dolayısıyla ev sahibi olabilmek günümüzde özellikle dar ve sabit gelirliler için her geçen gün zorlaşmaktadır.

Ekonomide her konuda olduğu gibi arz talep kanunu konut piyasasında da kendini göstermektedir. Yatırım aracı olmaktan sonra talep azaldığı için konut arzı çoğalmış, bu yüzden konut fiyatları düşme eğilimine girmişti. Ancak son iki aydan bu yana konut satışlarında artış gözlenmektedir. İşte eriyen maaşlar ve yüksek seyreden enflasyon nedeniyle geçim sıkıntısına giren vatandaşlar zaten konut alamayacak durumda iken varlık sahibi vatandaşlar da döviz kurlarının yatay seyretmesi nedeniyle konut talebinde çoğalmaya neden oluşturacak, özellikle işçilik maliyeti yükselmeye devam etmektedir. Bunun sebebi ise deprem bölgesinde devam eden projelere giden inşaat emekçilerinin oluşturduğu işgücü sıkıntısıdır.

Ülkemizde konut sorununun çözülebilmesi için inşaat maliyetinde en büyük maliyet olan arsa payının devlet tarafından karşılanarak vatandaşa uzun vadeli, düşük faizli kredi verilmesi ve uygulamanın devlet tarafından yapılmasıdır. Geçtiğimiz süreçte ilan edilen kentsel dönüşüm programlarında geçerli olmak üzere yarısı bizden kampanyası da yükselen faiz oranları ve enflasyon yüzünden vatandaşların girişim yapmalarını oldukça zora sokmuş ve hatta ödeme imkânı kalmadığından cazibesini kaybetmiş durumdadır.
Kentsel dönüşüm önemi haya kurtarma olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Son yapılan yerel seçimler öncesinde her parti adayı, bu sorunu çözeceğini devlet kaynaklarını kullanarak vaat etmişlerdi. Önümüzdeki süreçte verdikleri sözleri unutmadan takip edeceğiz ve etmek zorundayız. Çünkü özellikle büyük kentlerimizde birçok vatandaşımız depreme dayanıksız binalarda ikamet etmekte ve çözüm beklemektedir. Bu konuda tekrar göreve gelen çevre şehircilik ve iklim değişikliği bakanı Sn. Murat Kurum tarafından açıklanan bilgiye göre geçen yıl başlatılan ve tarih sınırı olan yarısı bizden kampanyasının tarih sınırı kaldırılmıştır ve önemli bir gelişmedir. Çünkü İstanbul’da yaklaşık 1,5 milyon binanın depreme dayanıksız olduğu bilinmektedir.

Diğer taraftan merkez bankası rezervlerimiz birkaç ay önce eksi rakamlarda olmasına rağmen ülkemizin gri listeden çıkması ve uygulanan sıkı para politikası nedeniyle yabancıların güveni artmış ve MB rezervlerimiz 11 Kasım haftasında brüt 152 milyar dolara çıkmıştır. Ancak gelen yabancı paranın büyük bir kısmının carry trade yöntemiyle geldiğini yani bir müddet sonra gideceğini unutmamak gerekir. IMF kriterlerine göre MB rezervlerinin brüt olarak kısa vadeli borç miktarı kadar olmalıdır. Yani önümüzdeki bir yılda ödenecek borçlarımız kadar rezervimiz olması gerekir. Bizim kısa vadeli borç miktarımız ise 230 milyar dolar civarındadır. Bu hesaba göre MB rezervlerimiz 80 milyar dolar daha artmalıdır. Bir başka konu da bütçe açığımızın 1 trilyonun üstünde olmasıdır.
Gri listeden çıkmamız nedeniyle tahmin edebilirim ki yurt dışından 20-25 milyar dolar daha gelebilir ancak gelen paranın sabit sermeye yatırımı yani üretim kaynaklı olması gerekir.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım ekonomik koşullarda enflasyonun düşmesi epeyce zaman alacağı ve yeni orta vadeli planda öngörülen %44 yıl sonu hedefinin olması son derece zor olduğu ortadadır. Yıl sonu için %50 enflasyon tahmini iyimser olabilir.
Konumuza dönecek olursak ekim ayında konut satışları aşağıda TÜİK verilerinde okuyacağınız gibi çok az da olsa artmıştır. Bunun sebebi tasarruf sahiplerinin en verimli şekilde kazanç elde etmeye çalışması ve üniversite öğrencilerinin oluşturduğu talep, memur tayinleri gibi faktörlerin yanında kur korumalı mevduat hesaplarının azalması, döviz kurlarının sabit kalması nedeniyle getiri sağlamada geride kalması olabilir. Önümüzdeki aylarda konut tekrar yatırım aracı haline dönüşebilir mi? Yaşayıp göreceğiz.

Aşağıdaki ekim ayı konut satışlarına ait bilgiler TÜİK’ten alınmıştır.
Türkiye genelinde Ekim ayında 165 bin 138 konut satıldı

Türkiye genelinde konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %76,1 oranında artarak 165 bin 138 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 24 bin 812 ile İstanbul, 15 bin 257 ile Ankara ve 8 bin 658 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 76 ile

Hakkâri, 97 ile Bayburt ve 112 ile Ardahan olarak gerçekleşti.

Konut satışları Ocak-Ekim döneminde %11,9 arttı

Konut satışları Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,9 oranında artarak 1 milyon 112 bin 374 olarak gerçekleşti.

İpotekli konut satışları 21 bin 95 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %278,2 oranında artarak 21 bin 95 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %12,8 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %31,9 oranında azalarak 113 bin 405 oldu.

Ekim ayında 5 bin 167; Ocak-Ekim döneminde ise 26 bin 869 ipotekli konut satışı, ilk el olarak gerçekleşti.
Diğer satış türleri sonucunda 144 bin 43 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %63,3 oranında artarak 144 bin 43 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %87,2 olarak gerçekleşti. Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %20,7 oranında artarak 998 bin 969 oldu.

İlk el konut satış sayısı 57 bin 679 olarak gerçekleşti.

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %97,3 oranında artarak 57 bin 679 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %34,9 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %20,4 oranında artarak 358 bin 558 olarak gerçekleşti.

İkinci el konut satışlarında 107 bin 459 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satış sayısı Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %66,5 oranında artarak 107 bin 459 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %65,1 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Ekim döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %8,3 oranında artarak 753 bin 816 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Ekim ayında 2 bin 122 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %16,3 oranında azalarak 2 bin 122 oldu. Ekim ayında toplam

konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,3 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 750 ile Antalya, 724 ile İstanbul ve 148 ile Mersin oldu.

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Ekim döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre %37,2 oranında azalarak 19 bin 212 oldu.
Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı.

Ekim ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 373 ile Rusya Federasyonu, 172 ile İran ve 136 ile Ukrayna vatandaşlarına yapıldı.

Kaynak: TÜİK