Size biraz garip gelecek ama ben ekonomistliği biraz da çömlekçiliğe benzetirim.

Şimdi çıkıp ne alakası var? Diye soracak, neresi benziyor diyeceksiniz…

Anlatayım: Efendim uzaktan baktın mı çömlek yapmak çok ucuz, basit ve kolay bir iş gibi görülür; eninde sonunda çömlek yapmak için bir miktar çamuru alıp yoğuracak, şekil verip sonra da pişireceksin yani bu kadar basit bir iş…

Peki, neden herkes bu kadar basit bir işi becerip çömlek yapamıyor?

Çünkü iş aslında o kadar basit değil!

Bir kere iyi bir çömlek yapabilmek için o “çamur” dediğin malzemenin çok doğru bileşenlerden oluşması ve doğru miktarda su ile karıştırılıp kararınca yoğrularak çömlek yapımına hazır hale getirilmesi lazım. Bu da son derecede zor bir iştir. Bir kere öncelikle şunu söyleyeyim her topraktan elde edilen çamur ile çömlek yapılamaz! Toprağın hem kimyası ve hem de fiziki özellikleri çömlek yapımına uygun olmalıdır. Bu uygunluktaki toprağı da ancak ve ancak usta çömlekçiler bilir, gider arar bulur ona göre işler, toprağı kıvamlı bir çamur haline getirerek çömlek yapımı için uygun materyali oluşturur…

Buraya kadar olan kısmı eninde sonunda bir kimyasal ve fiziksel tarif ya da reçetedir araştırıp öğrenen hemen hemen herkes çömlek yapımına yarayacak bir çamur elde edebilir.

Fakat elbette bunları bilmek hiçbir şekilde çömlek yapabilmeye yetmez asıl zurnanın zırt dediği yer o çamuru alıp, tezgâha koyup işleyerek bir çömlek haline getirmektir.

Hepiniz görmüşsünüzdür ya da bilirsiniz, şimdilerde elektriklileri çıkmış olsa da çömlekçi tezgâhı ayakla döndürülen bir tabladan oluşur, çamur bu tablanın üzerine sıkıca yerleştirildikten sonra döndürüle döndürüle şekil verilir.

İyide bu döndüre döndüre şekil verme işi çok ciddi bir maharet ve el becerisi gerektirir, benim diyen kişi bir taraftan ayağı ile tablayı döndürürken diğer taraftan çamura doğru düzgün şekil veremez, yani açıkça söylemek gerekirse bu işlem çok büyük yetenek ve uzun bir deneyim gerektiren bir ustalıktır.

Üstelik bu daha başlangıç harika bir eser sayılabilecek bir çömlek yaratabilmek için bu becerinin yanında birde sanatsal birikim ve tasarım yeteneği gerekir. 

Eğer pazarda satılacak sıra işi bir testi ya da güveç yapmayacak, örneğin bir Çin vazosu ayarında, sıra dışı ve kıymetli bir sanat eseri ortaya çıkaracaksan işin sanat ve tasarım kısmı çok ama çok daha önemli hale gelecektir.

Neyse kaldığımız yerden devam edelim; basit ve sıradan bir çömlek bile yapıyorsan şekil verdikten sonra bu çömleği birde pişirmen gerekir ki bu da başlı başına bir teknoloji ve maharettir; ısıyı, nemi ve süreyi doğru ayarlamazsan çömlek çatlar gider, elinde kalır bir işe de yaramaz.

Yok, eğer daha özel ve kıymetli bir çömlek yapmak istiyorsan kullanacağın çamurun da daha özel olması, daha özel bir teknikle hazırlanması sonra büyük bir usta işi beceri ile yoğrulup, üzerine motifler işlenerek sırlanması ve öylece fırınlarda pişirilmesi gerekir.

Ender bir kıymete haiz bir çömlek yapmak için ise elbette ender bir beceri ve yaratıcılık sahibi çok usta bir sanatçı olmanız gerekir.

Şimdi dönelim işin ekonomistler ile ilgisine; ham materyalden çömlek yapmanın çok sayıda parametreye bağlı, büyük bir beceri gerektiren teknolojik ve sanatsal bir iş olduğunu yukarıda anlattım. İnsanlar bunu tam bilmese de iyi kötü algılar ve hadi biraz çamur bul bir çömlek yap dediğinde yok ben beceremem diyerek kaçarlar.

Oysa günümüzde herkes çıkıyor “ben ekonomistim diyor” ve de ekonomi konusunda rahat rahat ahkâm kesiyor ben başa geçsem ekonomiyi kolayca yönetirim iddiasında bulunuyor.

Amma ve lakin kazın ayağı öyle değil ekonomistlik de çömlek yapımı gibi hem büyük teknik bilgi, hem usta seviyesi beceri, sanatsal bir yaratıcılık ve yetenek gerektiren bir disiplindir. 

Böyle diyorum çünkü ekonomistlik eldeki ham maddeden katma değeri yüksek mal ve hizmetler üretilebilmesini sağlayacak bir düzeni yaratıp, işletmeyi becerebilmeyi gerektirir. 

Üstelik çömlek yaparken sadece çamur yoğurmakla ile uğraşıyorsun ekonomiyi yönetirken yoğurman gereken ise insan ve insan duyguları ile karar veren, fevkalade değişken bir varlıktır. İşte bende bu yüzden de ekonomistliğin bilgi, deneyim, maharet ve yetenek gerektiren bir ustalık işi olduğunu vurgulayarak ekonomistler çömlekçilere benzer diyorum.

Sonuç olarak demedi demeyin; her ekonomistim diyene itibar etmeyin yoksa sonunuz felaket olur…