Emeklilerimize bayramda verilecek “bahşiş”in miktarı bin liralık artışla 4 bin lira olarak belirlendi. Yeter mi diye soracak olursanız “evet” demek mümkün değil. Emekliler nezdinde büyük bir hayal kırıklığı yaratan “ikramiye”nin ne kadar olması gerektiğine ilişkin öneriler de havalarda uçuşuyor.
Öyle çok gerilere gitmeye gerek yok. İlk ikramiye 2018’de verilmişti. Miktarı da sadece bin liraydı. O günkü kurla 212 dolara denk geliyordu. Allah var o tarihlerde birçok ihtiyaca da cevap verebiliyordu. Aradan geçen süre içinde değişik tarihlerde, yapılan ilavelerle birlikte en son üç bin liraya kadar yükselmişti.
Yeni tespit edilen 4 bin lirayla bugün dolar almaya kalksanız elinize geçecek para 108 dolar civarında. Oysa, 2018’de 212 dolar olan bayram ikramiyesi bugünkü kurlar dikkate alındığında 7 bin 992 liraya denk geliyor. Yani dolar bazında bugün verilmesi gereken ikramiye yaklaşık 8 bin lira.
Benzer bir hesaplamayı DİSK de yapmış. DİSK’in hesaplamalarına göre; 2018 yılında emekli bayram ikramiyesi asgari ücretin yüzde 62’sine denk geliyormuş. 2025 yılında bu oran yüzde 18’e gerilemiş. Aynı oranın korunması halinde ikramiyenin en az 13 bin 793 lira olması gerekiyor. Bu hesaba göre emeklilerin iki bayramda toplam 19 bin 586 lira kayba uğrayacağı ifade edilmiş.
Siyasi partilerin havalarda uçuşan rakamlarına bakmaya gerek bile yok. Kimi asgari ücret kadar olsun, diyor, kimi, enflasyon üzerinden bir hesaplama yaparak bu kadar olsun diyor. Kim ne derse desin, karar verildi ve bahşiş niteliğindeki ikramiye 4 bin lira olarak tespit edildi.
Gerçekleştirilecek artışla ne yapılabilir ?
Çarşıya, pazara, markete gitseniz, alabileceğiniz tüm gıda maddeleri ancak orta büyüklükte bir poşeti ancak doldurabilir. Mesela bir kilo kıymayla, bir kilo peynir, ya da bir kilo zeytin almanız mümkün olabilir mi?
Yapılan artış sonrasında bulunduğum semtteki marketleri dolaştım. İnanın iki kalem bir şey almak zar-zor mümkün oluyor. Pazara çıksanız, birkaç kilo meyve, birkaç kilo sebze ancak alabilirsiniz. Sadece salata malzemeleri almaya kalksanız bin liranın yarısını tezgahta bırakırsınız. Bir tek tabak enginarın tanesi l00 lira. Bir kilo mantar almaya kalksanız 120-150 lira ödemek zorunda kalıyorsunuz. Bir kilo portakal, mandalina ya da elma alsanız her biri için asgari 70 lira ödemeniz gerekiyor.
Kasaba gitmeniz asla tavsiye etmem. Çünkü cebinizin bir anda boşalmasına şaşar kalırsınız. Hemen hemen her gün et fiyatlarına zam geliyor. Hani, Ramazan ayı boyunca zam yapmayacaklardı. Öyle dememişler miydi?
Hafta başı yayınlanan yazımızda, vatandaşlarımızın borçları nedeniyle gelecek on yıllarının bankalar tarafından ipotek altına alındığını yazmıştık. Gerçekten, sadece emeklilerimiz değil, çalışan tüm kesimler için aynı sıkıntı mevcut. Her bir vatandaşımızın cebinde birkaç banka kredi kartı var ve tüm kartların limitleri dolmuş durumda. İşte bu ortamda, alacakları 4 bin lira ile sadece bayram alış-verişi yapılabilecekler. Sonrası Allah Kerim.
Özetle;
Emeklilerimiz büyük ümitlerle bekledikleri, kendilerine bir “oh” dedirtecek bayram “ikramiyeleri” bir başka seneye kaldı. Bu sene içinde idrak edeceğimiz iki bayramda alacakları ikramiyeler ne yazık ki “bahşiş” düzeyinde kaldı. Emeklilerimiz, torunlarının cebine birkaç kuruş koyabilirlerse kendilerini mutlu hissedecekler.
Nasıl oluyor da iş, emeklilerin maaşları ya da ikramiyeleri gündeme gelince “ekonomik kaynakların yetersizliğinden” söz ediliyor. O halde sormak istiyoruz, vatandaşların omuzlarına bindirilen onca vergi yükünden elde edilen kaynaklar nerelere sarf ediliyor.
Çağdaş toplumlarda, vatandaşlar ödediği her bir kuruş verginin nerelere sarf edildiğini sorma hakkı varken, biz neden soramıyoruz. Toplanan trilyonlarca lira verginin akıbetini öğrenmek, sormak, sorgulamak hakkımız değil mi?
Elbette ki, hakkımız olmalı. Sadece bu yıl içinde, bütçe rakamlarına göre 1 trilyon 417 milyar lirası gelir vergisinden, 701 milyar lirası kurumlar vergisinden, 519 milyar lirası KDV’den, 133 milyar lirası ÖTV’den, 233 milyar lirası diğer vergilerden olmak üzere toplamda 3 trilyon 5 milyar lira tutarındaki vergi alacağından vazgeçilmesinin sebep ve sonuçlarını öğrenmeden “bayram bahşişlerine” yapılan bin liralık artışı kabullenmek mümkün değil.