İYİ Partinin eski Genel Başkanı Meral Akşener’in “özü başına hür ve müstakil” olarak yaptığı saray ziyareti çok konuşuldu, konuşulması da aslında son derecede normal…

Yerel seçimlere “özü başımıza hür ve müstakil gireceğiz başarılı olamazsam bedelini ben öder siyaseti bırakır gider torun torba severim” diyen bir siyasetçinin evde üç beş ay bile oturamaması doğal olarak herkesin tuhafına gitti.
Açıkça söylemek gerekirse benim hiç tuhafıma gitmedi, bana hiç anormal gelmedi. İktidar ya da koltuk sevdası öyle şehvetli bir duygudur ki bu hırsa dayanmak, koltuktan kalkmak bırakıp gitmek öyle kolay kolay hazmedilebilecek bir şey değildir.

Sürekli okurlarım hatırlayacaktır Akşener’in yerel seçimlere özü başımıza gireceğiz söylemi sonrasında ben birkaç makale yazmıştım.

Aralık 2023 tarihinde yazdığım o makalelerden ilkinde:

Son günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener durmadan seçimlere “özü başımıza, hür ve müstakil” gireceğiz deyip duruyor ya bu saatten sonra bize de artık “özü başını taşa vurunca ağlamasın” demek düşüyor demiştim.

Bu makaleden birkaç hafta sonra yazdığım ikinci bir makalede ise

Meral Hanım’ın siyasi gerçeklerden uzak “seçimlere özü başımıza, hür ve müstakil olarak gireceğiz” siyaseti sonuçta duvara tosladı…

Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok parti örgütü adeta kazan kaldırmış bulunuyor, dahası bu kazan kaldırma dalgası çok büyük bir hızla yayılıyor ve en nihayetinde de bir cenaze kaldırma işine dönüşecekmiş gibi görünüyor.

Eh böyle giderse demedi demeyin en geç yerel seçimler sonrası İYİ Partinin helvasını kavurur, götürür ölü partiler mezarlığına defneder ruhuna bir Fatiha okuruz.

Dükkânı kapatan Meral Hanım da eve döner, torun torba sevmeye odaklanır, ara sıra özü başına mangal yakar, particilik özlemini de eşe dosta, akraba-i taallûkata mangal partisi vererek giderir diye bir iddiada bulunmuştum.

Dediklerim aynen çıktı ve Meral Akşener siyaseti bırakmak zorunda kaldı…

Peki, “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirten son saray ziyareti nereden çıktı?

Hani şunu anlarım eline çok ama çok önemli bir bilgi ya da duyum gelmiştir gider ziyaret eder bunu şahsen iletirsin. Veyahut da bir tek Erdoğan’ın çözebileceği bir sorunun ya da sadece onun yerine getirebileceği bir isteğin vardır bunu iletmek için ziyaret edersin onu da anlarım.

Ve lakin böyle özel bir ziyaretin alay-ı vala  ile kamuoyuna duyurulmasını anlamam mümkün değildir.

Bu şekilde yapılan bir ziyaret ve bu ziyaretin böylece duyurulması sadece ve sadece siyasi bir amaç taşıyor olabilir.

Pekâlâ, bu noktada siyasi amaç ne olabilir?

Elbette çok büyük bir olasılıkla Erdoğan’a ve onun kurduğu tek adam rejimine destek vermek olacaktır. Bu işin sonucunda Meral Akşener’in birkaç milletvekili ile birlikte AKP’ye geçmesi ve saray tarafından münasip bir koltukla ödüllendirilmesi hiç mi hiç şaşırtıcı olmayacaktır.

Böyle bir destek söz konusu olursa İYİ Parti örgütü ve seçmeni Meral Akşener’i takip eder mi?

Örgütü bilmem ve lakin seçmenin ancak ve ancak çok küçük bir kısmı Akşener’i takip edecektir bunu zaten son yerel seçimlerde de açık ve net olarak gördük Akşener ve onun piyasaya sürdüğü adayları seçmen hiç kâale almadı.

Örgütün nasıl davranacağını ise Koray Aydın, Uğur Poyraz ve Musavvat Dervişoğlu’nun açıklamalarından kestirmek mümkün örgüt de Akşener’i izlemeyecektir.

Peki, yaşanan bu gelişmelerden sonra vatandaşın “Akşener altılı masadaki Truva atımıydı?” Diye sormasına kim kızabilir?

Bu soru bana çok soruluyor ve ne yazık ki ben de uzun zamandır Akşener’in de Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş, Devlet Bahçeli ve benzerleri gibi saray rejimi tarafından devşirilmiş politikacılar arasına katıldığını düşünüyorum.

Bu düşüncem onun masayı niye devirdiğini, o çirkin ve hakaretamiz üslup ile masadan niye kalktığını açıklayan tek olasılıktır.

Bu gün artık açıkça söyleyebilirim ki Sinan Oğan, Muharrem İnce ve benzerleri arasında Meral Akşener saray rejimine bir beş yıl daha hediye eden siyasetçilerin en önde gelenidir.

Meral Akşener’in en başından beri “kazanacak aday” söylemi ile ortada dolanması, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimlerini öne çıkarma çabasını da ben artık CHP içine fitne sokma girişimi olarak okuyorum.

Sonuç olarak benim düşünceme göre de: “Akşener Altılı Masadaki sarayın Truva atıydı.” Söylemi doğrudur.