Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, sınır ötesi operasyonlarla ilgili konuşmuş ve “Ülkemiz 9 milyon Suriyelinin insanı ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu operasyonlar yapılmasaydı ülkemiz ve bölgemiz çok daha büyük tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya kalacaktı” demişti.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, sınır ötesi operasyonlarla ilgili konuşmuş ve “Ülkemiz 9 milyon Suriyelinin insanı ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu operasyonlar yapılmasaydı ülkemiz ve bölgemiz çok daha büyük tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya kalacaktı” demişti.

Yaklaşık 6 milyon Suriyeli sığınmacının Türkiye sınırları dâhilinde bulunduğunu biliyoruz, demek ki yaklaşık olarak Suriye topraklarında yaşayan 3 milyon kadar Suriye vatandaşına da Türkiye Cumhuriyetinin vergi mükellefleri bakıyor…

Eeee ne sandınız? Hulusi amcanız bu kadar adama kendi cebinden bakmıyor herhalde değil mi? Sizlerin ödediği vergiler ile ya da enflasyon yolu ile sinsice cebinizden hortumlanan paralar ile yapılıyor bütün bu harcamalar.

Ortamı dini ve milliyetçi hamaset söylemleri kaplayınca kimse cesaret edip söyleyemiyor, herkes vatan haini ilan edilmekten korkup susuyor. Bakın açık ve net söyleyeyim savaşlar ve yurt dışı askeri operasyonlar her daim çok ciddi bir enflasyona yol açmıştır.

Dünyanın en güçlü ekonomisi olan ABD’nin bile Vietnam savaşı yüzünden yaşadıklarını hiç unutmamak gerekir. ABD’nin Vietnam savaşında harcadığı olağan dışı para ve sürekli bir dış açık vermesi sonucu Bretton Woods sistemi bile çökmüştür. Amerika tek taraflı olarak taahhütlerinden vazgeçmiştir.

Geçtiğimiz günlerde, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında AKP iktidarının Türk halkının cebinden 9 milyon Suriyeliyi 10 yıldır beslediğini söylemişti.

Özdağ konuşmasında “2021 yılı sonu itibarıyla Zafer Partisi Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Alagöz’ün resmi rakamlardan hareket ederek yaptığı hesaplamaya göre, Türk halkına bu bakmanın ve beslemenin maliyeti 90,8 milyar dolara çıkmıştır. Bu rakamın içinde Suriyelilerden dolayı oluşan enflasyonun, kapanan iş yerlerinin, gelir ve kurumlar vergisi maliyetleri, işsiz kalan Türk vatandaşlarının gelir kaybı, güvenlik sorunu maliyeti yoktur. Aslında gerçek maliyet hesaplanan rakamın da çok üstündedir.” diye konuşmuştu.

Bence de gerçek ekonomik maliyet bunun çok ama çok üzerindedir. İktidarın bir Müslüman Kardeşler iktidarı kurabilmek hayali ile Suriye iç savaşının üzerine döktüğü benzinin Suriye’de iç savaşı daha da kızıştırdığını tabloyu daha da ağırlaştırdığını artık bilmeyen yoktur.

Bu harcamaların ekonomik yükünün bütçe açıklarının ve enflasyonun artmasına yol açtığı ise kesindir. Ben daha önce kayıt dışı kaçak yabancı istihdamın boyutlarını ve yarattığı ekonomik sıkıntıları birçok defa yazdım, söyleşilerimde anlattım, fakat ortaya çıkan sakıncalar sadece ekonomi ile de sınırlı değildir!

Kontrolsüz mülteci alımı ülkenin siyasi, dini ve demografik yapısını da bozmaktadır.

AKP’nin, seçimlerde yüz binlerce Suriyeliye oy kullanmaları için vatandaşlık verdiğini öne süren Ümit Özdağ, “Eskiden bir yabancıya vatandaşlık verildiği zaman bu Resmi Gazete’de yayımlanırdı ama Suriyeliler vatandaşlığa alınmaya başladığından beri artık yayımlanmıyor. Türk halkından, ne kadar kişiye vatandaşlık verdiklerinin bilgisini de kaçırıyorlar.” diye konuştu.

Bakın bu iş artık yarattığı ekonomik krizin de ötesinde çok ama çok vahim bir durumdur!

Bir siyasi partinin kendi dini inancı ve ideolojisi çerçevesinde bir ülkenin demografisini değiştirmeye kalkışması asla ve kat’a kabul edilemez!

Ümit Özdağ konuşmasında, yıllardır yaptığı araştırma sonucunda değişik kaynaklardan değişik rakamlara ulaştığını dile getirerek, “Son olarak almış olduğum bir bilgi, en az 900 bin Suriyeliye vatandaşlık verildiğini gösteriyor. Bu alt limit. Aslında bunun üstünde. Suriyelilere vatandaşlık verilmesi, Türk halkının elinden egemenlik hakkının alınması demek.” ifadesini de kullanmış bulunmaktadır.

Bakın iş artık ekonomiden, ekonomik etkilerden çıktı egemenlik geldi haklarımıza tecavüze dayandı!

Durum; evini su basan komşuyu misafir alan ev sahibinin tapusuna çökmeye, karısına kızına göz koymaya döndü.

Demedi demeyin, bu ülkedeki kayıtlı ya da kayıtsız tüm göçmenler derhal memleketlerine gönderilmeli ve bunun için gerekirse zecri önlemler alınmalıdır