Cumhuriyet fazilettir ve Türk Milletine lâyıktır, Atatürk
Bu konuda atamız neler söylemiş? bir bakalım. “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir… Milletin saltanat ve hâkimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir… Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır: Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı. Bu noktada yeni Türkiye topluluğunda, bir bireyi bunun dışında düşünmek istemiyorum… Hükümetlerin icraatı menfi olup da millet itiraz etmez ve iktidarı düşürmezse bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir... Dünya üzerinde yaşamış ve yaşayan milletler arasında demokrat doğan yegâne millet Türklerdir… Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir… Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir… Yeni nesil, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır… Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister… Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet’i biz kurduk, O’nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz… Cumhuriyet’imizi yükseltmek, yüceltmek, muhafaza etmek en temel görevimizdir… Cumhuriyet, faziletli ve namuslu insanlar yetiştirir… Alelade politikacılıkla milleti parçalamak ihanettir.” demiştir.
Milletimizi faziletsiz hale getirmeye hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Faziletsiz hale getirmeye çalışan ve buna yeltenen gaflet ve delalet içerisinde olanlar bilmelidirler ki bu milleti hiç bir kuvvet faziletsiz bırakamaz.
29 Ekim, 29 Ekim 1923’te ilân edilen cumhuriyetimizin yıldönümüdür. 23 Nisan 1920’de TBMM toplanmış, fakat Cumhuriyet’in ilânı Millî Mücadele’nin tamamlanmasından sonra gerçekleştirilmiştir.
28 Ekim 1923 günü Mustafa Kemal arkadaşlarına “Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz” diyerek, 29 Ekim akşamı TBMM’ye sunmuş, tasarı oybirliği ve “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ile kabul edilmiş ve Mustafa Kemal oybirliği ile Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Yeni Türk devleti milli egemenliğe dayalı halk devleti’dir. Kişisel yönetimlere karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde diktatör yoktur. Tek bir kuvvet vardır o da millî egemenliktir”.
Atatürk 1933’te Cumhuriyet’in 10. yılını kutlarken, Türk inkılâbı ile Cumhuriyet’ i eş anlamda almış; “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti”dir demiştir.
Millî Egemenliğe büyük değer veren Atatürk, Cumhuriyet ile bağdaşmayan ömür boyu Cumhurbaşkanlığı önerisine karşı çıkmış, bir gazeteye verdiği beyanatta Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığın aynı kişide toplanamayacağını belirterek bütün yetkilerin Cumhurbaşkanlığı’nda toplanmasını öngören “Başkanlık” sistemini hiç düşünmediğini, yanlış olduğunu vurgulamış ve Türk Anayasa sistemine bağlılığını dile getirmiştir.
Dürüst olacaklarını belirterek “Yapmak iktidarında olmadığımız işleri uyuşturucu, oyalayıcı sözlerle yaparız diyerek, millete karşı gündelik siyaseti takip etmek prensibimiz değildir. Memleket mütesanit bir birliğe muhtaçtır, alelade politikacılıkla milleti parçalamak ihanettir. Bizim en büyük kuvvetimizi, bugün de yarın da dürüst, açık bir siyaset ve sözlerimize bağlılık teşkil edecektir”. Atatürk, 1 Mart 1923 günü, TBMM’nin 4. toplanma yılını açarken, Misak—ı Millî ve Millî Egemenliğe özel yer vererek; “Bugün geçmişten kuvvetliyiz. Bu üstünlüğü yapan nedir? Bunu gayet açık olarak tekrar ve tekrar etmek zorundayız. Bunun gerçek sebebi iki kavramın kapsamı içindedir. Bu kavramlardan biri Misak—ı Millî, ikincisi egemenliği kayıtsız şartsız elinde tutan Anayasamızdır” demiştir.
Yazımızı atamızın sözüyle bitirelim. “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”