2025 yılının son haftasına girerken, bilim ve teknoloji dünyasında geriye dönüp baktığımızda karşımıza çıkan tabloyu tek bir kelimeyle özetlemek zor: Bu yıl, büyük vaatlerin yılı mıydı, yoksa “büyük ertelemelerin” mi?

Bu hafta dünya basınını ve bilim dergilerini taradığımızda, manşetlerde iki ana duygu hakim: Uzay yarışındaki bürokratik yorgunluk ve yapay zekanın “ete kemiğe bürünme” heyecanı.
İşte 2025’in bu son haftasında, dünya gündemine düşen notlarla bilim ve teknolojinin seyir defteri:

1.⁠ ⁠Uzayda “Rötar” Yılı ve Özel Sektörün Yükselişi

Bu hafta Nature ve SpaceNews gibi mecralarda en çok tartışılan konu, NASA’nın Artemis programındaki takvim değişikliklerinin yarattığı artçı şoklardı. Hatırlayacaksınız, biz bu yılı “Ay’a dönüşün provası” olarak hayal etmiştik. Ancak NASA’nın, insanlı iniş misyonu Artemis III’ü 2027-2028 bandına ötelemesi, 2025’i bir “bekleyiş yılına” dönüştürdü. Ancak bu boşluğu kim doldurdu? Özel sektör ve Doğu bloku.

Bu hafta gözler, Çin’in Long March 8A roketiyle yaptığı gövde gösterisindeydi. Batı basını, “NASA yavaşlarken, Çin’in 2030 Ay hedefi için sessiz ve derinden ilerlediğini” yazıyor. Öte yandan, SpaceX’in Starship denemeleri ve Blue Origin’in New Glenn projesindeki (yıl sonuna yetişen kritik testler) ısrarı, uzay yarışının artık devletlerin tekelinden çıkıp, “kim daha hızlı ve ucuz taşıyorsa o kazanır” mantığına, yani ticari bir lojistik savaşına döndüğünü kanıtladı. 2025, uzayın “romantik keşif” çağından “ekonomik rekabet” çağına geçtiği yıl olarak tarihe geçecek.

2.⁠ ⁠Yapay Zeka: “Sohbet” Bitti, “Aksiyon” Başladı

2023 ve 2024, yapay zeka ile “sohbet ettiğimiz” yıllardı. 2025 ise yapay zekanın “iş yaptığı” yıl oldu. Bu hafta yayınlanan teknoloji raporlarında (özellikle Gartner ve WEF bültenlerinde) öne çıkan kavram “Agentic AI” (Ajan/Otonom Yapay Zeka).

Artık sadece “Bana bir şiir yaz” demiyoruz; “Benim için seyahat planımı yap, uçak biletlerimi en uygun fiyattan al, takvimimi düzenle ve toplantı notlarını ilgili kişilere mail at” diyoruz. Ve o bunu yapıyor.

Bu haftanın bir diğer sessiz devrimi de insansı robotların (Humanoid) fabrikalardaki deneme süreçlerinden alınan ilk somut verilerdi. Tesla’nın Optimus’u ve Figure gibi girişimlerin robotları, 2025 boyunca “sakarlık” aşamasını aşıp, “basit işçilik” aşamasına geçti. Dünya basını, 2026’nın bu robotların “Mavi Yakalı” olarak bordrolara gireceği ilk yıl olacağını öngörüyor. Yani yapay zeka artık sadece bilgisayarımızda değil, yan tezgahta çalışan bir mesai arkadaşı olma yolunda.

3.⁠ ⁠Sağlıkta “Görünmez” Teknoloji ve Gen Düzenleme

Scientific American ve The Lancet’te dikkat çeken bir diğer başlık, CRISPR teknolojisinin ulaştığı olgunluk seviyesiydi. 2025, gen düzenleme tedavilerinin “deneysel” etiketinden sıyrılıp, orak hücre anemisi gibi hastalıklarda “standart tedavi” alternatifi olarak tartışıldığı bir yıl oldu.

Ancak sokağa indiğimizde teknoloji daha “görünmez” hale geldi. Akıllı saatlerin yerini, parmağımızdaki akıllı yüzükler ve normal gözlükten ayırt edilemeyen, ekransız ama yapay zeka destekli akıllı gözlükler almaya başladı. Teknoloji, 2025’te vücudumuzla bütünleşti; artık onu taşımıyoruz, “giyiyoruz”.

Sonuç: 2026’ya Bakış

2025’i kapatırken, Ankara’dan dünyaya baktığımızda şunu görüyoruz: İnsanlık olarak belki bu yıl Ay’a ayak basamadık ama Ay’a gidecek teknolojiyi “rutin” hale getirecek altyapıyı kurduk. Belki kanseri tamamen yenemedik ama genetiğin kodlarını yeniden yazmayı öğrendik.

Bilim ve teknoloji tarihinde 2025, “Büyük Sıçrama”dan önceki “Gerilme Yılı” olarak hatırlanacak. 2026’da bu gerilen yaydan çıkacak okun nereye gideceğini ise hep birlikte göreceğiz.

Haftanın Sözü: “Gelecek, onu bekleyenlerin değil, onu bugünden inşa edenlerin (ve kodlayanların) olacaktır.”