22 Şubat 1732'de Virginia'da doğan Washington, zengin bir plantasyon sahibi ailesinin çocuğuydu. Gençliğinde arazi ölçümü ve haritacılıkla uğraştı ve bu becerileri, ilerideki askeri kariyerinde ona fayda sağladı. 1750'lerde Fransız ve Hint Savaşı'nda İngiliz ordusunda görev aldı ve askeri liderlik yeteneklerini sergiledi.
İngiliz hükümetinin Amerikan kolonilerine yönelik politikalarından giderek rahatsız olan Washington, devrimci harekete katıldı. 1775'te İkinci Kıta Kongresi tarafından Kıta Ordusu'nun başkomutanı oldu.
AMERİKAN BAĞIMSIZLIK SAVAŞI VE LİDERLİK
Washington, Amerikan Devrimi boyunca ordusunu zorlu koşullar altında yönetti. Ordusu, İngiliz ordusuna kıyasla daha az teçhizatlı ve deneyimli olmasına rağmen, Washington'un stratejik dehası ve kararlılığı sayesinde önemli zaferler kazandı. Trenton ve Yorktown gibi savaşlardaki başarıları, Amerikan bağımsızlığının kazanılmasında belirleyici oldu.
Washington'un liderliği sadece askeri alanda değil, aynı zamanda siyasi alanda da etkiliydi. Ordusunu kontrol altında tutarak sivil otoriteye saygı gösterdi ve yeni kurulan Amerikan hükümetine bağlılığını korudu.
YENİ DÜNYA'NIN İLK BAŞKANI
1787'de Amerikan Anayasası'nın hazırlanmasında önemli bir rol oynayan Washington, 1789'da oybirliğiyle Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk başkanı seçildi. Başkanlığı döneminde, yeni ulusun temellerini atmada kritik bir rol oynadı.
- Güçlü bir merkezi hükümet kurdu: Washington, federal hükümetin yetkilerini güçlendirmeye ve eyaletler arasındaki dengeyi sağlamaya çalıştı.
- Ekonomik politikalar geliştirdi: Hazine Bakanı Alexander Hamilton ile birlikte, ulusal borcu ödemek ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için politikalar uyguladı.
- Dış politikada tarafsızlık ilkesini benimsedi: Avrupa'daki savaşlara karışmaktan kaçınarak genç Amerikan ulusunun istikrarını korumaya çalıştı.
- İki dönem sonra gönüllü olarak görevden ayrıldı: Bu kararı, Amerikan başkanlık tarihinde önemli bir emsal teşkil etti.
ÜLKESİNE MİRASI
George Washington, Amerikan tarihinin en önemli figürlerinden biri olarak kabul edilir. Devrimci liderliği, başkanlığı ve karakteri, Amerikan değerlerinin ve ideallerinin sembolü haline gelmiştir. "Ülkesinin Babası" olarak anılan Washington, Amerikan demokrasisinin ve cumhuriyetçiliğinin temel taşlarını oluşturmuştur.
