AKP Genel Başkanı, geçtiğimiz gün faiz meselesiyle ilgili “Nas ortada dururken sana, bana ne oluyor?” diyerek konuyu rasyonel akıl ve ekonomi biliminin sınırlarından çıkarıp dini dogmalara bağladı. Bu açıklaması ile ekonomiyi ve devleti yönetirken rasyonel aklın ve bilimin rehberliğinde değil de nasın rehberliğinde olduğunu da kabullenmiş oldu.

AKP Genel Başkanı, geçtiğimiz gün faiz meselesiyle ilgili “Nas ortada dururken sana, bana ne oluyor?” diyerek konuyu rasyonel akıl ve ekonomi biliminin sınırlarından çıkarıp dini dogmalara bağladı. Bu açıklaması ile ekonomiyi ve devleti yönetirken rasyonel aklın ve bilimin rehberliğinde değil de nasın rehberliğinde olduğunu da kabullenmiş oldu.

Tüm İbrahimi dinlerin nasına göre;

Dünya düzdür.

Dünya merkezdedir ve güneş ile yıldızlar dünyanın etrafında dönmektedir.

Kadın ve erkek eşit değildir.

Kölelik, köle almak satmak yasaldır.

Evrim yalandır, insanlar çamurdan yaratılmıştır.

İnsanların kanun yapma, kural koyma hakkı yoktur.

Faiz haramdır.

Peki, bu gün hepimiz dünyanın düz olmadığını güneşin dünyanın etrafında değil dünyanın güneşin etrafında döndüğünü ve evrenin merkezinin dünya olmadığını biliyoruz değil mi?

Bu çağda kadın ve erkeğin toplum hayatında eşit hak ve hukuka sahip olduğunu kabul etmeyen üç beş zombi toplum dışında kim kaldı?

Evrimin ispatlanmış bir gerçek olduğunu, bu dünyada yaşayan bütün canlı türlerinin ortak bir tek hücreli atadan evrimleştiğini bilmeyen var mı?

Aydınlanma devrimi sonrasında kurulan insan odaklı hümanist toplumlarda kanun yapma kural koyma hak ve özgürlüğü muhayyel ilahlardan insanlara geçmiştir, bu gün bu hak ve özgürlüğe karşı çıkan kaç kişi var?

Bu gün köle alıp satmanın insan hak ve özgürlüklerine aykırı, yasa dışı bir iş olduğu tüm insanlık tarafından kabul edilmiyor mu?

Bütün bu saydığım hususlarda nasın yanlış olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış ve kabul görmüşken faiz konusunda nasın yanılmadığını kim söyleyebilir?

Madem faiz konusunda tartışmayı ekonomi biliminden din alanına taşıdılar o halde bu tartışmaya da tahammül etmek zorundadırlar…

Bakın faizi kötülemek, faiz tüm kötülüklerin hem anasıdır hem babasıdır demek çok popülist, kolaycı ve yanlış bir söylemdir.

Birçok kişi bankadan ya da kişilerden borç para aldığında faiz ödemek istemez, peki onlara faiz olmasaydı borç para bulabilir miydin, üretim ya da tüketim için gerekli finansmana erişebilir miydin diye sormak gerekmez mi?

İnsan:

Kira almadan mülkünü bir başkasına beleşe kullandırır mı?

Ücret almadan çalışıp emek ve zamanını başkasına bedavaya kullandırır mı?

Bir insan mülkünü kira almadan kimseye vermiyorsa, ücret almadan çalışmayıp, emek ve zamanını kimseye kullandırmıyorsa parasını neden bedavaya herhangi bir karşılık almadan başka birine ödünç verip kullandırsın?

Bakınız faiz paranın kirasıdır, parayı bir başkasına ödünç verdiğimizde üstlenilen geri ödenmeme riskinin ve tüketimden vazgeçme tercihinin karşılığıdır. Böyle bir karşılık olmazsa kimse kimseye ödünç para vermez.

Peki, kimse kimseye ödünç para vermezse ne olur?

Tabiri caizse faiz ekonomi motorunun yağıdır, bu yağ olmazsa ekonominin motoru çalışmaz, ekonomi çöker.

Ödünç para olmazsa ticaret ve yatırım çok azalır, ticaret ve yatırım çok azalınca mal ve hizmetlerin değeri çok artar, enflasyon olur, birçok insanın mal ve hizmete ulaşımı mümkün olmaz. Finansman bulamayan arz talebi karşılamakta yetersiz kalır. Yokluk ve yoksulluk toplumun geniş kesimlerini kaplar, zengin daha zengin olurken yoksullar sefil duruma düşer.

Şimdi bana nasıl kendinden bu kadar emin konuşuyorsun diye sorabilirsiniz cevabım tarihte saklı İbrahimi dinlerin nasının egemen olduğu coğrafyaların hepsinde ilkçağın o müthiş zengin ve görkemli uygarlıkları çökmüş bu coğrafyalar ortaçağın yokluk, yoksulluk ve şiddet dolu ortaçağ karanlığına gömülmüştür.

Taa ki aydınlanma devrimi ile insanlar İbrahimi dinlerin nasına göre yaşamaya son verip hümanist düzeni kurana kadar ortaçağ karanlığı tüm bu coğrafyayı esir almıştır. Bu tarihten sonra ise dikkat edin aydınlanmanın egemen olduğu tüm coğrafyalarda yokluk ve yoksulluk azalmış, refah ile insan hak ve özgürlükleri artmıştır…