Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde inşa edilen Cumhuriyetimizin temel kuruluş ilkesi “Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.” Olarak...

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde inşa edilen Cumhuriyetimizin temel kuruluş ilkesi “Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.” Olarak belirlenmiştir.

“Hâkimiyet bilâ kaydü şart milletindir.” Eski dildeki orijinal söyleniştir, bu gün kullandığımız güncel Türkçede ise bu söz “Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.” Olarak bilinir.

Bu ilke çok ama çok önemlidir, halkımız tarih sayfasına çıktığı ilk günden bu yana egemenlik hak ve özgürlüklerine ilk defa Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen Türk Devrimleri ve kurulan Türkiye Cumhuriyeti sayesinde kavuşmuştur.

Bakınız sevgili okurlarım hükümranlık yani egemenlik hakkı eski devletlerde daima asil olarak tanımlanan hanedanlarda, dinlerde ve din adamlarındaydı.

Tarih boyunca hükmetme hakkı peşinde koşanlar daima iki büyük yalan üzerinden meşruiyet kazanmaya çalışmıştır. Bunlar ben asil kandan geliyorum ve beni tanrı seçti yalanlarıdır!

İnsanlık bu yalanlar üzerine bina edilen hükümdarlıklardan, insanları iliğine kemiğine kadar sömüren, sık sık zulmeden monarşilerden kurtulabilmek için çok uzun ve kanlı mücadeleler vermiş, çok zorlu savaşlar sonucunda halklar bin bir güçlükle egemenlik hak ve özgürlüklerine kavuşabilmişlerdir.

İnsanlık tarihinde ilk defa bir halk Amerikan Devrimi sonrasında bir monarşinin hükmüne son vermiş ve kendi egemenlik hak ve özgürlüklerine sahip olabilmiştir.

Türk halkı da Egemenlik hak ve özgürlüklerine kavuşabilmek için çok uzun ve zorlu bir mücadele vermek zorunda kalmış, en nihayetinde Osmanlı monarşisine son verip, saltanat ve hilafeti kaldırarak bir cumhuriyet kurmayı başarmış, egemenlik hak ve özgürlüklerine kavuşmuştur.

Bilindiği üzere anayasamızda “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir ve Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.” Denilmektedir.

Türk Milletinin egemenlik hak ve özgürlüklerini kullandığı yasama ve yürütme faaliyetlerini emanet ettiği temsilcileri ise seçimler ile belirlenir.

Seçimler Milli İradenin tercihlerinin özgürce tecelli ettiği demokratik ve yasal süreçlerdir.

Şimdi Türkiye’miz 14 Mayıs 2023 tarihinde bir kere daha seçimlere gidiyor. Bu seçimlerde cumhuriyetimizin birinci yüzyılı tamamlanır ikinci yüzyılına girerken ülkemizi yönetecek ve yasalarımızı yapacak kadrolar seçilecek.

Elbette Türkiye Büyük Millet Meclisinde Türk Milleti adına egemenlik hak ve özgürlüklerini kullanacak milletvekillerinin belirlenmesi çok çok önemli ama yürütmenin başının yani Cumhurbaşkanının belirlenmesi kamuoyu nezdinde çok daha fazla gündem oluşturmaktadır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasamızın 116. Maddesinin kendine verdiği yetki uyarınca 18 Haziran 2023 tarihinde yapılması gereken seçimleri erkene almış bulunmaktadır. Bu karar uyarınca seçimler 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacaktır.

Bu karar önemlidir; önemli tarafı seçimlerin bir ay kadar öne alınmasından ziyade seçimlerin bu şekilde öne alınmasından sonra Recep Bey’in bir kere daha aday olabilmesi ve seçilebilmesinin artık mümkün olmamasıdır.

Birçok defa yazdığım üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi bir erken seçim kararı almadığı müddetçe Recep Bey’in bir kere daha aday olabilmesi anayasamızın amir hükmü çerçevesinde asla ve kat’a mümkün değildir.

Seçim tarihi belli oldu tamam, bu saatten sonra kamuoyunda en çok merak edilen husus ise Cumhur İttifakının Cumhurbaşkanı adayının kim olacağıdır…