Kafkasya coğrafyasının tarihinde derin izler bırakan, ancak sıklıkla göz ardı edilen 1763 Rus-Çerkes Savaşı'nın yıl dönümü.

Kafkasya, tarih boyunca stratejik konumu ve etnik çeşitliliği nedeniyle büyük güçlerin mücadele alanı olmuştur. Bu mücadelenin en kanlı ve az bilinen sayfalarından biri olan 1793 çatışmaları, aslında daha büyük Kafkas-Rus Savaşları'nın (1763-1864) önemli bir parçasıdır.

Genellikle 19. yüzyıldaki daha büyük savaşların gölgesinde kalan 1793 dönemi, Çerkes halkının bağımsızlık ve topraklarını savunma direnişinin ilk büyük kıvılcımlarından birini temsil eder.

Bu savaş, Rusya'nın güneye doğru genişleme politikalarının acımasızlığını ve Çerkeslerin kaderini derinden etkileyen olaylar silsilesinin başlangıcını gözler önüne serer.

BİR İMPARATORLUK HIRSI

  1. yüzyılın sonlarına doğru Rus İmparatorluğu, Kırım'ı ilhak etmiş ve Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki baskısını artırmıştı. Bu durum, Rusya'nın Kuzey Kafkasya'ya doğru ilerleyişini hızlandırdı ve Çerkes topraklarını doğrudan hedef haline getirdi.

  • Kırım'ın İlhakı ve Stratejik Önemi (1783): Rusya, 1783 yılında Kırım Hanlığı'nı ilhak ederek Karadeniz'deki pozisyonunu güçlendirdi. Bu, Kafkasya'ya açılan kapı niteliğindeydi ve Çerkes topraklarının Rusya için stratejik önemini katbekat artırdı. Çerkes toprakları, Rusya'nın Karadeniz kıyılarına tam erişimini ve Osmanlı ile İran'a karşı üstünlük sağlamasını sağlayacaktı.

  • Küçük Kaynarca'dan Sonra Kafkas Politikası: 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Osmanlı'nın Karadeniz üzerindeki mutlak egemenliğinin sona ermesi, Rusya'ya bölgede daha serbest hareket etme imkanı tanıdı. Rusya, Kafkas Dağları'nın kuzey eteklerine askeri hatlar kurmaya başladı ve buralara Kazak yerleşimleri teşvik edildi. Bu, Çerkeslerin geleneksel topraklarına doğrudan bir tehdit oluşturuyordu.

Unutulan Direniş 3

  • Çerkeslerin Bağımsızlık ve Toprak Sevgisi: Çerkesler, tarih boyunca bağımsızlıklarına düşkün, savaşçı ve örgütlü bir halktı. Boylar federasyonları şeklinde yaşayan Çerkesler, topraklarına ve kültürlerine sıkı sıkıya bağlıydılar. Rus tehdidi karşısında, boylar arasında birlik sağlama çabaları hızlandı.

İLK KANLI ÇATIŞMALAR

1793 yılı, Rusya'nın Çerkes topraklarına yönelik sistemli bir baskı ve işgal girişiminin başlangıcı oldu. Ruslar, Çerkesleri kışkırtmak ve direnişlerini kırmak için çeşitli taktikler uyguladı.

  • Rus Askeri Seferleri ve Toprak Gaspı: 1793'ün başlarında Rus kuvvetleri, Kafkas hattındaki kalelerini güçlendirerek Çerkes topraklarına küçük ölçekli askeri seferler düzenlemeye başladı. Bu seferler, Çerkes köylerinin yağmalanması, ekinlerin yakılması ve rehin alınması şeklinde gerçekleşiyordu. Amaç, Çerkesleri yıldırmak ve teslim olmaya zorlamaktı.

Az Bilinen Bir Bilgi: Rus ordusu, bu dönemde Çerkeslerin direnişini kırmak için "yakıp yıkma" taktiğini kullanmaya başlamıştır. Bu, ilerleyen yıllarda daha da şiddetlenecek olan soykırım niteliğindeki uygulamaların ilk örneklerindendir.

Unutulan Direniş 1

1 Eylül Dünya Barış Günü!
1 Eylül Dünya Barış Günü!
İçeriği Görüntüle
  • Çerkeslerin Karşı Direnişi: Rus saldırıları karşısında Çerkes boyları, bir araya gelerek direnişe geçti. Özellikle Adıge boyları (Kabardeyler, Abzahlar, Şapsığlar vb.), Rus ilerleyişine karşı örgütlü bir savunma hattı oluşturdu. Çerkes savaşçıları, gerilla taktikleriyle Rus birliklerine pusu kurarak önemli kayıplar verdirdi.
  • Savaşın Önemli İsimleri (1793 dönemi için): Bu döneme özgü çok fazla öne çıkan bir "genel lider" olmasa da, her boyun kendi içinden çıkan yerel liderler ve savaşçılar direnişte önemli rol oynadı. Özellikle Kabardey prensleri ve asilzadeleri, Ruslara karşı en organize direnişi gösterenler arasındaydı. Rus tarafında ise Kafkasya'daki komutanlar, Çariçe II. Katerina'nın genişleme politikalarını uygulayan önemli figürlerdi.

ÇERKESLER İÇİN AĞIR BEDELLER

1793 yılındaki çatışmalar, büyük Kafkas-Rus Savaşları'nın ilk ciddi yüzleşmelerinden biriydi ve Çerkesler için uzun vadeli sonuçları oldu.

  • Sınırlı Ama Şiddetli Çatışmalar: 1793 yılındaki savaş, büyük meydan muharebelerinden ziyade, daha çok yerel ölçekli çatışmalar, pusu ve baskınlar şeklinde cereyan etti. Rusya, bu dönemde Çerkeslerin organize bir ordusu olmadığını gördü, ancak gerilla taktikleriyle etkili bir direnişle karşılaştı.
  • Çerkes Toprak Kayıplarının Başlangıcı: 1793 yılındaki çatışmalar, Rusya'nın Kuzey Kafkasya'da askeri üstünlüğünü yavaş yavaş pekiştirmesiyle sonuçlandı. Ruslar, Çerkeslerin direnişini tam olarak kıramasa da, bazı stratejik bölgelerde mevzi kazanmayı başardılar. Bu, ilerleyen yıllarda Çerkes topraklarının giderek daha fazla kaybedileceğinin bir işaretiydi.
  • Osmanlı'nın Yetersiz Desteği: Çerkesler, bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu'ndan ve diğer Müslüman devletlerden bekledikleri büyük çaplı askeri veya siyasi desteği alamadılar. Osmanlı'nın kendi iç sorunları ve Rusya ile olan zayıf ilişkileri, Çerkeslerin yalnız kalmasına neden oldu.

Az Bilinen Bir Gerçek: Çerkesler, Osmanlı'dan destek almak için sık sık elçiler göndermiş, ancak Osmanlı'nın stratejik öncelikleri değiştiği için bu talepler genellikle karşılıksız kalmıştır. Bu durum, Çerkeslerin direnişini daha da zorlaştırmıştır.

Unutulan Direniş 4

  • Çerkesler Arasında Birlik Arayışı: 1793 yılındaki savaş, Çerkes boyları arasındaki birlik ihtiyacını daha da belirginleştirdi. Rus tehdidine karşı ortak hareket etme bilinci gelişmeye başladı, ancak boylar arası geleneksel ayrılıklar, tam bir birliğin sağlanmasını engelledi.

İlginç Bir Bilgi: Bu dönemde Çerkesler, Rus ordusunun modern silahlarına karşı geleneksel kılıç, hançer ve tüfekleriyle mücadele ettiler. At binme ve arazi bilgileri, onların en büyük avantajıydı.

BİR ASIRLIK ACI

1793 Rus-Çerkes Savaşı, tek başına sonuçlanmayan, aksine 19. yüzyıl boyunca devam edecek olan Kafkas-Rus Savaşları'nın sadece bir epizoduydu.

  • Kafkas-Rus Savaşları'nın Temeli: 1793'teki çatışmalar, 1864'e kadar sürecek olan ve Çerkesler için büyük bir soykırım ve sürgünle sonuçlanacak olan Kafkas-Rus Savaşları'nın başlangıcı olarak kabul edilir. Bu dönem, Rusya'nın "Dağlılar"ı (Çerkesler, Çeçenler, Dağıstanlılar vb.) boyun eğdirme ve Kafkasya'yı tamamen kontrol altına alma politikasının bir parçasıydı.
  • Demografik Değişimler ve Sürgünlerin Başlangıcı: Rusya, ele geçirdiği Çerkes topraklarına Kazak ve Rus yerleşimcileri getirerek demografik yapıyı değiştirmeye başladı. Bu durum, ilerleyen yıllarda Çerkeslerin anavatanlarından zorla sürgün edilmelerinin (Çerkes Soykırımı ve Sürgünü 1864) ilk işaretleriydi.
  • Çerkes Kimliğinin Güçlenmesi: Savaşlar ve işgaller, Çerkeslerin milli kimliklerini daha da güçlendirdi. Ortak düşmana karşı verilen mücadele, farklı Çerkes boyları arasında bir dayanışma ruhu yarattı.
  • Unutulmuş Bir Direniş: 1793'teki çatışmalar ve genel olarak Kafkas-Rus Savaşları, dünya tarihinde yeterince yer bulamayan, "unutulmuş" bir direnişin parçasıdır. Çerkeslerin yaşadığı bu büyük trajedi, uluslararası kamuoyunda yeterince bilinmemektedir.

1793 Rus-Çerkes Savaşı, Kafkasya'nın dramatik tarihinin sadece bir parçası olsa da, Çerkes halkının vatanına olan derin bağlılığını, direniş ruhunu ve yaşadığı acı kaderi gözler önüne seren önemli bir dönüm noktasıdır.

Bu savaş, sadece askeri bir çatışma olmanın ötesinde, kültürel bir soykırımın ve topraklarından koparılan bir halkın trajedisinin başlangıcıydı.

Muhabir: Haber Merkezi