GONCAGÜL KONAŞ
Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Türkiye’nin artık meteorolojik değil, sosyoekonomik kuraklıkla karşı karşıya olduğunu belirterek uyarılarda bulundu. Kuraklığın tarımsal üretimi, gıda arzını ve ülke ekonomisini tehdit eden çok boyutlu bir kriz haline geldiğini söyleyen Suiçmez, “Kuraklık yalnızca doğanın suyu çekmesi değil, insan eliyle derinleşen bir sorundur. Çiftçi üretimden çekiliyor, ürün kalitesi düşüyor, gıda güvencesi zayıflıyor” ifadelerini kullandı. Suiçmez, su yönetiminde meslek odalarının dışlanmasının büyük bir hata olduğunu vurgulayarak, “Sorun herkesin bildiği bir gerçek. Artık somut adımlar atılmalı” çağrısında bulundu.
“METEOROLOJİK KURAKLIK ZAMANLA TARIMSAL KURAKLIĞA DÖNÜŞÜYOR”
Kuraklığın farklı türlerinin bulunduğunu belirten Suiçmez, “Yağışların normal dönemden çok daha az miktarda düşmesine biz meteorolojik kuraklık diyoruz. Meteorolojik kuraklık zaman içerisinde tarımsal kuraklığa, ardından hidrolojik kuraklığa ve son olarak sosyoekonomik kuraklığa dönüşüyor. Sosyoekonomik kuraklıkta ise gıda arz açığı, üretimde azalma, göç ve ekonomik sorunlar gündeme geliyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin bugün sosyoekonomik kuraklıkla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Suiçmez, “Merkez Bankası’nın açıklamasında yükselen gıda enflasyonunun nedenini yanlış tarım politikaları yerine kuraklığa bağladığı bir dönemdeyiz. Kuraklık tarımı olumsuz etkilemekte. Ürün miktarı düşmekte, ürünün kalitesi azalmakta, rekolte azalmakta” dedi.
ÇİFTÇİ ÜRETİMDEN ÇEKİLİYOR
Kuraklığın en büyük etkilerinden birinin çiftçilerin üretimden çekilmesi olduğunu kaydeden Suiçmez, “Üretim alanlarından kâr edemeyen çiftçi toprağını terk ediyor. Toprak bozulması nedeniyle artan erozyon, hastalık ve zararlıların çoğalması, tarım ilaçlarının yeniden gündeme gelmesi gıda güvencesini tehdit ediyor. Arz açığı nedeniyle temel ürünlerde dışa bağımlı hale geliyoruz.” şeklinde değerlendirdi.
“GÖÇ HAREKETLERİNDE KURAKLIK MUTLAKA ETKİLİ OLACAKTIR”
Kuraklığın göç hareketlerini tetiklediğini söyleyen Suiçmez, tarihsel bir örneğe işaret etti:
“Kavimler göçü de yüzyıllar önce yaşanan bir kuraklıktı. Orta Asya’dan Türkiye’ye gelişin nedenleri arasında da kuraklık vardı. Eğer kuraklığa yönelik önlemler alınmazsa, kavimler göçü gibi olmasa bile göç hareketlerinde kuraklık mutlaka etkili olacaktır.”
“SULAMA YATIRIMLARI YETERSİZ”
Türkiye’de sulama yatırımlarının önemine dikkat çeken Suiçmez, mevcut sistemin büyük sorunlar barındırdığını belirterek, “Ülkemizde sulanabilir denilen 8,5 milyon hektarın 7 milyon hektarı sulanmakta. Ama etkili bir sulama değil. Açık kanal vahşi sulama sistemi yürürlükte ve bu, su randımanını yüzde 50’lere düşürüyor. Biz yıllardır basınçlı sulama sistemlerine geçişi savunduk. Sulama bir kamu yatırımıdır, kamu eliyle yürütülmelidir.” şeklinde konuştu.
Suiçmez, orta vadeli programlarda gündeme getirilen farklı finansman modellerine de itiraz ederek, “Devlet Su İşleri’nin bütçesi ve kadroları güçlendirilerek kapalı sulama sistemine geçiş hızlandırılmalıdır. Tarımda suyu kullanan, geçmişte olduğu gibi yatırımcı bir kamu kuruluşunun yeniden kurulması zorunludur” dedi.
“ÇİFTÇİLERE EĞİTİMİ ŞART”
Kuraklığa karşı dayanıklı türlerin ıslahı ve çiftçilere ulaştırılmasının önemine işaret eden Suiçmez, “Kuraklığa dayanıklı türlerin araştırma geliştirme bütçeleri artırılarak desteklenmesi gerekiyor. Ayrıca doğru sulama yöntemleri konusunda çiftçilerin eğitimi şart. Su yönetiminde kamunun doğrudan sorumluluk üstlenmesi gerekiyor” diye konuştu.
“MESLEK ODALARI SÜREÇTEN DIŞLANIYOR”
Su yönetiminde meslek odalarının dışlanmasını eleştiren Suiçmez, “Bugün ülkemizde bir su kurulu kuruldu. İçinde sanayici kuruluşlar var ama Ziraat Mühendisleri Odası, Meteoroloji Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası gibi doğrudan ilgili meslek örgütleri bu kurulda yok. Bu büyük bir eksikliktir. Sorunu herkes biliyor. Kamu yönetiminin görevi sorunu bilimsel, gerçekçi ve kamu yararına çözmektir.” ifadelerini kullandı.
“KURAKLIĞI KONUŞMAKTAN BIKTIK, ÇÖZÜM İSTİYORUZ”
Kuraklığın artık ertelenemez bir sorun olduğuna dikkat çeken Suiçmez, sözlerini şöyle tamamladı: “Kuraklığı bir günah keçisi olarak görmemek, çözülmesi gereken bir sorun olarak görmek zorundayız. Kamu yönetimi öncülüğünde bilimsel, toplum çıkarına, çevreye duyarlı yöntemlerle çözüm istiyoruz. Oda olarak söylediğimiz sözlerin yaşama geçirilmesini takip etmeye devam edeceğiz.”