GONCAGÜL KONAŞ
Türkiye'nin savunma sanayii son yıllarda büyük bir ivme kazansa da sektördeki bazı yapısal sorunlar dikkat çekiyor. Savunma, Havacılık ve Uzay sanayiinde danışmanlık hizmeti veren Nihal Açıkkol, sektörün karşı karşıya olduğu en büyük problemlerin kurumsallık eksikliği ve geleneksel yönetim anlayışı olduğunu vurguladı. Ar-Ge süreçlerinin yavaş ilerlemesi, yetki paylaşımının sağlanamaması ve dijitalleşme konusundaki eksikliklerin rekabet gücünü etkilediğini belirten Açıkkol, firmaların stratejik dönüşüm ihtiyacına dikkat çekti.
“SAVUNMA SANAYİNDE İŞ HACMİ 23 YILDA 29 KAT BÜYÜDÜ”
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) verilerine göre, Türkiye'nin savunma sanayiinde iş hacmi 2002 yılından 2025 yılı başına kadar 29 kat büyüdü. Bu süreçte 1100’den fazla proje hayata geçirilerek hem yurtiçinde hem de ihracat yoluyla kullanılmaya başlandı.
Dünya sıralamasında ise Türkiye, 2024 yılında 8. sırada yer alırken, 2025 yılında Fransa’nın öne geçmesiyle 9. sıraya geriledi. Açıkkol, bu konuda şunları söyledi: "Her ne kadar bir sıra gerilemiş olsak da uluslararası alanda önemli bir pay sahibiyiz. Türk savunma sanayii rekabetçi ve önder bir konumda bulunuyor."
"GELENEKSEL YÖNETİM ANLAYIŞI VE KURUMSALLIK EKSİKLİĞİ EN BÜYÜK SORUNLAR"
Savunma sanayii firmalarına danışmanlık hizmeti verirken en çok geleneksel yönetim anlayışı ve kurumsallık eksikliği ile karşılaştıklarını belirten Açıkkol, "Alışagelmiş uygulamaların devam etmesi ve form doldurma gibi süreçlerin reddedilmesi en büyük engellerden biri. 'Ben ustayım, formla uğraşamam' veya 'Ben yöneticiyim, böyle olmasını istemiyorum' gibi yaklaşımlar süreci zorlaştırıyor. Ayrıca, firmalarda yetki paylaşımı yapılmıyor ve tüm yetkiler genellikle genel müdürde toplanıyor." dedi.
Bu sorunları aşmak için eğitimlere önem verdiklerini belirten Açıkkol, "Yapılan işin insan hayatına mal olabileceğini, hatta uluslararası krizlere yol açabileceğini anlatıyoruz. Ancak bu farkındalığın oluşması zaman alıyor." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİİNDE REKABET GÜCÜNÜ ARTTIRIYOR"
Türkiye'deki savunma sanayii firmalarının uluslararası pazarda rekabet edebilirlik seviyesini değerlendiren Açıkkol, "Kesinlikle rekabet edebilir gücüte yiz, hatta işçilik konusunda çok daha iyiyiz. Birçok firma yalnızca uluslararası pazarda iş yapmayı tercih ediyor. Yetişen çok iyi teknik kadrolarımız var" dedi. Ancak firmaların kurumsallaşma konusunda eksikleri olduğunu belirten Açıkkol, "Geleneksellikten uzaklaşmak zaman alıyor. Firmalara doğru strateji geliştirmeleri konusunda destek veriyorum" diye ekledi.
"AR-GE VE İNOVASYON SÜREÇLERİ ANA YÜKLENİCİ KONTROLÜNDE YAVAŞLIYOR"
Savunma sanayii firmalarının Ar-Ge ve inovasyon süreçlerinde karşılaştıkları engelleri de değerlendiren Açıkkol, "Ana yüklenici kontrolünde ilerliyorsa süreç çok daha yavaş ilerliyor. Ana yüklenici, ürün kontrolünü tamamen kendisi sağlamak istediği için müşteriye bağlı kalınıyor ve süreç uzuyor." dedi.
Firmaların teknik kadrolarına yatırım yapması gerektiğini vurgulayan Açıkkol, "Mühendis kadrosuna eğitimler alındırmasını öneriyorum. Kışiye yapılan yatırım, en değerli yatırımdır." dedi.
"DİJİTAL DÖNÜŞÜM KAÇINILMAZ"
Savunma sanayii firmalarının dijital dönüşüm ve Endüstri 4.0 uygulamaları konusunda atması gereken adımlara da değinen Açıkkol, "Dijitalleşme kaçınılmaz. Firmalar, hatalı ürün oranını azaltmak için dijital sistemlere geçmek zorunda. Ancak en önemli sorunlardan biri, yerli bir bulut sisteminin olmaması. Verilerimizin saklandığı sistemlerin yurt dışı merkezli olması büyük bir risk taşıyor." ifadelerini kullandı.
"SAVUNMA SANAYİİ KALICI OLMAK ZORUNDA"
Savunma sanayii firmalarının sürekliliğini sağlamak için sıklıkla denetimlere tabi olduklarını belirten Açıkkol, "Savunma sanayi firmaları kalıcı ve sürekli olmalı. O yüzden ekonomik göstergeleri sıklıkla kontrol edilir. Ürünlerin belirlenen tarihlerde teslim edilmesi gerekir. Aksi durumda, ana yüklenici devreye girerek müdahale eder." dedi.
Açıkkol, firmalara kurumsal yapı oluşturmaları ve uluslararası pazar arayışını genişletmeleri konusunda danışmanlık hizmeti sunduğunu belirterek, "Firmalarımı pazardaki yeni yatırım fırsatlarına yönlendiriyorum. Yatırım sadece makine bazında değil, insan kaynağına da yapılmalı." diye konuştu.