Tokat’ta Tokat Atatürk Anadolu Lisesi öğrencileri; Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) Projesi kapsamında, Tokat Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığıyla Mücadele Derneği’nde düzenlenen “ok atma” etkinliğine katıldı.
Etkinlikte öğrenciler hem fiziksel becerilerini geliştirme fırsatı buldu hem de değerler eğitimi kapsamında önemli bilgiler edindi. Programda, Şehitler Camii İmamı ve Tokat İl Müftülüğü Gençlik İl Koordinatörü Semih Öğrünç tarafından öğrencilerle israf ve tutumluluk değerleri üzerine sohbetler yapıldı. Semih Öğrünç konuşmasında, kaynakların doğru kullanımı, israfın zararları ve bilinçli tüketim konularına dikkat çekti.
Etkinlik boyunca öğrencilere çeşitli ikramlar sunularak sosyal etkileşim ortamı oluşturuldu. Düzenlenen programla, öğrencilerin milli ve manevi değerlere duyarlılıklarının artırılması ve sosyal gelişimlerine katkı sağlanması hedeflendi. Tokat Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığıyla Mücadele Derneği Başkanı Fatma Dinçer’in destek ve katkılarıyla gerçekleştirilen etkinliğe, Şehitler Camii İmamı ve Tokat İl Müftülüğü Gençlik İl Koordinatörü Semih Öğrünç, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri Habibe Tekin ve Emine Yılmaz ile birlikte 20 öğrenci katıldı.
MADDE BAĞIMLILIĞIYLA MÜCADELEDE AİLE KURUMUNUN ÖNEMİ VURGULANDI
Tokat İl Müftülüğü, Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı iş birliğiyle yürütülen Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesini aktif olarak devam ettiriyor. Proje kapsamında öğrencilerin milli ve manevi değerlere duyarlılığını artırmak, çevre bilincini geliştirmek ve ahlaki değerlerle donatılmış bireyler olarak yetişmelerini sağlamak hedefleniyor.
Proje kapsamında Tokat Atatürk Anadolu Lisesi öğrencileri, Tokat Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığıyla Mücadele Derneği'nde düzenlenen etkinlikte bir araya geldi. Öğrencilerin eğlenerek öğrendiği programda çeşitli ikramlar sunuldu. Sonrası açıklama yapan Tokat Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığıyla Mücadele Derneği Başkanı Fatma Dinçer, ailenin toplumdaki vazgeçilmez rolüne dikkat çekti. Dinçer, "Aile kurumu, yapısı ve işlevleri bakımından alternatifi olmayan bir kurumdur. Toplumlar için aileyi vazgeçilmez kılan koruyucu, önleyici, destekleyici ve eğitici gücüdür." dedi.
Günümüzde ailelerin ve ergenlerin madde bağımlılığı tehdidiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Dinçer, bağımlılıkla mücadelede yaşam becerilerinin önemine dikkat çekti. Yaşam becerileri arasında sosyal beceriler, iletişim, problem çözme ve öz disiplini ön plana çıkaran Dinçer, "Madde bağımlılığının önlenmesi için gençlerimize bu becerilerin kazandırılması büyük önem taşıyor." ifadelerini kullandı.
Madde bağımlılığı tedavisinde yalnızca tıbbi müdahalelerin yeterli olmadığını belirten Dinçer, mücadelenin %75'inin sosyal tedavi ve önleyici çalışmalarla mümkün olduğunu söyledi. Dinçer ayrıca, bağımlılıkla mücadelede sağlık sektörü, sosyal hizmetler, hukuk, medya, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde çalışması gerektiğini belirterek, "Sonuç odaklı iş birlikleri kurarak madde kullanımını önlemeliyiz. Çünkü bağımlılık tedavisi ömür boyu süren bir süreçtir." dedi.
Dinçer, “Madde bağımlılığının önlenmesinde ve tedavisinde biyo-psiko-sosyal yaklaşımın esas alınması önemli görünmektedir. Buna göre; tıbbi tedaviyi vurgulayan “biyo” kısmının alanında uzman tıp doktorların gözetiminde yürütülmesi hayati olmakla birlikte, bağımlılıkla mücadelede sadece %10’luk bir payı oluşturmaktadır. “Psiko” kısmı ise uzman psikologların denetiminde %15’lik bir etki alanını oluştururken, mücadelenin %75’lik kısmını sosyal tedavi ve önlemler oluşturmaktadır
Madde kullanımını mutlaka engellememiz lazım. Bağımlının tedavisi ömür boyudur. Bu mücadelede başarılı olmanın yolu sağlık, sosyal, hukuk, özel sektör, medya, üniversiteler, kamu ve sivil toplum ile sonuç odaklı sonuç odaklı bir işbirliğini sağlamaktan geçiyor. Ailelerle gençlerle daha fazla atölye çalışması etkinlik ve projeler geliştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Etkinlikte gençlere hem farkındalık kazandırılırken hem de aile kurumunun önemi bir kez daha vurgulandı.
