Perşembe günü bu sütunlarda yer alan yazımızda, gençlerin tarımdan çekildiklerini ve dededen, babadan kalan tarım topraklarının sahipsiz kaldığından bahsetmiştik. Ülkemizin geleceği açısından yaşananlar gerçekten çok önemli. Çünkü; tarım demek, gıda demek, tarıma dayalı sanayi sanayi demektir. Gıda olmadan yaşamı sürdürmek mümkün değildir. Bu nedenle gıdayı üretenler yani çiftçiler korunmalıdır. Kırsalımız yanlış tarım politikaları sonucu adeta bilinçli bir şekilde boşaltılıyor. Genç nüfus tarımdan uzaklaşıyor, mevcut olanda ürettiğinin karşılığını alamıyor. Zira, ürettiğinin üzerinden beslenen bir azınlık kesim var ki, üreticilerin adeta iliğini, kemiğini kurutuyor. Hepsinden acısı da ülkemizde ithalatı destekleyen, buradan nemalanan bir “ithal lobisi” var. Milli ve yerli olan bitirilirken, ithalatçı kesimler hızla büyüyor.
Dünya üzerinde tarımda kendi kendine yetebilen bir ülkeden, nasıl oldu da bugün bu duruma geldik. Elbette ki, bunun sebepleri bir hayli fazla. Ancak 1980’li yılların ikinci yarısından sonra “sanayi ülkesi” olacağız denilerek tarım tamamen unutuldu. Tarım unutulunca bu kez sahneye, “siz üretmeyin biz size daha ucuza veririz” diyenler çıktı. Bunlara bir de “paramız var ki alabiliyoruz” diyenler eklenince, çiftçi tarlasına, hayvan üreticileri ahıra küstü ve elini ayağın çekti.
Çiftçilerin bankalara olan borçları, 2024 yılı sonunda 868 milyar 627 milyon 299 bin lira iken bu yılın ocak ayında 899 milyar 745 milyon 729 bin liraya çıktı. Şubat ayında ise 935 milyar 936 milyon 324 bin liraya yükseldi. Çiftçi borçları, yalnızca iki ayda 67 milyar lira yükselirken, takipteki borçlar yüzde 37 oranında artış gösterdi.
Buna bir de tarım kredi kooperatiflerine olan borçlar eklenince rakam 1 trilyon liraya ulaşıyor.
CHP’nin tarım konusunda, en çok çalışan Milletvekili ve aynı zamanda Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi olan Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin borçlarını ödeyememesi nedeniyle tarlaların icra yoluyla satışa çıkarıldığını belirterek, bu durumun tarım sektörü için ciddi bir tehdit oluşturduğunu açıkladı.
Gürer’in paylaştığı verilere göre, sadece mart ayında toplam 2 bin 937 tarla, icra daireleri ve sulh hukuk mahkemeleri tarafından satışa çıkarıldı. Mart ayının ilk 24 gününde 1959 tarlanın satış ihalesi yapılırken, mart ayının son haftasında arasında da 978 tarlanın satışa çıkarıldığını ifade etti. Tarlaların ihale yoluyla en çok satışa çıkarıldığı kent ise Kayseri oldu. Kayseri’de 42, Balıkesir’de 41, Eskişehir’de 40, Kırklareli’de 33, Afyon’da 32, Ankara’da 30, Bursa’da 29 tarla icra yoluyla satıldı.
Bunlar sadece tarla niteliğindeki arazileri kapsayan rakamlar. Bunların yanı sıra bağ, bahçe niteliğindeki taşınmazların sayısında hiçte azımsanmayacak boyutlarda. Kaldı ki, çiftçilerin eli ayağı niteliğinde olan traktörleri, biçer döverleri ve daha birçok tarım araç-gereci de yeddi emin depolarına alındı.
Niğde Milletvekili Gürer, çiftçi borçlarına ilişkin detaylı bilgi verirken borçlanmadaki hızlı artışlara da dikkat çekti. Gürer’in tespitleri şöyle:
“2024 Aralık ayında 3 milyar 621 milyon 920 bin TL olan takipteki borç tutarı, 2025 Ocak ayında 4 milyar 480 milyon 112 bin TL’ye, Şubat 2025’te ise 4 milyar 969 milyon 351 bin TL’ye ulaştı. Bu artış, iki aylık süreçte takipteki borç tutarının 1 milyar 347 milyon 431 bin TL arttığını göstermektedir. 2 ayda çiftçilerin bankalara zamanında ödeyemediği için takibe alınan borçları yüzde 31 artış gösterdi. Takibe düşen borçlardaki bu artış, daha fazla çiftçinin artık borçlarını ödeyemediğini ve bankalar tarafından takibe alındığını gösteriyor.”
Özetle;
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi bunlar bankalara olan borçlar. Ancak burada bir başka konuya daha dikkat çekmek istiyoruz. Bu kredi alacaklarının ne kadarı yabancı sermayeli bankalara ait. Bu konuya onlarca kez dikkat çektik. Çiftçilerimizin ağırlıklı borçları hangi bankalara, bu bankaların ne kadarı direkt tarımla ilgili.
Çiftçilerimize, kolay şekilde borç veren yabancı sermayeli bankaların elinde, ipotekli ve hacizli ne kadar tarım toprağı ile tarım araç ve gereçleri var ? Bu konu, en az diğer sorunlar kadar önemli. Hacizli ya da ipotekli tarım toprakları üzerinde çiftçilerimiz tarım yapabiliyorlar mı?
Sayın Gürer’den ricamız bizi bu konularda da aydınlatması. Çünkü, ülkemiz tarımı üzerinde büyük bir oyun sahneleniyor ve ithalatın önü daha da açılıyor. Bence bu durumunda açıklığa kavuşturulmasında büyük yarar olacağı inancındayız.