Aslında bu günkü makalemi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan tasarruf önlemlerine ayırmaya niyetlenmiştim.

Konuşmaları dinledim, baktım sade suya tirit laflar var tabiri caizse “dağ fare doğurmuş” bu lakırdılar üzerinde çok konuşmaya ve fazla zaman harcamaya gerek yok diyerek geleceğin dünya düzeni ve sınıfsal yapısı üzerine öngörülerimi paylaştığım yazı dizime davam edeyim dedim.

Dizi yazımın şimdiye kadar yayınladığım bölümlerinde ağırlıklı olarak işçi sınıfının geleceğini ele almıştım, bu yazımda ise sermaye sınıfının geleceğini ele almak ve bu konudaki öngörülerimi paylaşmak istiyorum.

Kapitalizm en temelde kapitalin ya da sermayenin birincil üretim faktörü olduğu üretim biçiminin üst yapısıdır. Feodalizmin egemen olduğu tarım çağı boyunca “field” yani Türkçe karşılığı ile “toprak” birincil üretim faktörüydü ve bu faktöre sahip olanlar egemen sınıf haline gelmiş, toprak hanedanlarını ve toprak hanedanlarının egemenlik ve iktidarını simgeleyen feodal ve monarşik düzenleri doğurmuştur.

Sanayi çağının başlaması ile birlikte sermaye ya da kapital birincil üretim faktörü haline gelmiş ve sermayeye sahip olanlar da egemen güç haline gelmiştir. Bu geçişle birlikte toprak hanedanları güç, zenginlik, egemenlik ve iktidarlarını sermaye sınıfına kaptırmış, neticede sermaye hanedanları doğmuştur.

Sanayi çağı boyunca toprak ya da daha genel ifadesi ile doğal kaynaklara sahip olmak imtiyazı da toprak hanedanlarının elinden çıkmış, sermaye sınıfının eline geçmişti. Bütün bu gelişmeler feodal güçleri ve toprak hanedanlarını nerede ise tamamen yok etmiş ya da sembolik bir hale dönüştürmüştür. Birinci ve ikinci dünya savaşları sonrasında dünyanın hemen hemen bütün büyük toprak hanedanları ve bu hanedanların egemen olduğu imparatorluklar devrilmiş, yerine halk egemenliğine dayalı cumhuriyetler kurulmuştur. Rusya, Osmanlı, Avusturya Macaristan, Alman, Çin ve Hindistan örnekleri bunların en bilinenleridir.

Toplumsal evrim ilerlemeye devam ediyor, nasıl kadim toprak hanedanları üretim biçimi değişince tarih olduysa günümüzde de kapitalizm son demlerini yaşıyor ve emin olun bu üretim biçimi dönemi de çok yakında sona erecek ve kapitalist sınıfsal yapı da çok geçmeden tarih olacaktır.

Kapitalizm bitecek, kapitalist ya da sermaye sınıfı yok olacak derken elbette başka bir sınıf yükselecek bunları asacak kesecek, yok edecek demiyorum!

Nasıl toprak hanedanlarının varlığını devam ettirebilenleri sermaye hanedanlarına dönüşüp kapitalist sınıfın içinde eriyip asimile oldularsa bu günkü sermaye hanedanları da el mecbur evrim geçirecek ve yükselen yeni bilgi sınıfının içinde eriyip, asimile olacaklardır.

Esas olarak hem toprak ve hem de sermaye hanedanlarına mensup olan kişiler zaten sadece sermaye ve doğal kaynak adı verdiğimiz üretim faktörlerine değil aynı zamanda göreceli olarak olsa da çok ciddi miktarda bilgi faktörüne de sahiplerdir.

Zaman içinde üretim biçimi değişip üretilen ve tüketilen mal ya da hizmetlerdeki bilgi faktörünün ağırlığı arttıkça ve en nihayetinde bilgi birincil üretim faktörü haline gelince sermaye sınıfı ya bu gelişime ayak uyduracak dönüşecek veyahut da yok olacaktır.

Sermaye sınıfının ve bu sınıfa mensup olan kişilerin toplumsal evrimin gelişimine ayak uydurması halinde zaten sınıf değiştirmiş ve sermaye sınıfından bilgi sınıfına geçiş yapmış olacaktır. Sermaye sınıfının büyük çoğunluğu bu değişimi yaşadığı anda ise sermaye sınıfı ve bu sınıfın egemenliğine dayalı sistem el mecbur değişecek yeni üretim biçimi ve sınıfsal yapıya uyum sağlayacaktır.

Önceki makalelerimde emekçi sınıfının da bu yönde evrimleşeceğini anlatmıştım bu makalemde de sermaye sınıfının aynı paralelde hareket edeceğini kısaca izah etmeye çalıştım.

Hem işçi ve hem de sermaye sınıfının evrimleşerek bilgi sınıfına dahi olması ya da bu sınıf içinde eriyerek asimile olması küresel olarak tek sınıflı ya da sınıf farklarının olmadığı sınıfsız bir toplum yapısını ortaya çıkaracaktır.

Özelikle bilgi adlı üretim faktörünün doğası ve sonsuzluğu bu üretim faktörünün tekelleşmesini ve miras bırakılarak hanedanlar ya da tekeller ortaya çıkmasını engelleyecektir.

Demedi demeyin, bilgi faktörünün sonsuz doğası, güç ile elde edilememesi, devredilememesi ve miras bırakılamaması gibi temel özellikleri gelecek dünya düzenini bu güne kadar tarihte gördüğümüz ve alıştığımız düzenlerden oldukça farklılaştıracaktır.