1980 yılı öncesi,siyasi olayların zirve yaptığı,terörün her gün canlara kıydığı günlerdi.Bu ortamlardan uzaklaşmak için sanatsal faaliyetlerin içinde olmak istedim ve abimin yardımlarıyla halkevlerine kaydımı yaptırdım. Koro,tiyatro, halk oyunları kurslarına katılmaya başladım.Can sıkıcı ortamdan biraz olsun uzaklaşmıştım. Birçok yörenin halk oyunları oynamak için grupların çalışmalarına devam ederken, müzik çalışma odasının içinde, duvara dayalı,siyah, masa desem masa değil, Dolap desem dolap değil bir kutu karşısında kala kaldım. Kutuyu yakından incelemek,ne olduğunu anlamak için yaklaştım,elimi uzatıp tam dokunacakken,bir anda müzik odasının kapısından bir abimizle karşılaştım. Benim şaşkın halimi hemen fark eden abim,”bu müzik aletini tanıyor musun?”dedi .Ben o kutunun müzik aleti olduğunu bilmediğim için”Yok bilmiyorum”dedim.


"Bu görmüş olduğun Piyano"dedi. Piyano dediği ,duvara yaslanmış kutunun yanına gitti,kutunun yanında alçak bir tabure vardı onun üstüne oturdu ve kutunun kapağı olduğunu o anda gördüm,kapağı kaldırdı ve altından siyah beyaz bir sürü düğmeler göründü. İki elini o siyah düğmelere dokundurduğunda,bir anda müzik odasının içinde o kutudan çok güzel sesler çıkmaya başladı.Bu çalınan sesler,yıllardır kemençe ile duyduğum “Atabarı”bestesiydi.(Artvin halk oyunlarından bar türü bir oyun. Atabarı, eskiden “Artvin barı” adıyla bilinirdi. Artvin barı adı, 1936'da Atabarı olarak değiştirildi , zaman içerisinde ilin simgelerinden biri durumuna geldi. Ben müzik odasının içinde bu güzel ezgiyi dinlerken orada çakılı kaldım.Bu nasıl güzel seslerdi,çok etkilendiğimi gören abi,yerinden kalkıp”hadi sende geç piyanonun başına,tuşlarına bir dokun bakalım”dedi.Utana sıkıla,piyanonun sehpasına oturup,iki elimin parmaklarıyla,daktilo tuşlarına dokunur gibi siyah, beyaz düğmelere dokunduğumda çıkan sesleri duyunca,piyano mucizesiyle tanışmış oldum,O siyah beyaz gördüğüm düğmelerin isminin, tuş olduğunu da öğrenmiş oldum.. Evde okulda,elektrik düğmelerine her dokunuşumda sanki piyanonun tuşlarına donunuyormuşum gibiydim. Nereden bilebilirdim,piyanonun,yıllar sonra hayatımın diğer kalan dönemlerinde müzisyen olarak hep benim eşlik sazım olacağını! Bu mucizenin doğuşunu ve kat ettiği yolculuğu siz okuyucularımın birçoğu biliyordur ama bilmeyenler için bu serüveni paylaşmak istiyorum. Piyano, klasik tanımı ile üzerinde tuşlar bulunan ve bu tuşlara bağlı çekiçlerin tellere vurması ile sesin ortaya çıkmasını sağlayan müzik aletidir. Piyano üzerinde siyah ve beyaz olmak üzere iki farklı renkte tuş grubu bulunmaktadır. Piyanodaki beyaz tuşlar doğal sesleri, siyah tuşlar diyez ve bemol seslerini çıkarmakla görevlidir. Piyano üzerindeki tuşların farklılıkları bundan ibarettir. Standart bir piyano modelinde
toplamda 88 tuş vardır,bunların 52’si beyaz, 36’sı siyah tuştur.. İyi piyanoların ses tahtaları, masif ladin ağacı kütüğünden üretilir. Ses tahtasının temel görevi, piyano şasesinde akortlu olan teller ile üretilen vibrasyon ve sesle
güçlendirilmiştir.


Floransalı Bartolomeo Cristofori 1711 yılında “Piyano e forte” hem hafif hem kuvvetli
çalınabilir adlı yeni bir müzik aleti icat etti. Bu çalgı üzerinde hem hafif seslerin hem
de kuvvetli seslerin çıkarılması olanaklıydı. Bunun için adına İtalyanca “hafif ve
kuvvetli” anlamına gelen “Piyano e forte” dendi.


Piyanolar ,genellikle maun,ladin ve kayın ağacındadır.


Fatioli marka,piyano, güvertesi pahalı kırmızı ladin ağacından yapılır.


Stradivari'nin İtalyan ormanında yetişir. Belki de ünlü kemanların gizeminin yattığı
yer burasıdır.


Piyanonun özgeçmişi ile ilgili notlar ise şöyle:


Tuşlu bir çalgı olan piyanoda ses, içerisindeki teller yardımıyla elde edilir. Her tuşa
bastığında içeride yer alan tahta, keçe ile kaplı çekiç tellere vurur ve sesler çıkar. Alt
kısımda yer alan pedallar ise çıkarılan sesi uzatmak için kullanılır.


Eskiden piyanoların tuşları gerçek fildişinden yapılırken.Günümüzde ise artık
fabrikada hazırlanan özel bir plastikten yapılıyor.


Piyanolar kuyruklu ve konsol olmak üzere iki farklı türü vardır. Kuyruklu piyanoda
daha uzun teller yer alırmış ve çıkan ses daha kaliteli olur. Ancak çok büyük olduğu
ve günümüzde evlerde çok yer kapladığı için artık fazla tercih edilmiyor.


Piyano tüm müzik aletlerin bütünü gibidir.Tek başına bir orkestradır.
Ülkemizin yetiştirdiği, dünya çapında tanınan piyanistlerimiz. İdil Biret, Fazıl Say,
Süher Pekinel Kardeşler, Hande Dalkılıç, Gülsün Onay, Tuluyhan Uğurlu’yu
sayabiliriz.
Dünyaca ünlü piyanistleri ise.Sergey Rachmaninov, Arthur Rubinstein, Vladimir
Horowitz, Sviatoslav Richter, Alfred Cortot, Dinu Lipatti.
Piyano genelde klasik ve caz müzik türlerinde yaygın olarak kullanılan bir aşkı
besteler.
Müziğin hayatımızdaki yeri ve müzik için söylenen sözler:


Müzik, aşkı besteler. - Shakespeare,Müzik ruhun gıdasıdır. - Mendelson. …


Müzik,dünyaya hükmeder- Müzik, fakir insanın cennetidirMüzik seslerin mimarisidir.-Müzik, duygularımızın en açık dilidir.-


Müzik, ancak hissedebiliyorsam gerçektir. -Müzik,seslerle düşünme sanatıdır.


Müzik insanlığın ortak dilidir.


Neşet Ertaş ne güzel söylemiş.Nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına
otur . Çünkü kötü insanların türküleri yoktur."

Sizlerde müziksiz kalmayın.