Sokak köpeklerini katledecekler!

Bu katliam halkta derin ve yoğun bir tepki uyandırmasın diye sinsice düşünüp katliama ötenazi diyerek gözlerden gizlemeye, halkı aldatmaya çalışıyorlar.

Halk da saf salak ya gavurca ötenazi dendiği zaman ne dendiğini anlamayacak “reyizimiz yapıyorsa her halde iyi bir şey yapıyordur” diye düşünerek tepkisiz kalacak, hayalleri bu!

Ötanazi  iyi ölüm anlamına gelen Yunancada köklerden türetilmiş birleşik bir kelimedir, bir kişinin veya bir hayvanın yaşamını, yaşamlarının dayanılamayacak durumda olarak algılanması sebebiyle, acısız veya çok az acıtan bir ölümcül enjeksiyon yaparak, yüksek dozda ilaç vererek veya kişiyi yaşam destek ünitesinden ayırarak sonlandırmak anlamına gelmektedir.

Ötanazi başlığı altında tartışılan insanların hekim destekli intiharı genel olarak yasa dışıdır. Yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre, hastaya ötanazi uygulayan fail (hekim), tasarlayarak (taammüden) adam öldürme hükümlerine göre yargılanır ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılır.

Önce şunu söyleyeyim ötenazi sadece iyi ölüm değildir bu kavramın devamında bilinçli bir tercih de vardır!

Kişi kendisi için ötenazi uygulanmasını isteyebilir bu kendi tercihidir amma ve lakin başka bir canlı için ötenazi uygulamak işte zurnanın zırt dediği nokta tam da budur…

Başka bir canlı için ötenazi uygulamak tedavisi mümkün olmayan hastanın aşırı acı çektiği durumlarda acısını dindirmek için belki bir nebze de olsa makul kabul edilebilir. Ama normal, sağlıklı ve yaşamaktan mutlu bir canlıyı öldürmek ötenazi falan değil bildiğin katliamdır bunun adına ötenazi diyerek meşrulaştırmak hiçbir şekilde kabul edilemez.

Yapacakları katliamdan utandıkları için adını “ötenazi” koymaları kafalarının arkasındaki sinsi planı halkın anlamayacağı anlamına gelmeyecektir.

Bakın birde yapacakları katliamı meşrulaştırmak için kuduz gibi halkı korkutacak bir hastalığı gerekçe olarak kullanıyorlar!

Yahu kuduz hastalığına yakalanan bir hayvan zaten çok kısa bir süre zarfında ölür senin öldürmene de gerek kalmaz. Kuduz şüphesi taşıyan hayvanlar ister sahipli olsun isterse de sahipsiz zaten insanlardan ve diğer hayvanlardan yalıtılır ve kuduz olup olmadığının anlaşılması için gözlemlenir, bölgede karantinaya alınır bu günkü mevzuat zaten buna aykırı değil ki? Ayrıca kuduz aşılama ile kolayca önlenebilir bir hastalıktır gelişmiş ülkelerde bu hastalığın kökü sadece evcil hayvanlarda değil yabanıl hayatta bile kazınmıştır. Önlemenin yolunun, yönteminin bilindiği bu hastalığı bir korku ve tehdit unsuru olarak sunmak asla kabul edilemez.

Sonuç olarak kuduz söylemi sadece ve sadece yapacakları katliama halkın gözünde meşruiyet kazandırmak için kullanılan bir korku söylemdir.

Ben bu konuda daha önce de birkaç makale yazmış ve sadece çıkarılmak istenilen yasaya eleştiri getirmemiş aynı zamanda insani, akli ve ekonomik bir çözüm yolu da önermiştim.

Sokaklarda insanları tehdit ya da rahatsız edecek kadar artan bir sahipsiz köpek yoğunlaşması olduğu zaman bu köpekler toplanılsın, aşılansın ve doğal yaşam alanları olarak adlandırılan özgürce yaşayabilecekleri son derecede geniş ama etrafı çitle çevrilmiş ormanlık alanlarda bakılsın demiştim.

Barınak denilen yerler birçok köpeğin son derecede küçük ve kapalı alanlarda adeta esir tutulduğu yerlerdir. Bu yerleri inşa etmek ve işletmek hem çok maliyetlidir ve hem de buralarda köpeklerin yaşam konforu çok ama çok düşüktür. Oysa etrafı çitle doğru düzgün çevrilmiş, köpeklerin özgürce yaşayabileceği sadece sağlık, su ve gıda gibi temel ihtiyaçlarının insanlarca karşılanacağı bölgeler çok daha doğru bir çözüm olacaktır.

Dahası siz köpekleri erkek ve dişi diye ayırarak farklı bölgelere koyarsanız doğal olarak kısırlaştırma operasyonu gibi pahalı, zor ve zaman alacak bir operasyona bile gerek kalmayacaktır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki tüm milletvekillerini akıl, vicdan ve izana davet ediyor, bu katliam yasasına karşı çıkın diyorum.