Malum Recep Bey gençlere ve özellikle de nikâh şahitliğini yaptığı yeni evlenen çiftlere hep “üç çocuk yapın” deyip duruyordu fakat neden olduğu devasa ekonomik ve sosyolojik kriz bırakın gençlerin üç çocuk yapmasını evlenmesini bile imkânsız kılacak bir hal yaratmıştır.

Aşağıdaki grafik bu durumu çok net ortaya koyuyor, Türkiye’de çok ciddi bir nüfus krizi ve tehlikeli bir demografik çöküşün yaşandığını gösteriyor.

Önce son dönem Türkiye nüfusu ve nüfus artış hızındaki değişimleri gösteren aşağıdaki grafiğe bir göz atalım:

Bu grafikte en dikkat çeken husus: nüfus artış hızında savaş ve pandemi dönemlerinde bile görülmeyen büyük çöküştür! 

İnanılmaz ama nüfus artış hızı aniden binde 1,1’e düşmüş bulunmaktadır, tablodan da görüleceği üzere Yıllık nüfus artış hızı 2022 yılında binde 7,1 iken, 2023 yılında binde 1,1 olmuş bulunmaktadır. Bu hız o kadar düşüktür ki 2020 pandemisi ve hatta 2. Dünya savaşı yıllarındaki düşüşten bile çok daha vahimdir.

TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçlarını hesaplarken önceki senenin nüfusuna bir sonraki senede yeni doğanları ve ülkeye göç edenleri ekler, ölenleri ve ülkeden dışarıya göç edenleri ise nüfustan çıkarır. 

Nüfus artış hızında ve yahut nüfusta bir düşüş varsa bu düşüşün iki ana nedeni olabilir:

-Memlekette doğum ve ölüm sayılarının çok yakınsaması, doğanlara yakın sayıda kişinin ölmesi. Doğum sayılarında görülen ani bir düşüş ve veyahut ölüm sayılarında görülen ani bir yükseliş bu çöküşün nedenlerinden biri olabilir. Pandemi ve depremde ölenlerin sayısı açıklanandan çok fazla olabilir mi sorusu bu noktada cevap beklemektedir.

-Göç, memleketten çok sayıda kişinin yurt dışına göçmüş olması yani gidenlerin gelenlerden fazla olması diğer bir neden olabilir.

Eğer doğum sayılarında ciddi bir azalma varsa bunun sebebi de elbette ki Recep Bey’in yanlış politikalarıdır. Recep Bey için üç çocuk yapın demek elbette kolay onun tuzu kuru ve lakin günümüz koşullarında çocuk yapıp büyütüp okutup yetiştirmek çok ama çok zor ve astronomik seviyede pahalı bir iş haline gelmiştir. 

Eğer siz ülkede böyle bir ekonomik kriz yaratırsanız aç karnını doyuramayan, başını sokacak bir dam altı bulamayan genç insanlar nasıl evlensin, nasıl çocuk yapsınlar?

Bu gidişatın sonucu doğal olarak nüfus krizi ve demografik çöküş olacaktır.

Ölüm sayılarında ani bir artış varsa bunun ana sebebi pandemi ve depremlerde ölen kişi sayısının açıklanan resmi rakamların çok üzerinde olması olabilir. Bu noktada devletin kayıp sayısını açıklamadığını sadece ölü ve yaralı sayısını açıkladığını biliyoruz. TÜİK kayıpları da Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sisteminden düşmüş olabilir!

Elbette bu çöküşün tek sebebi Recep Bey’in başarısız yönetimi ile yarattığı ekonomik kriz de değil. Arkaik bir takım toplum düzenlerine öykünerek memlekette yarattığı kutuplaşma demokrasi ve hukuku berhava ederek toplumsal iklimi bozmuştur. Bunun sonucunda Türkiye nitelikli, aydın insanların yaşamak istemeyerek göç etmeye çalıştığı bir ülke haline gelmiştir. Recep Bey’in bu eğilimi gördüğü fakat bunu düzeltecek ciddi adımlar atmak yerine “giderlerse gitsinler” yaklaşımını benimsediği de açıktır.

Üstelik sadece bu kadar da değil memleket niteliksiz işgücünün de karnını doyurmak, ekmek parası peşinde koşmak için gelişmiş ülkelere kapağı atmaya çalıştığı bir hal almıştır. 

Bu iki faktör birleşince görüyoruz ki nitelikli niteliksiz fark etmeden vatandaşları Türkiye’den kaçmaya, Türkiye’yi terk etmeye çalışırken doğudaki ve Afrika’daki az gelişmiş ülkelerden ipini koparan Türkiye’ye doluşmaya buradan da Avrupa ya da Amerika’ya gitmeye çalışmaktadır. Yani sonuçta eğer memleket büyük ölçüde göç verdiyse bu da bu çöküşe neden olmuş olabilir.

Sonuç olarak eğer TÜİK dört işlem toplama çıkarmayı beceremeyip matematik bir hata yapmadıysa bu sonuç son derecede anormal ve tehlikelidir. 

Demedi demeyin bu büyük nüfus krizini yaratan da tamamen Recep Bey ve onun hayalperest politikalarıdır…