Dr. Müslüm Erdoğan, 1958 yılında Elbistan’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nden 1981 yılında, Gazetecilik ve Halkla ilişkiler lisans...
Dr. Müslüm Erdoğan, 1958 yılında Elbistan’da doğdu. Marmara Üniversitesi’nden 1981 yılında, Gazetecilik ve Halkla ilişkiler lisans diploması,1996 yılında, Siyaset ve Sosyal bilimler dalında doktora diploması aldı.
Gazete ve dergilerde çok sayıda makalesi, “Aşkın Masalı” (2004) isimli şiir,” Kürtlerin Kapitalizm Öncesi Tarihi’nin Maddesi” (2013), Kapitalizm, Toplum ve Kişi (2013) ve Türkiye Tarımında Prusya Tipi Kapitalizmin Gelişimi ve Çevre Sorunu” (2014) isimli kitapları yayınlandı.
“Devlet ve Demokrasi Bağlamında CHP Program Eleştirisi”, “Geçmişe Gitmek ve Tarihte Yolculuk”, “Üretici Güçler Çelişkisi ve Doğa-Toplum İlişkisi” konuları üzerine çalışmaları devam etmektedir.
Dinler Prosesi (Süreci, b.n.) Alevilik Sınıflar ve Politika Dr. Müslüm Erdoğan’ın yayınlanmış beşinci kitabıdır.
Dr. Müslüm Erdoğan kitabından; “Ve fakat, bütün dinlerin ilk ortaya çıkışlarında, onların peygamberlerinin kavimlerine/insanlığa daveti, geçmişteki sınıfsız topluma/insan kardeşliğine; çalışmaya ve dayanışmaya, yani (Cennet’e) çağrıdır, “Kimi işini güzel yaparak özünü Allah’a (topluma b. n.) teslim ederse, onun mükafatı, Rabb’inin yanındadır. (Cennet’tir b. n.)” (Kur’an, Bakara Suresi, 112. Ayet sayfa 16) “yaptığı alıntıyla kitabın içeriğinin bir bölümüne de ışık tutmuş.
Erdoğan’ın “Dinler Prosesi (Süreci) Alevilik Sınıflar ve Politika” kitabı, dolu dolu ve ciddi bir birikim ve araştırmanın ürünü olarak UBUNTU Yayınları tarafından okuyucuyla buluşturulmuş. Kitap, birçok yazar ve yayın kaynak gösterilerek, doğal olarak da o kaynaklardan yararlanılarak hazırlanmış. Bu da gösteriyor ki ciddi bir emek konulmuş ortaya. Emeğinize sağlık Dr. Müslüm Erdoğan.
Alevilik, Anadolu Aleviliği, Şia’nın “Ortadoks İslam” ile İlişki/Çelişkileri, Kürt Yoksulları ile İlişki/Çelişkileri, Aleviliğin Demokratik Devrim Stratejisi ile İlişki/Çelişkileri ve daha pek çok detay kitapta yer alıyor.
Kitaptan iki alıntıyla yazımı bitirmek isterim.
…
“Ancak, Alevilikte dahil bütün din/mezhep inanç sistemleri, “Alevi Tarih” yazıcılarının savunduklarının aksine, ırk/soy devamlılığı üzerinden değil, temelinde toprak mülkiyeti olan ve bu temel üzerinde yükselen mübadele (ticaret) ilişkileri ile vergi meselesi; yani sınıf ilişki ve çatışkılarına bağlı olarak oluşur. Ve bu yazarların bakışlarının aksine, din/mezhepler varsa, soy birliği yoktur. Soy birliğinin /Anacıllığın) olduğu zaman ve yerde ise din ve mezhepler olamaz. Ayrıca, din ve mezhepler kendilerini, “soy çıkarının” temsili üzerinden değil, sınıfların karşılıklı (uzlaşmaz) çıkar ve durumlarının çatkısı üzerinden ve bu çatkının kontrolü üzerinden konumlandırır ve varlığını sürdürürler.
…
Toplumsal mücadelelerin içinde yer alan sınıfların durum ve çıkarları doğrultusunda, ayrıca bu sınıflara mensup her kişinin, eşitsiz gelişim içindeki iradi algılayışı ve yaşamı doğrultusunda determine olur. Dar (içine kapalı) bölgesel coğrafyalardaki topluluklar, Dar yeniden üretim yordamından, büyük coğrafyalara yayılan geniş üretim yordamıyla birbiri içine çekerek, medeniyetler birleştikçe; yaşam ve düşünüş tarzları da birbirini etkileyerek, etkilenerek iç içe geçmektedir. Etkilenme ve etkileme sadece coğrafya ile de sınırlı olmayıp, toplumsal ilişki ve çelişkilerin zincirleme gidişinin oluşturduğu tarihsel üretici gücün, toplumlar üzerindeki sürtünmeleri basınç ve gerilimleri ile de belirlenmekte ve yeniden şekillenmektedir.
Türkiye Aleviliği de bir üretim-yaşam-davranış, inanç ve düşünce tarzı olarak, yaşadığı coğrafya ve tarihsel çağlardaki ilk komün geleneklerin ve sınıflı toplumlardaki ilişki ve çelişkilerin doğrultusunda, yeniden yeniden değişip şekillenerek, günümüze ulaşmıştır.”