Eğitim ve Kültür Yazarı Fatih Aşkın
Merhaba.
Hayatın içinden, günlük telaşlarımızın arasından bize doğru açılan en sıcak kapı.
Kökeni çok eski. “Rahmet ve bereket senin üzerine olsun” anlamına gelen bir selam. Kucaklayan, davet eden, iyi niyeti taşıyan, iletişimin en nazik hâli.
Merhaba demek; bizden sana, benden sana, gönülden gönüle bir köprü kurmak demektir.
Bugün bu kelimeyi eğitimin tam ortasına koymak istiyorum. Çünkü eğitim, soğuk duvarların arasında yapılan bir iş değil; insanla, gönülle, ilişkiyle ve güvenle yürür. İnsanın insana “merhaba” diyebildiği yerde başlar.
Okullarımızda en önemli üç sütun vardır:
Öğrenci, öğretmen ve veli.
Bu üçü bir arada olduğunda eğitim yükselir. Biri eksik olursa, diğerleri ne kadar çabalasa da denge bozulur.
Öğretmen, çocuğa zihnin kapılarını açar.
Veli, evde aynı kapıların açık kalmasını sağlar.
Öğrenci, bu iki dünyanın ortasında kendine yer bulur.
Bugün birçok eğitim sorununun kökünde aslında eksik olan şey, şu basit cümlenin yokluğudur:
“Merhaba öğretmenim, çocuğum için birlikte ne yapabiliriz?”
Bu cümle kurulduğu anda işbirliği başlar. Öğretmen yalnız olmadığını hisseder. Veli, sürecin dışından izleyen biri değil; tam tersine eğitimin ortağı olur. Öğrenci ise kendini güvende hisseder. Çünkü arkasında bir aile ve okul vardır.
Eğitim sadece sınav sonuçları değil; karakter, değer, sabır, merhamet, sorumluluk, çalışkanlık demektir. Çocuklarımız tüm bunları ancak model alarak öğrenir. Öğretmen sınıfta örnektir, veli evde.
Bir çocuğun gözünde öğretmen ne kadar değerliyse, o çocuk öğrenmeye o kadar açıktır. Bir çocuğun gözünde annesi ve babası ne kadar destekleyici ise, o çocuk okulunu o kadar sever.
Bugün en çok ihtiyacımız olan şey, şudur:
Okulun kapısı açıldığında, veli de içeri girsin.
Ama müdahale etmek için değil, destek olmak için.
Her veli, çocuğunun iyi olmasını ister. Fakat sadece istemek yetmez. Çocuğun başarısında emek vardır:
Kitap okuma alışkanlığı, doğru uyku, ekran kontrolü, sağlıklı iletişim, okul ile işbirliği…
Ve en önemlisi:
Güven.
Öğretmen ile veli birbirine güvenirse, o güven çocuğa yansır. Evde huzur olur, okulda huzur olur. Huzurun olduğu yerde öğrenme hızlanır.
Son söz:
Bugün eğitim, sadece bilgi aktarma işi değildir.
Bir çocuğun kalbine dokunmak, geleceğine yön vermektir.
Bunun ilk adımı bir kelimeyle başlar:
Merhaba.
O kelimeyi öğretmene, veliye, öğrenciye eksik etmeyelim.
Çünkü eğitim, saygının, sevginin ve işbirliğinin adıdır.
Ve ne zaman birbirimize samimi bir merhaba diyebilirsek, işte o gün başarı kendiliğinden gelecektir.