Başlığı görünce hemen bilinen bir fıkra aklınıza geliyor değil mi ?
Maymunun biri bir gün ormanın derinliklerine doğru yol alıyormuş. Birden karşısına son hızla kaçan bir tilki çıkmış. Seslenmiş :
-Tilki kardeş niye kaçıyorsun ?
-Hiç sorma maymun kardeş, ormanı maliyeciler bastı.-
-Eeee ne var bunda?
-Eeesi var mı bende kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk ben kaçmayım da kimler kaçsın?
-O sırada leylek can havliyle uçmaya çalışıyormuş
-Leylek kardeş bu ne acelen
- Vergi memurları gelmiş. Ben de yazlık, hanım da çocuklarda yazlık, kaçmayın ne yapayım.
Maymun bu kez kaplumbağıyı görür ona da sorar “Niye birden hızlandın kaplumağa kardeş” diye
-Hiç sorma maymun kardeş, ormanı maliyeciler bastı.
-Eee ne var bunda?-
-Eeesi var mı, bende ev, hanımda ev, çocuklarda ev ben kaçmayım da kimler kaçsın
Kaplumbağa durur ve maymuna “Sen niye kaçmıyorsun maymun kardeş” diye sorar
-Ulan ben niye kaçıyım.? Benim kıçım açık, hanımın kıçı açık, çocukların kıçı açık…
******
Vergi ve sosyal güvenlik alanına ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasallaştı.
Kanunun ruhu diyor ki “Amaç, geliri, vergi güvenliğini, vergiye gönüllü uyumu ve kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi artırmaktır”
Bunun için vergi memurları mükellefleri taramaya başladılar bile.
Çankaya’daki tüm kuaför, berber, terzi, sıhhi tesisatçılar, lokantalar gibi küçük esnafları vergi memurları ziyaret etmiş. Benim traş olduğum berbere 20 bin lira caza gelmiş.
Tıraş olduktan sonra parayı verdim. Hemen elime kasa fişini tutturdu.
“Aman abi kaybetme vergi memurları dolaşıyor” dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alacağız” diyor.
Yeni vergi yasasında çalışanların vergi diliminde bir değişiklik veya bir iyileştirme oldu mu ?
Hayır olmadı,
21 bin lira bürüt maaşı olan bir çalışan, haziran ayında vergi dilimine girdiği için 480 lira eksik maaş aldı. Açlık sınırı zaten 22 bin lira olmuş. Vergide adalet böyle mi sağlanacak. ?
******
Bu konu daha çok konuşulacak. Yazıyı yine bir fıkra ile bitirelim
Yaşlıca bir adam lokantaya girer, mercimek çorbası ve bolca limon ister… Çorbası ve limonu gelir, ancak adam bir türlü limonu çorbasına sıkamaz, çünkü limonun suyu yoktur...
Adamın uğraştığını gören iriyarı garson yaklaşıp, limonu kendisi sıkmaya çalışır, ancak o da suyunu akıtamaz… Yan masada oturan kara-kuru, zayıf adam gelir, garsonun elindeki limonu rica eder, adamın çorbasına sıkar… Ne gariptir ki, limondan birden şarıl şarıl sular akmaya başlayınca, hem müşteri, hem garson çok şaşırırlar....
Garson merakla bu kara-kuru adama dönüp;
“Siz hangi sporla uğraşıyorsunuz beyefendi, bu güç ve kuvvet de neyin nesi?” diye sorar.
Zayıf adam; “Yoo, ben hiçbir sporla uğraşmam, öyle güçlü kuvvetli biri de değilimdir; ama ben karşıdaki vergi dairesinin en çok vergi toplayan, mükellefin suyunu çıkaran memuruyum!” der…