Örtülü ödeneğin lügatte bir tanımı var. O tanımda şöyle diyor: “kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarinin gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçları ve olağan üstü hizmetlerle ilgili devlet ve hükümet icapları için kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlığı bütçesine konulan ödenektir.” diyor.

Bu tanım ilgili yasanın 24. Maddesinde geçiyor. Bu örtülü ödenek Hazine paralarını yutuyor. Yani örtülü ödenek harcama canavarı oldu.
Nereye harcadın? Neden verdin? Ne kadarı ülkenin, devletin, adaletin, milletin hayrı için dağıtıldı? Ne kadarı eş- dost- akraba- yaran- yandaş- partili için?

Kullanıldı. Yasa var. Yasak, soramazsın ve yazamazsın…

Bunları bir bir açıklayamazsın. Öyle bir isim koymuşlar ki adı üstünde örtülü ödenek; harcama kalemlerine Cumhurbaşkanı karar ve emir veriyor.  Örtülü Ödeneğin emanet edildiği Cumhurbaşkanı Başdanışmanının 2 oğlu uyuşturucu işi yapmak, yasa dışı bahis oynatmak, kara para aklamak olaylarına karışan ve geçen yıl KKTC'de öldürülen kumarhane işleticisi Halil Faryalı ile iş ortağı çıktı. Bu alevli ortaklık geçen gün Meclis'te konuşuldu. Halkın temsilcisi Milletvekilleri, Dışişleri Başkanı'na sorular sordu.

Cevap istendi. Cevap var mı? Yok…

Yine de Örtülü Ödenek parasının emanet edildiği Cumhurbaşkanı Başdanışmanının Dışişleri Bakanlığı'nda görevli oğlu, adı uyuşturucu işi, yasa dışı bahis, kara para aklamaya karışmış merhum kumarhaneci ile şirket ortaklığı yapmışsa; bunun incelenmesi, sorulara eksiksiz cevaplar verilmesi gerekmez mi?

Soruya yanıt yok... Cevap verilmedi. Var sayalım ki, bu sorunun ucu gidip örtülü ödeneğe uzaktan da olsa dayandığı için cevapsız kalıyor.
Ama işin bir de garip yanı var.  “Sayısı 600'e yakın örtüsüz fenomenin” de “hangi nüfuzlu kişileri yıkayıp temizlediğini” açıklayacak cevaplar da sahipsiz, öksüz ve yetim bırakıldı. Fenomenler: Şirket kurdu. Şirket kapattı.

Güzellik merkezi açtı. Demet demet Sahte fatura kesti. Kara parayı akladı. Vergi kaçırdı. Karşılığında yüzde 15-20 pay alıp korkunç zengin oldular. Saçına dolarlı bigudi yaptırıp, ağzını büzerek; “biz 750 liralık lahmacun sevmiyoruz, 750 liraya lahmacun yiyenlere masa mezesi donatıyoruz”diyen “fenomenler” ortaya çıktı.

Tamamda şirketlerinde üretilen sahte faturaları sabun yapıp yıkanıp, keselenerek temizlenen kara para nerede?

Örtülü ödenekte eroin işi mi yapıyorlardı.  Beyaz kadın satışı mı, insan kaçakçılığı mı yapıyorlardı.

Devlet ve belediye ihalelerinden kayırmalı iş alıyorlar mıydı?

Fatura şişirme desteğine başvurmuş olanların siyasetteki ayağı, polisteki dayanağı, AKP iktidarındaki kimdi?

Örtülü ödeneği açıklamak yasak.

Üç-beş yılda zengin olup köşeyi dönen fenomen hamamında sahte fatura ile yıkanıp aklananlar kimlerdi?

Anlatım bu noktaya gelmişken bir şeye daha işaret etmek istiyorum.

Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, seçildiğinde kendisinden önceki dönemde belediye ihaleleri verilen 15-20 firmanın zengin olduğunu,

100 yolsuzluk dosyası hazırladıklarını açıklamıştı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi de Ekrem İmamoğlu'na seçimle geçince, iktidar partili eski yönetimin verdiği ihalelerde 36 yolsuzluk

dosyası dolduracak soygun yapıldığını açıklamıştı.

Ne oldu dosyalara? Bu dosyalar raflar arasında uykuya mı yatırıldı?

Yani demek istiyorum ki, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ankara ve İstanbul'da uyuyan yolsuzluk dosyalarını da uyandırabilir mi?