Temmuz ayına dair enflasyon hesaplamaları açıklandı, ENAG hesaplamalarına göre enflasyonda aylık bazda % 5,03 ve yıllık...
Temmuz ayına dair enflasyon hesaplamaları açıklandı, ENAG hesaplamalarına göre enflasyonda aylık bazda % 5,03 ve yıllık bazda da % 176,04 oranında bir artış olmuş. TÜİK’in sabunlanmış verilerine göre bile yıllık artış oranı % 80’e dayanmış bulunuyor.
TÜİK tarafında hesaplanan Yİ-ÜFE verileri ise çok daha yüksek TÜFE’nin neredeyse iki katı kadar. Yİ-ÜFE Temmuz ayında bir önceki aya göre % 5,17, bir önceki yılın Aralık ayına göre % 70,04, bir önceki yılın aynı ayına göre % 144,61oranında artmış. Geçtiğimiz günlerde İTO’da İstanbul enflasyonunu açıklamıştı orada da % 99,11 seviyesi görülmüştü. Aslında bu gün enflasyon günü ve normal şartlar altında benimde birçok diğer ekonomi yazarı gibi enflasyon rakamlarını paylaşarak yorumlamam gerekirdi. Fakat ben bu sefer enflasyon verilerine odaklanmayacağım dün de söz verdiğim gibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının en önemli sorunlarının başında gelen barınma, konut edinme ve kira konusuna devam edeceğim.
Türkiye de barınma sorununun en önemli sebebi gelirlerin yetersizliğidir, dün bunu anlatmıştım. Hele hele birde yüksek enflasyon dönemlerinde gelirler enflasyon ama gerçek enflasyon oranında artırılmayınca ücret ile geçinenlerin bırakın konut almayı bir konut kiralayıp, kiralarını ödemeleri bile imkânsız hale gelmektedir.
Barınma sorununu çözmek için iki temel şart var:
1- GELİRLERİ ARTIRMAK
Bunun söylemek kolay ama yapmak elbette söylemek kadar kolay değil. Hele hele birde Erdoğan iktidarı tarafından düşük teknoloji, basit tasarım ve ucuz emek üzerine inşa edilmeye çalışılan ihracat modeli uygulanırken bu modelle çelişecek bir şekilde ücret artışlarına gitmek hiç de kolay değildir. İşte öncelikle bu ekonomi modelini değiştirmemiz; ileri teknoloji, gelişmiş tasarım ve değerli emek üzerine inşa edilecek yeni bir ihracat modeline geçmemiz gerekmektedir. Böyle bir model değişikliği yapmak içinse hem nitelikli işgücü ve hem de nitelikli işveren ihtiyacı bulunmaktadır. Türkiye’de nitelikli işgücü vardır, lakin nitelikli işveren ne kamuda ve ne de özel sektörde kolay kolay bulunamamaktadır. Türkiye’de firmalar daha ziyade kamu tarafından sağlanan rantı üleşecek şekilde yapılanmış, iktidara yakın olup kamu tarafından sağlanan ranta erişebilen firmaların palazlandığı bir şekle bürünmüştür. Bu modelde zaten katma değeri yüksek, tasarımı harika bir üretim söz konusu değildir, bu yüzden de yüksek nitelikli işgücüne ihtiyaç yoktur. Bu modelin ihtiyaç duyduğu düşük nitelikli, ucuz iş gücüdür çünkü ancak ve ancak bu sayede iktidara yakın patronlar kendilerine tahsis edilen rantın daha büyük bir kısmını kendilerine aktarabilirler. Bu yüzden de bu tip firmalar mümkünse vergi ve sigorta yükü bile doğurmayan kaçak yabancı işçi çalıştırmak, mültecileri çalıştırmak gibi istihdam stratejileri uygulamaktadırlar
İşte bu politikalar değişmeden, bu anlayış yıkılıp, yerine yüksek teknolojili, yüksek tasarımlı ürünler üreterek ihraç edecek yeni bir model kurulmadan gelirleri artırmak mümkün olmayacaktır. Gelirleri artırmadan da barınma sorununu çözmek asla imkân dâhilinde değildir.
2- BARINMA MALİYETLERİNİ DÜŞÜRMEK
İster barınma amaçlı bir konut alın isterseniz de kiralayın bunun size bir maliyeti olacaktır. Önemli olan bu maliyetin gelirler ile rahatça karşılanabilir bir seviyede olmasıdır. Elbette inşaat ve arsa maliyetleri emir komuta ve polisiye tedbirler ile zart zurt ederek düşmez. Bir konutun iki ana maliyet kalemi vardır:
A. ARSA MALİYETİ
Bir arsanın maliyeti çok büyük ölçüde itibaridir. Türkiye’de imar geçirilip araziden arsaya dönüştürülen toprak parçaları birçok yerde çok pahalıdır. Bunun temel sebebi yeterli ve uygun imarlı arazi olmamasıdır. Bu durumu aşabilmek için hem merkezi yönetimin ve hem de yerel yönetimlerin koordineli olarak çalışması, kent planlamalarının çok iyi yapılması ve makul fiyatta arsa bulunabilecek arsa üretimi yapılması gerekmektedir.
B. İNŞAAT MALİYETİ
Türkiye’de inşaat en gelişmiş sektörlerden biridir hem yeterli üretici ve hem de yeterli işgücü bulunmaktadır, rekabet bu sektörde çok yoğundur bir tekelleşme yoktur. İnşaat maliyetlerindeki yükselmenin temel sebebi ise kontrol dışına çıkan enflasyon, finansal maliyetlerin yüksekliği ve resmi harç vb. giderlerin aşırılığıdır.
İnşaat maliyetlerini aşağı çekebilmek için önce enflasyonu düşürmek ve daha sonra da kamunun desteği gerekmektedir. İnşaat maliyetlerini düşürmede geçmişte uygulanan Yenimahalle ve Batıkent modellerini de yarın anlatacağım…