Birine kefil olmuşsanız, kefil olduğunuz kişinin borç ve alacakların da üzerinize almış olursunuz. Bu kefalet özel kişiler için olanıdır.
Birde devlet kefaleti vardır. Eğer ülkeye giren mal ve hizmetlerde yapılan antlaşma ve sözleşmelere devleti yönetenler imza koymuşlarsa, devlet antlaşma ve sözleşme yaptığı özel ve tüzel kişilere ya da devletlere karşı sorumlu olur. Buna devlet kefaleti de diye bilirsiniz.
Bu yazımda sizi Kayserili olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve o zamanki Başbakan RTE’nin bulunduğu döneme götürmek istiyorum.
O zaman CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun TBMM’nde kırmızı dosya ile açıkladığı Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluk savlarına ilişkin önce yaptığı açıklamada bir Cumhurbaşkanı gibi açıklama yaptı.

Yolsuzluk açıklamalarına Gül ne dedi? “Kendimi tutuyorum. Konuşmak istemiyorum. Konuşursam taraf olurum” dedi.  Aradan 8-10 gün ya geçti ya geçmedi Gül: -Ben, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’ye kefilim. Haseki yolsuzluk yapacak bir adam değildir, dedi. Gül, Mehmet Özhaseki’ye nasıl kefil oluyordu? Türkiye’de 81 il belediyesi, ilçe ve belde belediyelerini de eklersek, belediye sayısı yaklaşık 3 bini geçiyordu. Üstelik bu belediyeler, başta AKP olmak üzere seçim kazanmış diğer partilere dağılmıştı. Gül, örneğin hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı yokken, yolsuzluk olduğu savı İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın onayı ile görevden alınan MHP Adana Büyükşehir Aytaç Durak’a neden kefil olmamıştı?

Gül, Özhaseki’ye devlet adına mı yoksa Gül olarak mı kefildi? 2011 yılına girmeye 2 gün kala borcuna ve alacağına Gül’ün kefil olduğu Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’ye Kocasinan İlçesine bağlı Akçatepe Köyü’nde 40 traktörlü çiftçi de Gül gibi kefil olmuşlardı. Trafik kuralını da hiçe sayan Akçatepeliler, 40 traktörü Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin önüne park edip sloganlar atıyorlardı.
Akçatepeli çiftçiler: Ellerinde "Utan Kılıçdaroğlu, utan Kulkuloğlu", "Özhaseki’yi destekliyoruz", "Temiz adam, büyük Başkan Özhaseki", "Dün bugün yarın her zaman arkandayız" yazılı pankart taşıyorlardı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin önüne 40 traktörü trafik kurallarını hiçe sayarak park eden Akçatepelilere görevli trafik polislerinden en küçük bir işlem yapılmadığı haberleri geliyordu. Akçatepeliler, traktörlerini belediye önünde park edip, Özhaseki’nin makamında çıktıklarında Akçatepe köyü muhtarı Nazım Zarar "Her zaman yanındayız" diyerek Özhaseki’ye çiçek veriyordu.

Bir muhtar aynı zamanda devlet görevlisidir. Yurttaşlık bilgisi dersinde öğretmenlerimiz bize derlerdi ki: -Çocuklar, köyde muhtar, ilçede kaymakam, ilde vali devleti temsil eder. Cumhurbaşkanı ise Türkiye Cumhuriyetini temsil eder, derdi. Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyetini temsil ediyorsa, sadece Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’ye değil, tüm belediye başkanlarına kefil olması gerekmez mi? Özhaseki, yarın ya da öbür gün, yolsuzluk savları nedeniyle olur ya suçlu bulunursa, Gül bu kefaletinin bedelini nasıl ödeyecektir? Belediye başkanları, valiler, kaymakamlar ya da öteki kamu çalışanlarının hepsi üst düzey bürokratlarından herhangi birisi şüpheli durumuna düşebilir. Cumhurbaşkanları kefil oldukları insanların bedelini nasıl öder? ( Devam edecek)