Recep Bey Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Türkiye hakkındaki açıklamalarıyla ilgili soruya yanıt veren Erdoğan, "İlişkilerin Kurulmaması için hiçbir sebep yok. Suriye ile bu ilişkileri geliştirmekte geçmişte nasıl birlikteysek aynı şekilde birlikte
hareket ederiz ve Suriye'nin de iç işlerine karışma gibi bir derdimiz, bir hedefimiz asla olamaz. Çünkü Suriye halkı bizim kardeş halklar olarak beraber yaşadığımız bir topluluktur.

Nasıl ki biz ilişkilerimizi çok canlı tuttuysak geçmişte, ailece görüşmelere varıncaya kadar biliyorsunuz Sayın Esed'le bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil yine olur. Suriye'nin iç işlerine karışmak gibi bir derdimiz de asla yok." demiş. Eh Sisi ve 15 Temmuz darbesinin arkasında olmakla itham ettiği BAE ile barışan Recep Bey’in Esad ile de barışmaması için bir sebep yoktur. Malum Recep bey manevra kabiliyeti çok yüksek bir politikacıdır.

Aslında şu anda içinde bulunduğumu ekonomik krizden çıkabilmenin gerek şartı Suriye ve Suriyeliler için yaptığımız masrafı durdurmak ve bütçeyi bu astronomik masraftan kurtarmaktan geçmektedir. Eski Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar 18 Kasım 2021 tarihinde Erciyes Üniversitesi Kültür Merkezi ve Erciyes Üniversitesi 2021-2022 Eğitim Öğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde yaptığı konuşma “Hâlihazırda hepimizin bildiği gibi ülkemiz, yurtiçinde ve Suriye'de yaklaşık olarak 9 milyon Suriyelinin insanı ihtiyaçlarını karşılamaktadır.” Demişti 85 milyonluk bir ülkenin ülke nüfusunun % 10’undan fazlasına bakması, onların; barınma, beslenme, sağlık, güvenlik ve eğitim gibi tüm ihtiyaçlarını karşılamaya kalkması aslında akıl alır bir iş değildir.

Türk vatandaşları bu 9 milyon Suriyeliye bakmanın bedelini enflasyon vergisi olarak ödemekte, çöken eğitim ve sağlık hizmetleri ile yükselen kiralar gibi yan etkilerine katlanmak zorunda kalmaktadır. Aslında bu sorun büyük ölçüde Recep Bey ve avenesinin Suriye’de laik rejimi devirip yerine bir Müslüman Kardeşler iktidarı kurma hevesinden kaynaklandı. O zamanlar bu arkadaşlar İŞİD ve benzeri terör örgütleri için “Öfkeli Sünni gençler” diyerek meşrulaştırıcı bir ibare kullanmaktaydı. Sonuç ne oldu?

Öfkeli Sünni gençler denilenlerin eli kanlı korkunç teröristler olduğu ortaya çıktı, bu terör örgütü ve uzantıları hemen hemen tüm dünyada sivil insanları hedef alan katliamlar düzenledi ve ne yazık ki Türkiye’de bu katliamlardan bolca nasibini aldı. Ankara Garı katliamı, Reina baskını ve daha nicesi Türkiye’yi hedef alan İslami terör saldırıları oldu ve Türkiye bu saldırılardan çok büyük zarar gördü. Şimdi Recep Bey çıkıp Suriye’nin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok diyor ama her şey, tüm olan biten Şam’da Emevi Camiinde namaz kılma hayali ile başlamadı mı? Elbette böyle başladı ve Türkiye Suriye işinde en çok kaybeden taraf oldu.

Öncelikle Esad yıkılmadı, iktidarda kaldı…
Sonra Kuzey Suriye’de bir Kürt Devleti kuruldu ya da kurulacak…
Esad yok yoksul cahil ve birçoğu militan olan milyonlarca Suriyeliyi bize kitledi…
Kuzey Suriye’de birçok şehit verdik, ocaklar yandı, yıkıldı…
Ekonomik kayıplar arşı alaya yükseldi…

Sonuç; Recep Bey’in hayal kırıklığına uğraması ve barışmak zorunda kalması. Peki, bu yanlış işlerin bedelini kim ödedi ve ödemeye devam edecek? Elbette Türk vatandaşları ödedi ve daha da ödeyecek.