Başkaldırmaya Eureka diyen ilk biz değilmişiz…‘Zaman Makinası’, ‘Doktor Moreau’nun Adası’, Görünmez Adam’, ‘Dünyalar Savaşı’ gibi bilimsel kurgu romanlarıyla tanınan , bilimkurgunun Shakespeare’i nitelendirilmesi  yakıştırılan, Dünya savaşlarının yarattığı şiddete ve tahribata şahit olan H.G. Wells, kendilerini ‘Bağımsızlık ve Evrensel İnsan Hakları ilk savaşçıları’ sanan biz 68 kuşağı daha ana rahmine düşmeden,toplumların yaşamında köklü bir değişime ihtiyaç olduğuna inanır…

Başkaldırmaya Eureka diyen ilk biz değilmişiz…‘Zaman Makinası’, ‘Doktor Moreau’nun Adası’, Görünmez Adam’, ‘Dünyalar Savaşı’ gibi bilimsel kurgu romanlarıyla tanınan , bilimkurgunun Shakespeare’i nitelendirilmesi yakıştırılan, Dünya savaşlarının yarattığı şiddete ve tahribata şahit olan H.G. Wells, kendilerini ‘Bağımsızlık ve Evrensel İnsan Hakları ilk savaşçıları’ sanan biz 68 kuşağı daha ana rahmine düşmeden,toplumların yaşamında köklü bir değişime ihtiyaç olduğuna inanır… Sizin anlayacağınız meğerse…Arşimet’imiz Wells’miş… O’na göre devrim niteliğindeki değişim ancak “var olan bu durumun her yönüyle ve tüm olasılıklarıyla en eksiksiz ve en amansız biçimde tartışılması”yla gerçekleşebilecektir. 68 kuşağı Paris’te, Berkley’de, Ankara’da sokaklara dökülmeden yıllarca önce, hem nalına hem mıhına tartışmış, yazmış konuşmuş sosyalizm hakkında.. Yazarın dünyadaki adaletsizliklere dikkat çekmeyi amaçlayarak kaleme aldığı, 1940’da yayımlanan ‘İnsan Hakları’ adlı kitabı Birleşmiş Milletler’in 1948 Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nin temelini oluşturdu…İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi ülkelerin anayasalarını Kollama ve gerektiğinde değiştirme görevi hep solculara düşmüştür…Bakınız Herbert George Wells ya da daha çok tanındığı adla H. G. Wells (21 Eylül 1866 – 13 Ağustos 1946) Neredeyse edebiyatın her dalında birçok eser vermiş olan İngiliz yazardır. Sosyalist olduğunu açıkça söyleyen H.G. Wells’in çoğu eserinde önemli ölçüde siyasi ve sosyal yorumlar bulunmaktadır. Jules Verne gibi gelecekteki teknolojik gelişmeleri anlattığı kitaplarıyla bilimkurgu dalının öncülerinden hatta yaratıcılarından sayılmaktadır. Wells sadece bilimkurgu içindeki ütopya karşıtı düşüncelerin savunucusu olarak bu türe damgasını vurmakla kalmaz, toplumun şiddet ve zor yoluyla, gereğinden hızlı bir süreç içinde sosyalist bir topluma dönüştürülmesinin sakıncalarına olduğu kadar, sınıf karşıtlıklarının iyice sivrileceğine karşı da uyarır bizi. Wells’in bilimkurgu romanlarında teknolojinin gözlemlenmesinin getireceği olanaklar bir yana bırakılır. Wells’te spekülasyon bir edebiyat biçimine dönüşür ve teknolojinin değil de onun toplumsal temellerinin araştırılmasına dönük bir boyut kazanır. Wells’in 1920 yılında yayınlanan, günün en önemli insanlık tarihi kitaplarından olan Outline of HistoryMustafa Kemal Atatürk tarafından değerlendirilmiş ve “kalıcı dünya barışı için uluslararası hükûmet” görüşü Nutuk’ta yer almıştır. Atamız Nutuk’ta ;

« Millete, şunu da hatırlattım ki, kendimizi, dünyaya egemen sanmak aymazlığı, artık sürmemelidir. Gerçek konumumuzu, dünyanın durumunu tanımamaktaki aymazlıkla, aymazlara uymakla milletimizi sürüklediğimiz yıkıntılar yetişir. Bile bile aynı acıklı durumu sürdüremeyiz. Efendiler, İngiliz tarihçilerinden Wells, iki sene evvel yayımlanan, bir tarih yazdı. Yapıtının son sahifeleri “dünya tarihinin gelecekteki evresi” başlığı altında birtakım düşünceler içeriyor. Bu düşüncelerde güdülen konu; “federal bir dünya devleti”dir. Wells, bu bölümde, birleşik bir dünya devletinin nasıl kurulabileceği ve böyle bir devletin önemli ayırıcı niteliklerinin neler olacağı üzerindeki düşüncelerini ortaya atıyor ve adaletin ve tek bir kanunun egemenliği altında dünyamızın alacağı durumu canlandırmaya çalışıyor. Wells, “bütün egemenlikler, tek bir egemenlik içinde eritilmezse, milliyetlerin üstünde bir güç yaratılmazsa dünya yok olacaktır” diyor ve “gerçek devlet, çağdaş hayat koşullarının bir zorunluk haline getirdiği dünya birleşik devletlerinden başka bir şey olamaz.”, “Kuşku yoktur ki insanlar, kendi ortaya çıkardıkları şeyler altında ezilmek istemezlerse er geç birleşmek zorunda kalacaklardır.” diyor. »

Wells’in haklılığı sadece tarihin tozlu sayfalarında kalmamıştır… Öyle ki; İnsan Hakları kitabında bir bölüm ayırdığı 1679’da yayınlanan; İngiliz halkının haklarının yazılı bildirisi… bu belgedeki prensipler, modern anayasalara geçmiştir… günümüze getirdiği ilkeler bakımından hâlâ canlılığını koruyan belge; kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, yasaların keyfi olarak kral tarafından kaldırılamaması gibi haklar içerir…Habeas Corpus muhakemesini al bugün getir Kavala davası savunma dosyasına kapak yap.