Ölüm cezasına çarptırılan kişilerin infazlarının şehrin en büyük meydanlarında halkın gözü önünde Giyotin Makinası ile gerçekleştirilmesi toplumda büyük etkiye sahipti. Kısacası eylem çok hunharca, acımasızca ve vicdansızca cezalandırma şekliydi. Bugün aklımıza gelen çapraz bıçaklı sistemi, Fransız Cerrahlar Akademisinden Dr. Antoine Louis tarafından geliştirildi. Bu makinayla ilk infaz Fransa’da 1792 yılında uygulandı. Önceleri Louison yahut Louisette olarak adlandırılan bu ölüm makinesi daha sonraları Guillotin’in adıyla birlikte anılmaya başlandı.

İnternet’in öncü yayını Wikipedia’ya göre, Giyotini öneren kişi Fransız devrimi Sırasında (1789) Paris Tıp fakültesinde doktor olan, Josephe İgnace Guillotin (28 Mayıs 1738 - 26 Mart 1814) çok fazla ölüm cezasının seri olarak gerçekleştirilebilmesi ve zamandan kazanılabilmesi için mekanik bir ölüm makinasının olması gerektiğini önerdi. Bu şahsın Soyadı ‘Giyotin’ olduğu için bu ölüm makinasına Giyotin adı verilmiş olduğu belirtilmektedir. Kendisinin de Giyotin ile öldürüldüğü söylense de söylenenlerin aksine kaynaklara göre Jozef Giyotin, giyotin ile ölmedi. 26 Mayıs 1814 tarihinde hasta yatağında vefat etti.

Ölümüne sırtında çıkan ve ‘Şirpençe’adı verilen Osmanlı padişahlarında da bu hastalığın çıktığı söylenen tıp literatüründe de yer almış bulunan ‘büyük bir çıban’ marazın sebep olduğu tarif edilmektedir. Kendisi ile aynı soyada sahip başka bir kişinin başının giyotinle kesilmesi nedeniyle insanlarda böyle bir yanlış algıya sebep olduğu belirtilmektedir. Tartışmanın, halen sosyal medyada, internet sayfalarında, karşılıklı yazışma ve bloglarda yer aldığı takip edilebilir… Jozef Giyotin’in giyotin makinası ile öldüğü veya sırtında çıkan bir çıban sonucu öldüğü tartışması halen ciddi sitelerde yer almaktadır. Giyotin, orta çağda da vardı, hatta giyotine benzeyen bir aygıtın aslının, İskoçya’da görüldüğü tarihi notlarda yer alır…

Bu yüzden Giyotin, Fransız devriminden (1789) önce de vardı. Giyotin denilen öldürme makinası 13. Yüzyılda ilk kez İngiltere’de kullanıldı. Son Kral 16. Louis ve Kraliçesi Marie Antoinette’in Devrimci Cumhuriyetçiler tarafından idam edilmesiyle, kaynaklara göre; devrimin terör yılları 5 yıla yakın sürdü. Ve Fransa’nın Vandee bölgesi ülkeden ayrıldı. İç savaşa girildi. Düşmanlar her taraftan sarmaya başladı. ‘Devrimin terör dönemi’ sırasında Devrimcilerin, karşı devrimcilere ve özellikle Kral yanlısı (Kilise) ve papazlara karşı mahkemeleri çok acımasızdı, Fransız kaynaklarında 5 bin papazın giyotine vurulduğu veya idam edildiği belirtiliyor… Encyclopeadia Britanicca, “ Dünya Tarihi, Devrimler çağı bölümünün sayfalarında, Devrimin terör yılları başlığında, 300 bin kişinin ölümle cezalandırıldığına ve Fransız kaynaklarının da, bu cezalara çarpıtılan özellikle önemli kişilerin giyotin aleti ile büyük meydanlarda kafalarının kesildiği not edilmektedir.

Kaynaklarda, Jirondenler (Les Girondens: Paris parlamentosunda, daha çok devrimden yana ılımlı, Kral’a karşı da müsamaha gösteren kesim) ve Montagnads’lar (kelime anlamı: Dağcılar) arasında ılımlı devrimci Cumhuriyetçiler, ılımlı sol gibi anlayacağımız bir çekişme mevcuttu. İşte sanırım net olmayan bu ağır siyasi hava ve endişeli belirsiz bu durum, güvensizlik, devrime karşı olumsuz tepkilerin düşünülmeye başlaması sonucunda terör yılları başladı…
Eninde sonunda Devrim Konseyinde devrimcilerin bazılarının Maximilian Robese Pierre (1758-1794) gibi Devrim Konseyinin lideri, Paris’in ünlü hukukçusu ve Avukat, tıpkı Fransız kralı ve Kraliçesinin giyotine vurulduğu Concorde meydanı, şimdi Nation yani “ Ulus Meydanı’nda kafaları uçuruldu. Artık devrime inanan devrimcilerin de giyotinle idam edildiğini halk gördü. Ve sonuçta, insanları giyotine gönderenlerin de devran döndüğünde giyotin ile kellelerinin alınabileceği düşüncesi tarihte yerini almış oldu.