İmgelerin, sembollerin, sloganların ardına takılmadan ama yok da saymadan işini yapmak, ürettiğin her alanda olaylara ve kişilere objektif açıdan bakmak, günümüzde oldukça zor. Bunu yapabilmek için tam anlamıyla, Derviş sabrı gerekir. Pek çok kalem erbabı, tarafsız açıdan bakılarak yazması gereken konularda maalesef, ister istemez taraf oluyor. Olmayanlar da var mı var elbette.

Bu hafta yazımda tarafsız olabilenlerden bir tanesi; Gazeteci, Yazar, Ubuntu Yayınları’nın sahibi Faruk Demirel’den ve kitaplarından söz edeceğim. Bir fuar etkinliğinde tanıştığım Demirel’i kitaplarını okudukça ve görüşmelerimiz sıklaştıkça daha yakından tanıma olanağına sahip oldum. Son dört kitabım Demirel’in yayınevi Ubuntu’dan yayımlandı. An itibarıyla, bir şiir kitabımı basılmak üzere matbaaya gönderdi, İlk romanımı da çok yakında basım için matbaaya gönderecek.

Öykü kitaplarının dışında; MARAŞ MARAŞ, VE ANKARA, TANKTAN TOMAYA DİRENİŞ, ALMİNA DİKTATÖRÜN KIZI, CİHAT UĞRUNA ve son olarak da DUVARIN DİBİNDE/FATSA romanları okuyanlarıyla buluştu. Aramızdaki sohbetlerde, CİHAT UĞRUNA kitabını hangi kitabınla aşacaksın merak ediyorum diye söylediğimde hep sessiz kalırdı. DUVARIN DİBİNDE/FATSA’nın taslağını okuduğumda anladım, sessizliğinin altındaki mütevazılığını. Elbette her kitabını ve her öyküsünü okuduğunuzda ayrı bir değer fark edeceksiniz ama özellikle TANKTAN TOMAYA DİRENİŞ, MARAŞ MARAŞ, VE ANKARA, ALMİNA DİKTATÖRÜN KIZI, CİHAT UĞRUNA, ve DUVARIN DİNİNDE/FATSA içeriği bakımından, kılı kırk yararak yazılmış ciddi bir emek ürünü. Özellikle CİHAT UĞRUNA ve DUVARIN DİNİNDE/FATSA’yı nasıl hece, hece dokuduğuna yakın tanığıyım. MARAŞ MARAŞ ve DUVARIN DİBİNDE/FATSA’nın benim gönlümde ayrı bir yeri var.

MARAŞ MARAŞ kitabındaki Maraş katliamı sırasında mahallelerde savunma yapan devrimci örgütlerin hiçbirini öne çıkarmadan kalemini katliamlara ve tarihe kaynak bırakmaya odaklanması yazın alanındaki ayrıcalığını da ortaya koyuyor. DUVARIN DİNİNDE/FATSA kitabında ise daha farklı bir detay var. Devrimci Yol, Ordu örgütlenmesinde en ön safta mücadele veren Yusuf Atasoy’un anlatımından yola çıkarak ortaya koyduğu roman, Devrimci Yol içinde yer almamasına rağmen konuya ve kişiye önem vermesi ve elbette Yusuf Atasoy’un objektif anlatımını bağlı kalarak böyle bir romanın ortaya çıkarması Faruk Demirel’in, “yiğidin hakkını yiğide vermek” sözünü ne kadar hak ettiğini de ortaya koyuyor.

Yirmi beş yıllık gazetecilik, on beş yıllık radyoculuk ve yayıncılık deneyimi ve birikimi ticari anlamda değil de kültürel anlamda iyiye kullanması günümüzde! her babayiğidin harcı değil. Gerek düşünce gerekse ekonomik anlamda dayanışmasını Akdeniz Radyo ve Ubuntu Yayınları ile dostlarının lehine kullanması tüm yakınında olanların tanık olduğu bir durumdur.  Sevgili dostum Faruk Demirel’e gerek özel yaşamında gerekse kültürel alanda kolaylıklar ve başarılarının devamını diliyorum. Faruk Demirel, 1954 yılında Afyon’un Sandıklı ilçesi, Alagöz köyünde doğdu. Sandıklı’da ortaokulu ve liseyi bitirdi. Konya’da Selçuk Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümünden son sınıfta siyasi duruşu nedeniyle atıldı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Siyasal Bilimler ve Maliye Bölümünden 1982 yılında mezun oldu.

Öğrencilik yıllarında ve daha sonra çeşitli sivil toplum örgütlerinde çalıştı. 12 Eylül Darbesi’nin ardından kısa bir süre gözetimde kaldı, uzun süre yargılandı. Yirmi beş yıl gazetecilik yaptı, yazılarından dolayı hakkında yirmiden fazla dava açıldı. 15 yıl radyo programları ve radyo yöneticiliği yaptığı. Bir süre Akdeniz Edebiyat dergisini çıkardı. Birçok dergi ve gazetelerde yazıları yayımlandı. 2016 yılında Ubuntu yayınevini kurdu. Hâlen öykü ve roman yazmayı sürdürüyor.

Yayımlanan eserleri: öyküler; Yeni Göçmen Kuşlar, Aşka Geldim, Başım Boş Köpekler, Eşim Beni Aldatıyor, Sanchiq (Sancı) Taşkent Akademnashr Yayınları Romanları: Tanktan Tomaya Direniş, Maraş Maraş, Ve Ankara, Almina Diktatörün Kızı, Cihat Uğruna, Duvarın Dibinde/Fatsa.