2021 TÜFE ENAG verilerine göre % 82.81 ve TÜİK verilerine göre ise % 36,08.

2021 TÜFE ENAG verilerine göre % 82.81 ve TÜİK verilerine göre ise % 36,08.

TÜİK tarafından açıklanan ÜFE de % 79,89 olarak açıklandı.

2022 yılının ilk saatlerinde doğalgaza % 50, elektriğe % 130 zam yapıldı peşi sıra gelen birçok haber ile benzinden motorine, iğneden ipliğe her şeye zam geldiğini öğrendik.

2022 yılına zaten yüksek enflasyon ile girdik bu yüksek TÜFE oranına rağmen ÜFE – TÜFE makasının bu kadar açık olması zaten enflasyonist sürecin devam edeceğinin en önemli işaretidir. Sonuçta maliyetleri artan üreticiler bu maliyet farkını eninde sonunda piyasaya arz ettikleri mal ve hizmetlerinin fiyatlarına yansıtmak zorundadırlar. Bunu yapmazlarsa eninde sonunda zarara dayanamaz ve iflas bayrağını çekerler.

Kimse kendini ama dolar 18’den euro 20’den düştü, bu düşüş fiyatlara da yansır diye kandırmaya da kalkmasın. Çünkü bu yükseliş çok anlık ve yapay bir yükselişti benzin motorin gibi kalemler hariç fiyatlara yansımamıştır.

Fiyatlara yansımış olabilecek seviye en çok 15 Aralık günü gördüğümüz dolardaki 14,63 ve eurodaki 16,49 seviyesidir. Aralık ayının 16’sında yapılan ve 100 baz puanlık faiz indirimi ile sonuçlanan PPK toplantısı sonrasında kurlar perşembe, cuma ve pazartesi günleri kontrolsüz bir şekilde yükselmişti bu kadar kısa bir sürede ortaya çıkan anormal fiyatların etiketlere yansıması mümkün değildir. Bugün geldiğimiz noktada ise kurlar 15 Aralık günü gördüğü seviyenin çok az altındadır.

Yurt dışından da 2022 yılı enflasyonu ile ilgili öngörüler gelmeye başladı.

İlk önce Goldman Sachs Türkiye’ye ilişkin enflasyon beklentilerini açıklamıştı.

Goldman Sachs müşterilerine gönderdiği notunda “Mevsim etkisinden arındırılmamış aylık enflasyonun sürpriz biçimde yüzde 13,6 seviyesine yükselmesiyle Türkiye’de enflasyonun birinci çeyrekte yüzde 40 seviyesini aşacağını ve yılın büyük bölümünde o seviyede kalacağını tahmin ediyoruz” ifadesi yer almıştı.

JP Morgan ise yayımladığı bir araştırma raporunda, heterodoks politika yapıcıların görüşlerinin, önden yüklemeli ve erken yapılan faiz indirimlerinin, enflasyon beklentilerindeki bozulmanın ve kurdaki değer kaybının Aralık ayında enflasyonda keskin bir yükselişe neden olduğunu belirtti.

Aralık ayındaki sürpriz enflasyondan sonra 2022 ve 2023 için enflasyon beklentilerini revize ettiklerini belirten banka, Mayıs ayında enflasyonun yüzde 55 seviyesine ulaşmasını ve Kasım ayına kadar yüzde 50 civarında seyredeceğini öngördü.

2022’nin sonunda enflasyonun yüzde 35 seviyesine düşebileceğini söyleyen JP Morgan, 2023 yılsonu enflasyon beklentilerini de yüzde 15 olarak revize ettiklerini duyurdu.

“Politika yapıcılardan hiçbir pişmanlık işareti görmüyoruz ve bundan dolayı gelecek aylarda sıkı para politikası izleneceğini düşünmüyoruz” diyen JP Morgan, buna rağmen daha fazla parasal genişlemenin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası için bile gerçek üstü olacağını söyledi.

Seçimlere sadece 18 ay kalmışken Erdoğan’ın halka acı ilaç içirecek antienflasyonist politikalar izleyebileceğini ben pek olasılık dâhilinde görmüyorum.

Ayrıca izlemek istese bile başta 9 milyon Suriyeli’ye bakmak olmak üzere bütçeye binen ağır yüklerin para basılmadan vergileri artırarak çözülebilmesi mümkün değildir.

Hangi iktidar seçimlere giderken vergileri artırmaya cesaret edebilir ki?

Erdoğan’ın önünde yapmak zorunda olduğu harcamaları karşılamak için iki yol kalıyor:

Bunlardan birincisi bol bol para basmak ve ikincisi ise bulabildiği kadar borç almaktır.

Borç alabilmek için birilerinin sana güvenmesi, teklif ettiğin faizi kabul ederek borç vermesi gerekir CDS primleri 600’ler civarında seyrederken borç bulmak hele hele ucuz borç bulmak zor görünüyor. Geriye kala kala banknot matbaasını bol bol çalıştırma seçeneği kalıyor ve bunun da enflasyonu artırması hatta bir hiperenflasyona sürüklemesi muhakkaktır.