DİSK Emekli-Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz, en düşük emekli aylığına yönelik net bir planın olmamasının emekliler üzerinde ağır bir ekonomik ve psikolojik baskı yarattığını ifade etti.

Sonsöz Gazetesi’nden Goncagül Konaş’ın haberine göre;Mevcut koşullarda emeklilerin insanca yaşamaktan uzaklaştığını vurgulayan Yavuz, en düşük aylığın yoksulluk sınırının yarısının altına düşmemesi gerektiğini söyledi.
“5 OCAK’I BEKLEMEK DURUMUNDAYIZ”
Yavuz, en düşük emekli aylığının nasıl belirleneceğine dair net bir planın olmamasına dikkat çekerek, “En düşük emekli aylığının nasıl belirleneceğinin belirsizliği, emekli vatandaşların psikolojisini iyice bozmuş durumda. Zira milyonlarca emekli sıfır zam alma korkusuyla yaşıyor.” dedi.
Aralık ayı enflasyonunun ardından zam oranlarının netleşeceğini hatırlatan Yavuz, “Bildiğiniz gibi Aralık ayı enflasyonundan sonra tüm emeklilerin ve memurların zamları belli olacak. Dolayısıyla 5 Ocak’ı beklemek durumundayız. Ancak en düşük emekli aylığıyla ilgili bir çalışmanın şimdiden netleşmiş olması gerekirdi.” ifadelerini kullandı.

“EN DÜŞÜK EMEKLİ AYLIĞI YOKSULLUK SINIRININ YARISININ ALTINA DÜŞMEMELİ”
Mevcut enflasyon oranları, alım gücü kaybı ve açlık-yoksulluk sınırlarına dikkat çeken Yavuz, taleplerinin son derece makul olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Mevcut koşullar dikkate alındığında en düşük emekli aylığı, yoksulluk sınırının yarısından az olmamalı. İki emeklinin yaşadığı bir haneye hiç olmazsa yoksulluk sınırı kadar gelir girmeli. Taleplerimiz gerçekten çok makul; yoksulluk sınırının üzerine çıkmayı bile dillendiremiyoruz.” Yavuz, en düşük aylığın artırılmasının tek başına yeterli olmadığını belirterek, “En düşük emekli aylığı yoksulluk sınırının yarısına çekilirken, diğer tüm emekli aylıklarının da aynı oranda artırılması esas olmalıdır.” dedi.
“EMEKLİ NE BARINABİLİYOR NE SAĞLIĞA ERİŞEBİLİYOR”
Emeklilerin temel yaşam giderlerini karşılayamaz hale geldiğini vurgulayan Yavuz, özellikle kira artışlarının emeklileri derinden etkilediğini belirterek, “Bugün emeklilerin aldıkları ücret ne barınmaya, ne gıdaya ne de sağlık giderlerine yetiyor. Özellikle kira artışları emeklilerin belini büküyor. Birçok emekli ya çocuklarıyla yaşamak zorunda kalıyor ya da bir araya gelerek hayatta kalmaya çalışıyor.”ifadelerini kullandı.
Haberin daha geniş ve detaylı halini Sonsöz Gazetesi’nde okuyabilirsiniz.



