Birbirimizi kategorileştirmeye bayılıyoruz. “Bizler” ve “Onlar” kavramları olmasa neredeyse varlığımızı sürdüremeyecek hale geldik. Küçükken yapılan mahalle...

Birbirimizi kategorileştirmeye bayılıyoruz. “Bizler” ve “Onlar” kavramları olmasa neredeyse varlığımızı sürdüremeyecek hale geldik. Küçükken yapılan mahalle maçlarını hatırlarsınız, nasılda ciddileşirdi işler birden bire. Arasında epi topu bir sokak olan mahalleler birbirlerini adeta düşman olarak görür, kavga gürültü gırla yaşanırdı. Bu kadar mı? Hayır. Bizim mahallenin kızına, başka mahalleden erkek sinek bile yan gözle bakamazdı. “Bizden” ve “onlardan” kavramları muhtemelen o andan itibaren kanımıza işlemeye başlamıştı. Sadece mahalleler değil, aynı aile mensuplarının çekirdek ailelerinin dışındaki diğer mensupları, sürekli dedikodu malzemesi yapması da, bu meşhur, “biz” ve “onlar” kavramlarından kaynaklı.

Aile ve mahallede olan bu ayrışma siyasette olmaz olur mu hiç. Herkes kendi görüşüne muhalefet eden diğer kesimi kötü göstermek için elinden geleni yapıyor lakin dikkatinizi çekerim ki, kimse kendini daha da ileri götürmek için uğraşmıyor, karşıdakini düşürmek için uğraşıyor. İktidardakiler, muhalefetin eleştirilerini, muhalefeti eleştirerek karşılıyor. Bir Allah`ın kulu da; “aslında mantıklı öneriymiş, bir düşünelim” demiyor. Muhalefet de ülkenin yararından çok iktidarın zararını düşünen hamleler yaptıkça, içinden çıkılmaz bir hal alıyor işler. Bkz. Türkiye.

Hadi bunu da anlayışla karşıladık diyelim. Diyelim demesine de, yöntem ve sonuç ilişkisi üzerine hiç kafa yormayalım mı? Şöyle ki; farz edelim iktidarı destekliyorsunuz ve tüm haber kaynaklarınız iktidara yakın kaynaklar. Muhalefete yakın kaynakları sadece sizin tepki verebileceğiniz bir şey söylendiğinde takip ediyorsunuz, takibiniz de sadece birilerinin size gösterdiği uzunlukta ve derinlikte. Hal böyle olunca ne oluyor, sadece sizin cenahın söylemlerini duyuyor, okuyor, biliyorsunuz. Karşı tarafı eleştirmek için bile dinlemediğiniz için, fikriniz ve zikriniz asla gelişmiyor. Yani; karşı tarafa olan öfkeniz ve hiddetiniz artarak devam ediyor, “acaba mı?” diye düşünmüyorsunuz. Karşı tarafın argümanını çürütmek için bile dinlemediğiniz için olduğunuz yerde sayıyorsunuz. Körlerin sağırları misafir ettiği ortam değişmedikçe, ülke de değişmiyor.

Yer değiştirelim. Bugünün ülke muhalefeti, karşı tarafı; eğitimsiz, sığ, çıkarcı, gerici…vb olarak nitelendiriyor ve o tarafı asla dinlemiyor. Dinlemedikçe, anlayamıyor, anlayamadıkça politika geliştiremiyor, geliştiremedikçe, ona dokunamıyor, dokunamadıkça, oyunu alamıyor, alamadıkça muhalefette kalıyor ve gün geçtikçe kendi tarafının da desteğini kaybediyor. Sonuç; kocaman bir boşa çekilmiş kürekler manzumesi.

İktidar yanlıları; Halk TV, Sözcü TV, KRT TV, Tele 1 TV ve diğerlerini izlemedikçe, muhalefet taraftarları; AHaber, Ülke TV, TGRT ve diğerlerinde söylenenleri dinlemeye tenezzül etmedikçe bu kısırdöngünün içinden çıkabilmemiz mümkün değil. Her dakika ellerimizde olan telefonlardan karşı tarafın gazetelerine kısaca bir göz gezdirsek ölür müyüz? Kumandanın basmaktan aşınmış tuşlarının yerine diğer tuşlarda da neler olduğunu bilsek incilerimiz mi dökülür?

Haydi, kalın sağlıcakla.