Aynı kulvarda koşan hiçbir koşucu, kendisinden başkasının ipi göğüslemesini istemez. Koşu içerisinde yapılacak “centilmenliğin” ölçüsü, sporcuların aldığı eğitim, kültür ve özgüvenle orantılı bir durumdur. Çelme takmak, ipi göğüsleyince rahatsızlığını bir şekilde duruş ve davranışıyla ifade etmek, yumruk atmak, sözle rahatsızlığını ifade etmek, gayri ahlaki davranışlar olarak görülür. Bunu her izleyen bilir ve gerek aynı platformda gerekse ekran başında tepkisini gösterir.

Aynı kulvarda koşan hiçbir koşucu, kendisinden başkasının ipi göğüslemesini istemez. Koşu içerisinde yapılacak “centilmenliğin” ölçüsü, sporcuların aldığı eğitim, kültür ve özgüvenle orantılı bir durumdur. Çelme takmak, ipi göğüsleyince rahatsızlığını bir şekilde duruş ve davranışıyla ifade etmek, yumruk atmak, sözle rahatsızlığını ifade etmek, gayri ahlaki davranışlar olarak görülür. Bunu her izleyen bilir ve gerek aynı platformda gerekse ekran başında tepkisini gösterir.

Peki ya sanatta ve özel hayatımızda nasıl bir durumdayız, hele ki günümüzde…

Her anlamda çevresindeki insanların başarılarına tahammül edilemediği, ayağından aşağı çekilmeye çalışıldığı fırsat bulunduğunda çelme takıldığı bunun bazen açık bazen gizli yaptığı bir dönemdeyiz.

Maalesef ki çok az sayıda “centilmen” insan var, dostunun başarısını göğsünü gere gere dillendiren, onur duyan, daha da başarılı olması için çaba harcayan…

Böyle dostlarımız varsa sahip çıkalım, yüreğinden tutalım, sarıp sarmalayalım, yetmez empati yapalım. Değilsek, biz de onlardan birisi olmaya çalışalım. Bu davranış bizleri yüceltirken, toplumdaki güzel insanların da sayısını artıracaktır. Dünyanın neresinde olursak olalım fark etmez, el uzatalım omuz verelim, hiçbir şey yapamıyorsak bile, güzel bir cümle kuralım ve kendilerine iletelim. Bu yazıyı yazmama neden, Nebih Nafile öğretmenim. O Antakya’da ben Ankara’da yaşıyoruz. Öykü, şiir yazıyor, bir gazetede yazıyor, bağlama çalıp türkü söylüyor, Anadolu’da halk türkülerini, deyişlerini bağlamalarıyla, besteleriyle sesleriyle, gün yüzüne çıkarmış yüzlerce değerli sanatçılarımızla birlikte sahne almış, aldığı ödüller saymakla bitmez…

Şimdi bazı okurlarım bunda ne var ki diyecekler, evet bunda ne var, böylesine her anı dolu bir arkadaşın Messenger’dan bir kişiye yazarak zaman harcamasına, beğenisini dile getirmesine “ne gerek var sizce?” yukarıda yazdığım dayanışma ruhunun ve mütevazılığın tam da kendisi…

Konuyu çok uzatmak istemiyorum. Yazdığı kişi benim, hiç özelimi bilmeden sadece sosyal medyada paylaştıklarım üzerinden “değerlendirmek” anca şair bir yüreğin mütevazılığıyla oluyor…

Kutluyorum Nebih öğretmenim, iyi ki tanıştık, gönül gözün hep açık kalsın, hak bildiğin yolun hep açık olsun…

Şair Nebih Nafile, 01 Mart 1969 tarihinde Hatay’ın Antakya ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini doğduğu ilde tamamladı. 1992’de Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Mobilya İçmimarı ve Dekorasyon bölümünden mezun oldu. Aynı yıl öğretmen olarak göreve başladı.

Yerelde ve ulusalda birçok edebiyat dergilerinde şiir ve yazıları yayımlandı. 2006 yılından bu yana düzenli Hatay’da Özyurt Gazetesi’nde “Güneş Hepimiz İçin” adıyla yürüttüğü köşe yazarlığı ve kültür-sanat-edebiyat söyleşi sayfasının yanı sıra, yine aynı gazetede “Antakya’dan dünyaya açılan pencere” adıyla şiir köşesi ile kültür hizmeti vermektedir.

Her hafta kendi hazırladığı şiir ve türkü radyo programını canlı performansla sunmaktadır.

“Aşkın, umudun, barış ve kardeşliğin sesi” Nebih Nafile, Şubat 2011’de Adana’da düzenlenen şiir yarışmasında birincilik ödülü aldı. Çocuk edebiyatı çalışmalarını sürdüren şair Nafile, 2013-2014 eğitim-öğretim yılında, Okullar Hayat Olsun Projesi, Türkiye Geleneksel Çocuk Oyunları Şenliği kapsamında öğretmenler arası öykü yarışmasında; “BİR ZAMANLAR BEN DE ÇOCUKTUM” konulu Geleneksel Çocuk Oyunları ve Çocukluk Anıları ile ilgili öykü yazma yarışması sonucunda “GÖKKUŞAKLI OYUNLARIM” adlı öyküsü ile Hatay il ikincilik ödülü aldı.

Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Hasan Ali Yücel Edebiyat Ödülleri 2019 Yılında Öğretmenler Arası Kısa Öykü Yarışması Sonucunda “SUZAN TEYZE” adlı öyküsü Antakya’da onuncu seçilmiştir. Bazı şiirleri bestelenmiş, radyolarda ve ulusal televizyon kanallarında yayınlanmıştır.

Hacı Bektaş Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinlikleri, Mersin-Yenice Kültür Sanat ve Barış Festivali, Kiğı Seyit Kasım Kültür-Sanat ve Bal Festivali, UTOKS Ulukışla Toroslar Kültür ve Sanat Festivali, Aknehir Kültür-Sanat Festivali başta olmak üzere birçok festivale sazıyla sözüyle katılan Nafile; Musa Eroğlu, Sabahat Akkiraz, Edip Akbayram gibi Türk Halk Müziği sanatçıları ile aynı sahneyi ve ortamı paylaştı.

Haziran 2018’den itibaren Kültür Kentleri Birliği Hatay İl Temsilcisi olarak sanat ve kültürel etkinliklere devam etmektedir.

Evli ve üç çocuk babasıdır.

BARIŞA AÇIM ANNE

karanlığı yırtan bir çığlık

güneşi solduran bir ateşti

dokuzluk saçma avuçlarımda

misket oynarım umutsuzca

böyle midir yaşamak

yüzüm soluk

gözlerimde korku ve heyecan

yanı başımda ölüm

kulağıma fısıldar Azrail

kurşun sokulmak ister bana

böyle midir yaşamak

sonsuz mudur kurşun sesi

açım anne!

yüzündeki tebessüme

yüreğindeki sıcaklığa

barışa açım anne

barışa açım

BARIŞA…

Nebih NAFİLE