İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu partisinin grup toplantısında, gündemdeki konulara değindi.
“İNGİLİZ MEMET İSTİFA ETMELİ”
Dervişoğlu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i eleştirdi ve “ Mehmet Şimşek kovulmadan görevinden istifa etmelidir. İngiltere’ye tek yönlü bilet almalı, biletini erkenden rezervasyon yaptırmalıdır. Reel sektör yıllardır can çekişmektedir. Herkesin, bir eli yağda, bir eli balda sandığı sanayicilerimizden bahsediyorum. Reel sektörün, çözümsüz bırakılan sorunları hükümetin umurunda olamasa da sanayicimizi adeta felç etmiştir. Erdoğan’ın daha önceki hazine ve maliye bakanları gibi, İngiliz Mehmet beyde; Cumhuriyetin bir bakanı gibi değil, Cumhur AŞ’nin CEO’su gibidir. Memleketin insanıyla, emekçisiyle, esnafıyla, üreticisiyle ve sanayicisiyle bağı tamamen kopmuştur." dedi
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE”
Dervişoğlu önceki gün Grup Başkanvekili Turan Çömez ile TBMM Başkan vekili Pervin Buldan arasındaki tartışmalara değindi. Dervişoğlu terörist başı Apo’nun hepsi bir avuç kalan gazete ve televizyonları tehdit ettiğini belirterek “İmralı partisi ve onun ulaklarını da, O himmetinden mahrum bırakmıyor. Öyle ki, o terör şımarıkları da, Terörist başı medyadan rahatsız oluyormuş diye, Hepi topu bir avuç kalan gerçek gazete ve televizyonları, Aba altından tehdit ediyorlar. 26 senedir nedamet getirmemiş bir katil ve onun uşakları, Elbet şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar. Tüm bu rezalet sahnesi, Cumhuriyet düşmanlığının aldığı mesafenin göstergeleridir. İnsan gibi başımızı sokacak bir ev bulamıyorsak, Biri parasını koyacak yer bulamazken, bir diğeri halk ekmek kuyruğu bekliyorsa, Biri pasaportunda mühür basılmadık yer bulamazken, Bir diğeri, memleketine bile gidemiyorsa, Birinin evladı okumak için inşaatta amelelik yapmaya mahkûm, Bir diğeri ise yurtdışında okul beğenmiyorsa, Cumhuriyet zordadır demektir." dedi
“TEK ADAM CUMHURİYETİNİN TEBASI OLMAYACAĞIZ”
Dervişoğlu sözlerine şu şekilde devam etti; "İşte bizim mücadelemizin gayesi budur. Siyasetimiz budur. Milli olan siyaset de budur. Arayışımız, çağrımız, muhalefetimiz ve milletle ittifakımızın özü budur. Bu sebepledir ki, siyasetimizi sıkıştırmak isteyenlere inat genişleteceğiz. İşte bu yol, milletimizle ittifakımızın, Bu yol, milletimizle iktidarın, Bu yol, Türk Milletinin istiklalin yoludur. Kapımız herkese açıktır, alın terimizi de ekmeğimizi de bölüşerek, Bölüştükçe çoğalarak Bu parantezi, açanların üzerine kapatacağız. Tek adam Cumhuriyetinin tebaası olmayacağız, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yurttaşı kalacağız! Had bilmezlik öyle büyük ki, şımarıklık öylesine derin ki, Bugün kendilerini savundukları noktada Sorsanız, 50 yıl boyunca katliamları demokrasi için yaptık, Uyuşturucu ticaretinden kazandığımız parayı da barış için harcadık diyecekler. Böylesine arsız, böylesine yüzsüzler. Önderleri katil, sözcüleri müptezel, Zihinleri kiralık, ruhları satılık, Elleri kan, sözleri ihanet, İkametleri kandil, pusulaları İmralı.
Dün Meclis genel kurulunda yaşananlar, İhanetin geldiği boyutu bir kez daha gösterdi. Grup Başkanvekilimiz sayın Turhan Çömez, İmralı’daki alçak teröristten mesaj getiren başkanvekiline bir hatırlatmada bulundu. Dedi ki; Siz Atatürk’ün oturduğu koltukta oturuyorsunuz. 50 bin kişinin katili alçak Öcalan’ın mesajını taşımak sizin haddiniz değil. Bu haklı uyarının sebebini biliyorsunuz.
Terörist Öcalan, medyanın dilinden rahatsızmış, iktidar da gereğini yapmalıymış. İYİ Parti grubu bu kendini bilmezliğe itiraz etti.
Peki ne oldu? İYİ Parti’nin sesi kısılarak oturuma ara verildi. Terörist Öcalan medyaya sansür istedi, Ulağı mecliste sansür uygulamaya kalktı. Dün o oturumda bir gerçek bir kez daha gözler önüne serildi. Türk Milleti olmakta biz diyemeyenler, ihanette biz oldular. Aynılar aynı yerde buluştu. Nerede buluştu? İhanette buluştu.
Öcalan’a alçak dediğimiz için başlayan tartışmaya Cumhur Koalisyonun üç ortağı da aynı tepkiyle “BİZ” dediler. O yüzden bu ihanet ağına karşı haykırıyoruz ve diyoruz ki; Siz hepiniz biz tek! Bu ülkenin vatandaşına, askerine , polisine, işçisine, mühendisine, öğretmenine, hatta kundaktaki bebesine silah sıkanlar katildir, teröristtir, alçaktır, haindir. İşbirlikçisi de haindir. Alkış tutanı da haindir. Ortağı da haindir. Barış deyip, ihanet kusanlara da, Demokrasi deyip, medyaya ayar isteyen Stalin artıklarına da, Onlara arka çıkıp, yoldaşlık eden mankurtlara da hatırlatıyorum: Allah’ın izniyle ve Milletin iradesiyle BU DEVRAN DÖNECEKTİR! “