Milli Takımımız, grup aşamasını hayli iyi götürmesine karşın, son iki maçta başaramadığını, Macaristan’la oynadığı iki play-off mücadelesinde ortaya koyduğu futbol ve aldığı galibiyetlerle Avrupa Uluslar A Ligi’ne adını yazdırdı.
Ay-Yıldızlılar, İstanbul’da 3-1, Budapeşte’de ise 3-0’lık net skorlarla rakibini mağlup ederek Avrupa Uluslar A Ligi’ne yükselmeyi başardı. Teknik direktör Vincenzo Montella ve öğrencileri, Avrupa futbolunun yükselen değeri olarak gösterilen Macaristan karşısında, akılcı bir oyun anlayışı sergileyerek rakibine umut verecek bir ortam yaratmadı. Sonuç olarak, istediğini fazla zorlanmadan aldı ve futbol kamuoyuna önemli bir mesaj verdi.
Üstelik bu başarı, eksik bir kadroyla geldi. İstanbul’daki ilk Macaristan maçında, kart cezalısı Merih Demiral ve Arda Güler’in yanı sıra, sakatlıkları bulunan Mert Günok ve Yunus Akgün kadroda yoktu. Ameliyat geçiren Enes Ünal da takımını yalnız bırakmak zorunda kaldı. İkinci maçta ise Orkun Kökçü kart cezalısı durumuna düşerken, Kaan Ayhan da sakatlandı. Bu eksiklere karşın, milliler büyük bir özgüven ve takım ruhu ile oynadı.
Montella’nın teknik ve taktik becerisi elbette bu zaferin asal unsuruydu. Ancak bir diğer kritik unsur da, genç jenerasyonun sahada verdiği güçlü mesajdı. Oğuz Aydın, Yusuf Akçiçek, Can Uzun, Semih Kılıçsoy, Deniz Gül ve Emirhan Topçu gibi isimler, milli formayla gelecekte de büyük işlere imza atacaklarını gösterdi. Sahada aldıkları süreleri en verimli şekilde değerlendirdiler ve Türkiye’nin futbol geleceğine dair önemli bir ışık yaktılar.
Sonuç itibarıyla, ‘Bizim Çocuklar’ olması gereken yere, Avrupa’nın en üst klasmanına ulaştı. Şimdi onları Almanya, İspanya, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi devlerle birlikte izleyeceğiz. Daha önce de vurguladığım gibi, bu ekiple çok önemli işler başarabiliriz. Ve bu iddiamı bir kez daha yineliyorum: “Bu takım birlikte oynama alışkanlığı geliştikçe, efsane sonuçlara imza atacaktır.”
Evet, biraz gecikmeli de olsa Avrupa A Ligi’nin kapısından içeri girmeyi başardık. Ancak iş burada bitmiyor. Asıl hedef, 2026 FIFA Dünya Kupası elemelerinde Gürcistan ve Bulgaristan’la birlikte İspanya’ya karşı verilecek mücadelede de aynı başarıyı göstermek. Eğer tecrübeli isimlerle harmanlanmış bu kadro, aynı disiplinle yoluna devam ederse, 24 yıl aradan sonra yeniden Dünya Kupası’nda yer alabilir ve Türk futbolu adına yeni bir destan yazabilir.
Dileriz ki, ‘Bizim Çocuklar’ bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirir ve tüm ülkeye büyük bir gurur yaşatır. Çünkü bu takıma büyük başarılar yakışır.
Kalın sağlıcakla…