Sosyal medya hesabından açıklama yapan Yılmaz, COP31 başkanlığı ve ev sahipliğinin Türkiye’ye verilmesinin “uzun süredir yürütülen diplomatik müzakerelerin sonucu” olduğunu vurguladı. Bu kararın, Türkiye’nin uluslararası platformlardaki güvenilirliği ve çok taraflı süreçleri yönetme kapasitesinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
“İklim değişikliği artık sadece çevresel bir sorun değil”
Yılmaz, iklim değişikliğinin küresel kalkınmadan ekonomik istikrara kadar birçok alanı tehdit eden ortak bir sorun olduğunu belirtti. COP31 sürecini Avustralya ile yakın iş birliği içinde yürüteceklerini kaydeden Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Başkanlığımız döneminde kuzey ile güney arasında köprü kuran, adil, hakkaniyetli, kapsayıcı ve tam şeffaf bir süreç yürütmeyi hedefliyoruz.”
“Türkiye yeşil dönüşümde güçlü adımlar attı”
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda çalışmaların kararlılıkla sürdüğünü hatırlattı. Yenilenebilir enerjide payın yüzde 60’ı geçtiğini ifade eden Yılmaz, 2024 yılında çıkarılan İklim Kanunu ile dönüşüm sürecinin hızlandığını söyledi.
Ayrıca enerji verimliliği, temiz ulaşım, döngüsel ekonomi ve Emine Erdoğan’ın himayesindeki Sıfır Atık Projesi gibi alanlarda önemli adımlar atıldığını vurguladı.
“COP31 ve NATO Zirvesi Türkiye’nin küresel rolünü büyütecek”
Türkiye’nin gelecek yıl NATO Zirvesi’ne de ev sahipliği yapacağını hatırlatan Yılmaz, iki büyük organizasyonun Türkiye’nin küresel yönetişime katkısını daha da artıracağını belirtti:
“COP31 ve NATO Zirvesi, Türkiye’nin uluslararası iş birliği ve küresel siyasetteki etkinliğini güçlendirecek.”
Yılmaz, COP31’in ülkeler arasında dayanışmayı artırmasını ve küresel iklim müzakerelerine yeni ivme kazandırmasını diledi.




