Yılın ilk Enflasyon Raporu bilgilendirme toplantısında konuşan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Osman Cevdet Akçay, siz sormadınız ama ben söyleyeyim diyerek: “Bizim şu an içinde çalıştığımız sistemde, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti mevduat faizi bağı kopmuş, politika faizi enflasyon bağı kopmuş, faiz kur bağı kopmuş durumdaydı. Biz yedi aydır tekrar ihdas ediyoruz. Bu bağlar tekrar ihdas edilecek. Veriler birikecek. Alan verileri kullanacaksınız, modelleme yapacaksınız. Oradan sonra da 36’dan 38’e çıkma ihtiyacı duyacaksınız. Modelleme bilen arkadaşlar beni çok iyi anlayacaktır ki bu çok zor ve hatta imkânsıza yakın. 36 hedefini değiştirmekten ziyade o hedefe bizi sürekli yakınsatacak olan önlemleri devreye sokmak çok daha anlamlı. Öbür türlü yaptığınız işe olmayan bir önem atfediyor olursunuz.

Bu normalleşme süreci aslında biriken veri ile bağların yeniden kurulması ile modellemede çalışan arkadaşlara uygun ortam sağlayacak. Daha o noktada bile değiliz. 36 hedefi iddialı; ama iddiasız hedef koyan Merkez Bankası bence oksimorondur. İddialı ama erişilebilir bir hedef, enflasyon beklentilerini aşağı indirmekte ve düzeltmekte iddiasız ve rahat ulaşılabilir bir hedeften çok daha iyidir. Dolayısı ile yaptığımız şeyin doğruluğuna fena halde inanıyoruz." Demiş…

İşin açığı bence bu ağır eleştirel sözlerin muhatabı doğrudan “onlar ekonomiden anlamaz, ben ekonomistim” diyen zat-ı muhteremdir…

İşin gerçeği uzun zamandır ekonominin dümeninde Recep Bey bulunmaktadır, onun tarafından atanan kişiler sadece ve sadece onun dediklerini yapmakla mükelleftir ve zaten de onun dediğini yapmayan kişiler Merkez Bankası Başkanı olsa bile “dediğimi yapmıyordu kovdum” denilerek sistemin dışına çıkarılmaktadır.

Bu noktada aslında hangi makamda kimin ne dediği hiç mi hiç önemli değildir tek bakılması gereken Recep Bey’in ne dediğidir. 

Fakat bu noktada da çok ama çok büyük bir sorun daha vardır çünkü Recep Bey çok büyük bir hızla istikamet ve fikir değiştirmektedir, bu değişikliği önceden tahmin etmek ya da öngörmekte çok ama çok zordur…

Düne kadar “faiz sebep enflasyon sonuçtur” ve “nas var nas sana bana ne oluyor” diyen bir kişi bu gün gelip faizleri radikal bir şekilde arttıran bir ekibi iş başına getiriyorsa kim neyi, nasıl öngörebilir?

Eleştirilerin içeriğine gelirsek: 

En nihayetinde Cevdet Akçay kibar adam “ekonominin içine edip bırakmışsınız, şimdi biz geldik temizlemeye çalışıyoruz” demek yerine bu sözü son derecede kibarca ve akademik bir dil ile ifade etmiş.

Cevdet Akçay’ın bu sözleri öncelikle “Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır” diyen Hazine ve Maliye Eski Bakanı Nureddin Nebati’nin "Merkez Bankası'nı ve politika faizini önemsizleştirdik" şeklindeki saçma sapan görüş ve iddialarına getirilen bir eleştiridir. 

Fakat bu eleştiriler elbette ki sadece ve sadece Hazine ve Maliye Eski Bakanı Nureddin Nebati’ye ve uyguladığı “irrasyonel” politikalara değil aynı zamanda onu o göreve getiren ve ekonomide istediği gibi at koşturmasına izin veren Recep Bey ve onun politikalarına da getirilmiş eleştirilerdir.

Üstelik bu eleştiriler sadece Nureddin Nebati dönemi ile de sınırlanamaz damat bey ile başlayan bu son süreç toplu olarak bu eleştirilerden nasibini alır.

Bugün Cevdet Akçay’ın toparlamaya çalışıyoruz dediği sürecin asli faili Recep Bey olduğuna göre eleştirinin odak noktasında da Recep Bey var demektir.

Peki, bu noktadan sonra Cevdet Akçay o koltukta daha ne kadar oturabilir?

Ben daha çok uzun bir süre boyunca oturabileceğini düşünmüyorum, üç vakte kadar affını isterse hiç mi hiç şaşırmam doğrusu…