Son söyleyeceğimi peşin peşin başta söyleyeyim: Bölünmeyi sadece demokrasi önler ve istikrarı sadece demokrasi sağlar!Bu seçim...

Son söyleyeceğimi peşin peşin başta söyleyeyim: Bölünmeyi sadece demokrasi önler ve istikrarı sadece demokrasi sağlar!

Bu seçim sürecinde iktidar yaptıklarını ve yapacaklarını anlatmak yerine halkın bölünme korkusunu tetikleyecek şekilde, terörle mücadele söylemi etrafında ve istikrara vurgu yapan bir kampanya yürüttü.

Özetle depremi, ekonomik krizi, açlığı yoksulluğu falan bırakın, bakın ben olmazsam istikrar bozulur, teröristler gelir, ülke bölünür propagandasına yüklendi ve devamlı olarak muhalefetin terör örgütleriyle işbirliği yaptığı palavrasını tekrarlayıp durdu.

İktidar halkımızda hem geçmişten taa Osmanlı zamanından gelen ve hem de son kırk yılda yaşanan bölücü terör olaylarının yarattığı bölünme paranoyasını kaşıyarak seçmenini konsolide etmeye çalıştı.

Bunda bir miktar başarılı olduğunu da söylemem gerekir…

Oysa en başta da dediğim gibi: Bölünmeyi sadece demokrasi önler ve istikrarı sadece demokrasi sağlar!

Sadece ülkemizden ya da günümüzden de bahsetmiyorum tarihe ve farklı coğrafyalara başka ülkelere baktığımızda da bu iddiamı doğrulayan birçok olay var.

Mesela bölünme dediğimizde en başta komşu coğrafyamızda ve yakın tarihte yaşanan bir SSCB örneği var.

1917 Bolşevik devrimi ile kurulan SSCB yani Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yakın zamanlarda 90’ların başında çöktü. Sadece ve sadece 70 yıl kadar bütünlüğünü koruyabildikten sonra bütün dünyanın şaşkın bakışları altında bölündü, parçalandı ve darmadağın oldu.

Oysa:

• SSCB 22.400.000 km² ile dünyanın en büyük topraklarına sahipti. Ülke batıda Atlantik, doğuda Pasifik ve kuzeyde Kuzey Okyanusu ile çevriliydi Avrasya kıtasının neredeyse tüm kuzeyini kaplıyordu.

• Başta Doğu Avrupa ve Balkan ülkeleri olmak üzere birçok müttefiki de vardı.

• SSCB kendi teknolojisini yaratmış, nükleer güce sahip olmuş ve uzaya ilk çıkan devlet olmuştu.

• SSCB dünyanın en büyük ordusuna ve en güçlü silahlarına sahipti.

• SSCB muazzam doğal kaynaklara, petrole, doğalgaza sahipti.

• SSCB gerçekten de devasa tarım topraklarının sahibiydi.

• SSCB geniş kitleler üzerinde son derecede etkili olabilecek sosyalizm gibi parlak bir ideolojinin de sahibiydi.

Peki, bu kadar büyük imkânlara sahip olan SSCB neden bölündü parçalandı yıkıldı?

Çünkü çok büyük bir eksikliği vardı SSCB’de demokrasi yoktu…

Birçok başka örnek daha vermemiz çok kolay ama sadece bu SSCB örneği bile ne demek istediğimin anlaşılabilmesi için sanırım yeterli olmuştur.

Tamam, SSCB bölündü ve içinden birçok devlet çıktı peki o zamandan bu zamana bölgede istikrar sağlanabildi ve bölünme tehlikesi sona erdi mi?

Elbette hayır çünkü SSCB bölünüp dağıldıktan sonra yerine kurulan devletlerden hiç birinde demokratik bir rejim kurulamadı.

Mafyatik oligarkların egemen olduğu birer diktatörlüğe dönüşen bu devletler de huzur, barış ve istikrarı tesis edemedi.

SSCB yerine kurulan devletlerden en büyüğü olan Rusya’da bile istikrar sağlanamadı bölünme tehlikesi ortadan kaldırılamadı çünkü Rusya’da da rejim demokratikleşemedi.

Peki, bana bölünen parçalanan bir tek demokrasi gösterebilir misiniz?

Elbette ki gösteremezsiniz çünkü demokrasiler sorunlarını ülkenin bölünmesine veyahut da istikrarsızlığa sürüklenmesine yol açacak kadar büyük gerilimler üretmeden çözebilme kapasitesine sahiptir.

Diktatörlüklerin ise böyle bir kapasitesi yoktur ve bu yüzden her diktatörlük istikrarsızdır ve eninde sonunda bölünüp parçalanmaya mahkûmdur.

Ülkemizde tesis edilen tek adam rejimi hızla bir diktatörlüğe evrinmektedir ve emin olun o aşamaya gelinirse Türkiye’de bölünüp parçalanmaktan kurtulamaz. Bu yüzden eğer bölünmeye karşıysanız gidin oyunuzu cehennemin kapılarını kapatacak şekilde kullanın demokrasiyi savunanlara verin derim.